Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3144 E. 2024/5523 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yüklenici (yap-satçı) tarafından satışı yapılan ancak tapusu devredilmeyen taşınmaz nedeniyle tapu iptal ve tescil, bedel iadesi ve manevi tazminat istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın üçüncü kişiye devri nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinin konusuz kaldığı, manevi tazminat yönünden kararın kesinleştiği, bedel iadesi ve tazminata ilişkin olarak bozmaya uyularak verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2023/346 E., 2024/235 K.

DAVALILAR : ... vekili Avukat ..., Dede ... İnş. Müh.Mob.Müş.san. ve Tic.Ltd.Şti. vekili Avukat ...

İHBAR OLUNANLAR : T. Vakıflar Bankası T.A.O. vekili Avukat ..., Yapı Kredi Bankası A.Ş. vd.

Taraflar arasında görülen yüklenici (yap-satçı) temliki iddiasına dayalı tapu iptal tescil, ikinci kademede bedelin tazmini ve manevi tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında Konya ili, Selçuklu ilçesi, Dikilitaş Mahallesi, 17851 ada, 7 parsel üzerine yapılacak 5 katlı binadaki, B Blok, zemin kat, 2 bağımsız bölüm numaralı dairenin 90.000,00 TL bedelle satışı için imzalanan adi yazılı, bila tarihli sözleşme uyarınca bedelin peşin ödendiğini, 30.08.2011 tarihinde müvekkiline devrinin kararlaştırıldığını, fiilen teslim edilen taşınmazda halen müvekkilinin oturduğunu, sonrasında taşınmazın diğer davalı ...'a devredildiğinin öğrenildiğini, Levent'e yapılan devrin mal kaçırma kastıyla muvazaalı yapıldığını, tapuda gösterilen bedelin de gerçek satış değerinin çok altında olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; dava konusu 2 bağımsız bölüm numaralı dairenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde ödenen 90.000,00 TL bedelin, rayiç bedel de gözetilerek 30.08.2011 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalı şirketten tahsilini ve manevi zararlara karşılık 10.000,00 TL'nin yasal faiziyle davalılardan müştereken müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; davacının dayandığı sözleşmenin geçersiz olduğunu, taşınmazın 02/08/2011 tarihinde 78.000,00 TL bedel ödenerek tapuya güven ilkesi uyarınca müvekkilince satın alındığını, hatta müvekkilinin davalı şirketten beş (5) adet daha taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, davalı şirketin borca batık olduğunun müvekkili tarafından bilinmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı Dede ... İnşaat Ltd. Şti yetkilisi ... 05.02.2015 tarihli celsede; dava konusu dairenin davacıya haricen satılarak 90.000,00 TL bedeli davacıdan tahsil edildiği halde tapuda devrinin yapılamadığını, ortağı olduğu davalı şirketin davadışı ... İşçimen'den alacağı 1.600.000.000 TL. paranın ödenmemesi üzerine dava konusu dairenin de aralarında bulunduğu sekiz (8) adet daireyi davalı ...'a devrettiklerini ancak bu daireler için bankadan kredi çekerek ödeme yapacağını taahhüt eden Levent'in ise bu parayı ödeyemediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 28.10.2021 tarih ve 2021/9 E. - 2021/687 K. sayılı kararıyla;

"...Tapu iptal ve tescil yönünden açılan dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, terditli alacak yönünden açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 90.000,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalı Dede ... İnşaat Tic. Ltd. Şti'den tahsili ile davacıya verilmesine, teslim tarihinden itibaren faiz isteğinin reddine, manevi tazminat isteğinin kabulü ile 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine..." karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin 28.10.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairemizin 23.02.2023 tarihli ve 2022/7239 E. - 2023/1098 K. sayılı ilamıyla ;

