Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3178 E. 2025/1434 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin düzenlediği vasiyetnamenin şekil şartlarına aykırılık, tanık yasağı, fiil ehliyetsizliği, irade sakatlığı gibi nedenlerle iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Murisin vasiyetnameyi düzenlediği tarihte fiil ehliyetine sahip olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile tespit edilmesi, vasiyetname tanıklarından birinin yasaklı tanık olmadığı, vasiyetnamenin kanunda öngörülen şekil şartlarına uygun olarak düzenlendiği ve tanık beyanları ile ileri sürülen irade sakatlığı iddiasının ispatlanamaması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/939 E., 2024/707 K.

DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...

DAVALILAR : ... vd. vekili Avukat ...

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çiftlik Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/118 E., 2023/19 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; muris anneleri ... tarafından düzenlenen 06.09.2012 tarihli vasiyetnamenin şekil kurallarına aykırı düzenlendiğini, vasiyetname tanıklardan ...'in yasaklı tanık olduğunu, murisin 90 yaşında olup vasiyetname düzenlendiği sırada fiil ehliyetine haiz olmadığını, kullandığı ilaç ve uygulanan tedavilerin etkisinde olduğunu, murisin yürümekte dahi zorlanırken bulunduğu ilçe yerine il merkezine gelip vasiyetname düzenlemesinin vasiyetnamenin yanıltılarak aldatılarak korkutularak ve zorlanarak yapıldığının göstergesi olduğunu ileri sürerek vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; murisin fiil ehliyetinin yerinde olduğunu, vasiyetnamenin murisin hür iradesi ile düzenlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 23.09.2020 tarihinde vasiyetnamenin öğrenildiği, davacılar tarafından davanın 02.10.2020 tarihinde hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, murisin hastane kayıtlarının getirilerek Adli Tıp Kurumundan vasiyet tarihinde fiil ehliyetine haiz olup olmadığı yönünde rapor alındığı, söz konusu raporda fiil ehliyetine haiz olduğunun belirtildiği, vasiyetname tanıklarından ...'in davalıların annesi ...ın kardeşi olup 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 536. maddesinde belirtilen yasaklı kişilerden olmadığı, vasiyetnamenin kanunda aranan şartlara uygun olarak düzenlendiği, vasiyetname tanıklarının vasiyetname içeriğine uygun olmayan beyanlarının hükme esas alınmayacağı, bu nedenlerle vasiyetname tanıklardan ...'in muris ...'ı noterde görmediği yönündeki beyanına itibar edilmediği, vasiyet edenin vasiyet ettiği yerin üzerinde bulunan ev hususunda muhdesatın aidiyeti bakımından açılmış herhangi bir davanın bulunmadığı, davacılar tarafından muhdesatın davalılara ait olduğunun kabul edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 4. İhtisas Kurulunun 11.11.2022 tarihli raporunun murisin tüm tedavi belgeleri temin edilip incelenerek hazırlandığı, İlk Derece Mahkemesince, davacının gösterdiği tüm deliller toplandığı ve davacı tanıklarının dinlendiği, tanık anlatımları ve dosya kapsamındaki deliller itibariyle murisin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yani iradesi sakatlanarak vasiyetname düzenlediği iddiasının ispatlanamadığı, TMK'nın 536. maddesi uyarınca davalıların dayısı ...'in vasiyetnamenin düzenlenmesinde tanık olmasına bir engel bulunmadığı, şekle aykırılık bulunmadığı, noterlerin usulüne uygun olarak düzenledikleri ve onayladıkları belgenin (vasiyetnamenin) aksi ispat oluncaya kadar kesin delil teşkil edeceği, vasiyetname tanıklarının vasiyetname içeriğine uygun olmayan beyanlarının hükme esas alınmayacağı, dolayısıyla tanık ...'in vasiyetname içeriğine uygun olmayan beyanlarına İlk Derece Mahkemesince itibar edilmemesinin doğru olduğu, dava konusu vasiyetnamenin TMK'nın 535. maddesinde düzenlenen okuma yazma bilmeyenlere mahsus usule göre düzenlendiği gerekçeleriyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Adli Tıp Kurumu raporunun dosya içeriği ile uyumlu olmadığını, İlk Derece Mahkemesi tarafından sadece korkutma yönünden değerlendirme yapıldığı, ancak vasiyetnamenin murisin zorlanarak ve iradesine aykırı yapıldığının açık olduğunu, tanıklardan ...'in yasaklı olduğunu, tanık ... tarafından noterde murisi görmediğinin beyan edildiğini, bu hâlde de vasiyetnamenin şekil kurallarına aykırı düzenlendiğinin açık olduğunu, taşınmazlarla birlikte evlerinde vasiyet edildiğini, ancak mahal belirtilmediğinden vasiyetnamenin geçerli olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.