Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3079 E. 2024/4343 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazineye ait mera vasfındaki bir taşınmaz üzerinde davacılar tarafından yapılan muhdesatın aidiyetinin tespiti talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın mera vasfını koruduğu dönemde yapılan muhdesata davacıların mülkiyet iddiasında bulunamayacağı ve Hazine'nin suskunluğunun davacılarda meşru beklenti yaratmayacağı gözetilerek, mahkemenin muhdesat aidiyetini tespit talebini reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/398 E., 2024/82 K.

DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 29.11.2016

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen muhdesat aidiyetinin tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; Diyarbakır ili,...ilçesi, (eski 117) 159 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin davalı Hazineye ait olduğunu, davacılar tarafından taşınmaz üzerine hayvan barınağı, tandır, depo, kümes gibi yapıların inşa edildiğini, çekişme konusu yerin dava dışı Diyarbakır DSİ tarafından baraj yapımı için istimlak alanına dahil edildiğini belirterek arazi üzerindeki mütemmim cüzlerin varlıklarının, niteliklerinin, yüzölçümlerinin ve zilyetlerinin tespitinin yapılmasını istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi'nin 25.06.2018 tarihli ve 2016/975 Esas, 2018/436 Karar sayılı kararıyla; dava konusu (eski 117) 159 parselde kain taşınmazın tapulama tutanaklarına göre mera vasfında olduğu; bu vasfını 21.12.2015 tarihine kadar sürdürdüğü; 21.12.2015 tarihinde ifraz işlemi ile ''göl alanı'' olarak ... adına tescil edildiği; yerin Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünün 29.04.2016 tarihli ve 12215 sayılı yazısı ile DSİ 10. Bölge Müdürlüğüne tahsis işleminin gerçekleştirildiği, inşaat bilirkişi raporuna göre taşınmaz üzerindeki yapıların 7-8 yıl önce yapıldığı, ziraat bilirkişi raporuna göre ise taşınmaz üzerindeki ağaçların 10-12 yaşlarında olduğunun tespit edildiği; bu tespitlere göre de yapı ve ağaçların meydana getirildikleri tarih itibarıyla taşınmazın mera vasfını devam ettirdiği belirtilerek, mera parseli üzerinde meydana getirilen muhdesatlara yasallık sağlayacak şekilde tespit kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 25.06.2018 tarihli kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.02.2019 tarihli ve 2018/1169 Esas, 2019/201 Karar sayılı ilamıyla; davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 21.04.2021 tarihli ve 2019/3078 Esas, 2021/3771 Karar sayılı ilamında; eksik araştırma ile karar verilmesinin doğru görülmediği açıklanarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına kararı verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mera parseli üzerinde meydana getirilen muhdesatlara yasallık sağlayacak şekilde tespit kararının verilemeyeceği, dava konusu taşınmazın çok eskiden beri mera parseli olup 21.12.2015 tarihi itibariyle de göl alanı olarak Hazine, 29.04.2016 tarihinde DSİ Bölge Müdürlüğüne tahsisinin yapıldığı, Hazinenin davacıların haksız kullanımına karşı suskunluk ve eylemsizliğinin makul kabul edileceği, davacıların meşru bir beklenti içerisine girmesine neden olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu talebin zilyetliklerinin tespiti olduğunu, kamulaştırma evraklarında taşınmaz üzerindeki muhdesatların sahiplerinin tespiti halinde bedellerinin kendilerine ödeneceği belirtildiği için eldeki davanın açıldığını, taşınmazın mera vasfını kaybederek Hazineye geçtiğini, muhdesatların yapılmasından sonra Hazine ile aralarında bu konuda uyuşmazlık yaşanmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 684 üncü, 718 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Onama harcı davacıdan peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

07.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.