"...Yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat yapmakta olduğu veya arsa sahibinin aynı zamanda yüklenici sıfatıyla hareket ederek (yapsatçı konumunda) inşa etmekte olduğu binalardan bağımsız bölüm satın alınması hâlinde 6098 sayılı Kanun'un 163 ve 184 üncü maddeleri gereğince üçüncü kişiye yapılacak temlikin yazılı olmasının yeterli olduğu, davacının 09.04.2014 tarihli dava dilekçesinde ikinci kademede davaya konu dairenin rayiç bedeli dikkate alınarak tazminat talebinde bulunduğu, gerçekten davacının, âkidi olan yükleniciden 6098 sayılı Kanun'un 112 nci maddesine dayanarak ademi ifa sebebiyle tazminat isteyebileceği, buradaki borcun nedeni, borçlunun (yüklenicinin) taahhüdünü ihlâl etmesi olup borçlunun taahhüdü, genellikle bir akte dayandığından buna "akdi tazminat", borçlunun sorumluluğuna da "akdi sorumluluk" denildiği, 6098 sayılı Kanunun 112 nci maddesi gereğince ödenmesi gereken tazminatın ise alacaklının müspet zararı olup müspet zarardan da borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne vaziyette bulunacak idi ise bu vaziyetle mamelekin hâli hazır vaziyeti arasındaki farkın anlaşılması gerektiği, bu nedenle mahkemece, dava konusu bağımsız bölümün dava tarihindeki güncel değerinin taşınmazda keşif yapılarak konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak belirlenmesi gerektiği, davacının dava dilekçesindeki talebini ıslah etmesi hâlinde bu miktar tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği..." gerekçesiyle; hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"... Taşınmaz cebri icra yoluyla satıldığından davacının tapu iptali ve tescil isteğinin konusuz kaldığı anlaşıldığından tapu iptali ve tescil yönünden açılan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği... davacının ancak ödediği bedeli ve zararlarını talep etme hakkı olup taşınmaz bedeli olarak ödediği 90.000,00 TL'nin de dikkate alınarak dairenin rayiç bedelinin 30/08/2011 teslim için taahhüt edilen tarihten işleyecek yasal faiziyle tahsilinin talep edildiği, rayiç bedelin 115.000,00 TL olarak belirlendiği anlaşılmışsa da davanın davanın sözleşmeden kaynaklandığı, bu durumda TBK.m.117 uyarınca davalının temerrütünün zorunlu olup ancak dava tarihine kadar davalı yüklenici şirket temerrüde düşürülmediğinden terditli tazminat istemi yönünden kısmen kabul kararı vermek gerektiği, Yargıtay bozma ilamının rayiç bedel yönünden olduğu, manevi tazminat yönünden herhangi bir temyiz başvurusu bulunmadığı gibi bu yönde bozma da olmadığı, manevi tazminat yönünden verilen hüküm ve yargılama giderlerinin kesinleştiği, diğer taraftan açılan tapu iptali ve tescil davasının taşınmazın 3. kişiye satılmış olması nedeniyle konusuz kaldığı, 6100 sayılı HMK.m.331 uyarınca davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmetmek gerektiği, davanın açıldığı tarihe göre tapu iptali ve tescil isteğinden her iki davalının da sorumlu olduğundan yargılama giderlerinin davalılardan tahsilinin gerektiği..." gerekçesiyle; tapu iptali ve tescil yönünden açılan davanın konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına; terditli alacak yönünden açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine, 90.000,00 TL satış bedeli ile 25.000,00 TL tazminat olmak üzere toplam 115.000,00 TL'nin dava tarihinden yasal faiziyle davalı Dede ... İnşaat Müh. ve Tic. Ltd. Şti'den tahsili ile davacıya verilmesine, teslim tarihinden itibaren faiz isteğinin reddine, manevi tazminat isteğinin kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; taşınmaz üzerinde ihtiyati tedbir kararı varken davalının borçları sebebiyle icrai satış yapıldığını, oysaki bunun mümkün olmadığını, öncelikli talebin tapu iptal ve tescil olduğunu, sonradan icra yoluyla satışının yapılmasının davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi sonucunu doğurmayacağını, her halükarda davacı lehine tescil kararı verilmesi gerektiğini, öte yandan; dava tarihindeki değerle güncel değer arasında fahiş fark bulunduğunu, hüküm altına alınan tazminatla şu an taşınmaz sahibi olunamayacağını, karar tarihine en yakın tarihli emsal araştırması yapılarak rayiç değer üzerinden tazminata hükmedilmesi gerektiğini, bununla beraber uğranılan zararların da tazmini gerektiğini belirterek; kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık yüklenici (yap-satçı) temliki iddiasına dayalı tapu iptal tescil, ikinci kademede bedelin tazmini ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.