Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3160 E. 2024/5006 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ehliyetsizlik nedeniyle verilen vekaletname ile tesis edilen ipoteğin geçersizliği iddiasına dayalı ipotek şerhinin terkini davası.

Gerekçe ve Sonuç: Vekaletnamenin verildiği tarihte vekalet verenin fiil ehliyetine sahip olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile tespit edilmesi ve davacılar tarafından ehliyetsizliğe ilişkin iddialarının ispatlanamaması gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/304 E., 2024/24 K.

DAVACILAR : ..., ... vd. vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 18.01.2013

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında, ehliyetsizlik hukuki sebebine dayalı olarak açılan ipotek şerhinin terkini ve menfi tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar/tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacının vasisinin vekili; kısıtlı ...'nın Manisa 2. Noterliğinde 10.02.2009 günü düzenlenen vekaletname ile oğlu ...'ya ipotek tesisini de içeren yetki verdiğini, Yılmaz'ın da bu yetkiye dayanarak ...'nin maliki olduğu 18 parsel sayılı taşınmazda davalı yararına 11.02.2009 günü ipotek tesis ettiğini, ipotek bedeli ödenmeyince ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, ipotek tesis tarihinde ...'nin fiil ehliyeti bulunmadığından işlem geçersiz olduğu gibi, ipoteğin kurulmasına neden olan borcun da doğmadığını ileri sürerek; ipoteğin fekkini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; geçerli vekaletnameye dayanarak işlem yapıldığını, ipotekli taşınmazın icra takibi sırasında yapılan kıymet takdiri aşamasında ...'nin kısıtlandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 14.04.2017 tarihli ve 2016/133 E., 2017/56 K. sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 14.04.2017 tarihli ve 2016/133 E., 2017/56 K. sayılı kararına karşı süresi içinde Davacılar/tereke temsilcisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesi 15.03.2021 tarihli ve 2017/ 5028 E., 2021/1764 K. sayılı ilamında; "...Somut olayda; kayıt maliki ...’nın vekaletnamenin verildiği 10.02.2009 tarihinde hukuki işlem ehliyetinin bulunmadığının iddia edildiği...ehliyetin varlığına delalet eden ve mahalli sağlık ocağından tek tabip tarafından düzenlenen raporun yeterli sayılmayacağı, ayırt etme gücünün nispi bir kavram olması, eylem ve işleme göre değişmesi, bu yönde en yetkili sağlık kurulundan özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmakta olduğu, esasen, Türk Medeni Kanunu'nun 409. maddesinin 2. fıkrasında akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporuyla belirleneceğinin de öngörüldüğü, yapılan bu açıklamalardan sonra mahkemece, muris ...’ya ait bütün tıbbi bilgi ve belgeler toplanarak ve gerektiğinde bu hususta mahkemece re’sen araştırma yapılarak tüm dosya kapsamı nazara alınarak muris ...’nın vekaletnamenin verildiği 10.02.2009 tarihinde hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığının Adli Tıp Kurumundan rapor alınmak suretiyle belirlenmesi, daha sonra uyuşmazlığın çözümlenmesi yoluna gidilmesi gerekirken mahkemece, belirtilen husus gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin, başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararında; "... Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunca düzenlenen 08.12.2023 tarihli raporda ...'nın, işlem tarihi olan 10.02.2009 tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun bildirildiği, böylelikle ipotek tesis tarihinde ...'nin fiil ehliyeti bulunmadığından işlemin geçersiz olduğuna yönelik davacıların iddialarının ispat edilemediği..." gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar/tereke temsilcisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar/tereke temsilcisi vekili; eldeki davanın temelinin hukuki işlem ehliyeti yokluğuna dayanması sebebiyle ipoteğin kurulamadığını ve paraya çevirilemeyeceğini, kısıtlının ise bu şekilde borçlandırılamayacağını, verilen kararın eksik incelemeye dayanmakta olup kısıtlama kararı ile çelişki içerdiğini, her iki kararın dayanağı olan kısıtlılığa ilişkin raporların yeniden Adli Tıp Kurumuna sevki gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; ehliyetsizlik hukuki sebebine dayalı olarak açılan ipotek şerhinin terkini ve menfi tespit ist... ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.