Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3051 E. 2025/161 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında yaptığı işlemler nedeniyle mirasçının miras hakkının zedelendiği iddiasıyla açılan tenkise dayalı tapu iptali ve tescil, aksi halde denkleştirme veya tenkis bedelinin tahsili isteminin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tenkis davasına ilişkin sürenin hukuki niteliğinin Bölge Adliye Mahkemesince doğru değerlendirilmesine rağmen, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılıp yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi doğru görülmeyerek HMK m.353/1-b(2) hükmü gereğince bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3947 E., 2024/639 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Köyceğiz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/23 E., 2022/139 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz incelemesi davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının kardeş olduğunu, ortak murisleri olan babaları ... 'nin sağlığında kendi ismini taşıyan bir şirket kurduğunu, 1988 yılında müvekkili ile davalının şirkete ortak olduğunu ve birlikte ticaret yaptıklarını, murisin sağlığının kötüye gitmesi sebebiyle şirketin 1996 yılında feshedildiğini, 87.000,00 TL değerinde olan 36 ada 10 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline onun şirketteki hisse ve değerine karşılık olarak satıldığını, ancak murisin 36 ada 11, 55 ve 60 parsel sayılı taşınmazlarını davalıya bağışladığını ve sonradan daha pek çok taşınmazı davalıya devrettiğini öğrendiğini, bu işlemler sebebiyle müvekkilinin miras hakkının zedelendiğini, bu devirlerin mal kaçırma amacı güttüğünü ve davalının söz konusu mallar üzerinde tasarrufta bulunduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların denkleştirme ve saklı pay hisse oranları hesap edilerek bu oranda davalı üzerindeki taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tescilini, aksi hâlde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla 50.000,00 TL denkleştirme alacağının tahsilini veya saklı payına yapılan tecavüz nispetinde tenkis bedelinin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; denkleştirme alacağının zamanaşımına uğradığını ve hak düşürücü sürenin de dolduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.03.2022 tarihli ve 2021/23 Esas, 2022/139 Karar sayılı kararıyla; "...davacının miras taksim sözleşmesinin düzenlendiği esnada noterde hazır bulunup imza attığı, Yargıtay uygulamasına göre davacının ancak 09.07.2008 tarihine kadar denkleştirme talebinde bulunabileceği, bu nedenle davacının denkleştirme talebinin zamanaşımı nedeniyle reddedilmesinin gerektiği, davaya konu edilen 11 ve 55 parseller üzerinde tevhit işlemi yapılarak 36 ada 60 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu, 60 parsel sayılı taşınmazın 04.08.1982 tarihinde muris tarafından davalıya bağışlandığı, TMK'nın 571. maddesi gereği tenkise tabi olduğu belirtilen taşınmazlar ile tenkise tabi olabilecek taşınmazların devirlerinin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, zira 09.07.1998 tarihinde miras sözleşmesinin yapıldığı, 60 parsel sayılı taşınmazın ise devrinin 1982 yılında yapıldığı, davacının öğrenmeden itibaren 1 yıllık süre içerisinde dava hakkını kullanmadığı, 09.07.1998 tarihinde miras sözleşmesinin yapıldığı, bu tarihin üzerinden 10 yıl geçtikten sonra işbu davanın açıldığı..." gerekçesiyle davacının denkleştirme ile tenkis taleplerinin ayrı ayrı hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 07.05.2024 tarihli ve 2022/3947 Esas, 2024/639 Karar sayılı kararıyla; "...mirasbırakan ... 'nin 27.03.1997 vefat tarihi itibariyle 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, bu Kanun'un Müruru zaman başlıklı 513. maddesinde tenkis talebine yönelik belirlenen 1 ve 5 yıllık sürelerin zamanaşımı olduğu, sürelerin dava tarihi itibariyle geçtiği ve davalının süre yönünden itirazının da bulunduğu gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince bu değerlendirme ile davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, denkleştirme yönünden yapılan değerlendirmede ise istemin Medeni Kanunun 669. maddesine dayalı mirasta iade davası olarak belirtildiği, bu tür davalarda hak düşürücü sürenin değil zamanaşımının söz konusu olduğu, zamanaşımı süresinin ise Medeni Kanun'un 5. maddesinin yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi gereğince taksim sözleşmesinin yapıldığı tarihten itibaren on yıl olduğu, somut olayda mirasbırakanın tüm mirasçılarının katılımı ile 09.07.1998 tarihli Düzenleme Şeklinde Mirasın Taksimi Sözleşmesini düzenlendiği, davalının süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunduğu, buna göre İlk Derece Mahkemesince davanın zamanaşımı yönünden reddine dair verilen kararın usul ve yasalara uygun olduğu..." gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili,

1. Yerel Mahkemece tenkis talebinin zamanaşımından değil hak düşürücü süreden reddedildiğini,

2. Ancak incelemenin 4721 sayılı TMK’ya göre yapıldığını,

3. Halbuki incelemenin 743 sayılı Kanun'a göre yapılmasının gerektiğini,

4. Bölge Adliye Mahkemesince de bu durumun fark edilmediğini,

5. Davalı tarafça da tenkis davasına yönelik zamanaşımı def'inde bulunulmadığını,

6. Tenkis davasının bu nedenle hak düşürücü sürenin dolduğundan bahisle reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu,

7. Müvekkilinin iddialarının haklı olduğunu,

8. Bu iddialar konusunda bilirkişiden rapor alınmasının gerektiğini,

9. Taksim sözleşmesini aslının olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, tenkise dayalı tapu iptali ve tescil aksi hâlde denkleştirme ya da tenkis bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un "Geçmişe etkili olmama" başlıklı 1. maddesinin 1. fıkrası, "Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukukî sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir. Bu doğrultuda; niteliği itibarıyla hukuki bir olay olan ölüm olayının (Selâhattin Keyman, Hukuka Giriş, Ankara, 2005. s.102 vd.; ... , Türk Medeni Hukuku, Ankara, 2014, s.101.) gerçekleşme tarihi, bu olayın hüküm ve neticeleri ile ilgili olarak TMK'nın uygulanıp uygulanmayacağı noktasında önem arz etmektedir. Tarafların murisi olan ... , 27.03.1997 tarihinde öldüğünden yukarıdaki açıklamalara göre 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin uygulanacağı konusunda şüphe bulunmamaktadır. Tenkis süresinin hukuki niteliği; 743 sayılı Kanun'un 513. maddesinde zamanaşımı, 4721 sayılı TMK'nın 571. maddesi ise hak düşürücü süre olarak belirlenmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında tenkis süresinin hukuki niteliğine dair yapılan değerlendirme doğru ise de gerekçe değiştirildiği halde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b(2) hükmü gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesis edilmesi gerekirken istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi ile yetinilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.