"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/573 E., 2023/1071 K.
DAVA TARİHİ : 02.06.2015
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında görülen zilyetliğe dayalı el atmanın önlenmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davaya konu taşınmazı zilyetlik devir sözleşmesi ile satın aldığını, daha sonra üçüncü kişiye kiraladığını, kiracıyı tahliye etmesinden sonra davalının kapı kilidini kırmak suretiyle taşınmazda bulunan evi işgal ettiğini ileri sürerek el atmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taşınmaza hiçbir zaman zilyet olmadığını, taşınmazda bulunan ev ve büfenin ölen eşine ait olduğunu, eşinin aynı tarihte iki farklı kişiye taşınmazda zilyetliğin devri sözleşmesi yapmasına rağmen zilyetliği aslında devretmediğini, taşınmazda bulunan yapıların kendi kullanımında bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 17.03.2016 tarihli ve 2015/300 Esas, 2016/178 Karar sayılı kararıyla; taşınmazın Hazineye ait olduğu, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 17.03.2016 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25.06.2020 tarih ve 2016/18322 Esas, 2020/4041 Karar sayılı ilamında; el atmanın önlenmesi davasının mülkiyet hakkı sahibi dışındaki ayni ya da şahsi hak sahipleri tarafından da açılabileceği beliritilerek işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkeme, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davalının dava konusu taşınmazın kapı kilidini kırmak suretiyle haksız olarak işgal ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrarla, murisin taşınmazdaki zilyetliğini davacıya hiçbir zaman devretmediğini, davacının zilyetliğe dayalı el atmanın önlenmesini istemesinde haksız olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, zilyetliğe dayalı el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 983 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.