Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3232 E. 2024/4862 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: El yazılı vasiyetnamelerin iptali ve tenkisi davasında, vasiyetnamelerin geçerliliği, davacıların dava takibi ve tenkis hesabının doğruluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden hükme esas alınması, davacıya yapılan tebligatın usulsüz olması ve davacı yönünden davanın açılmamış sayılması koşullarının oluşmaması gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/82 E., 2023/264 K.

DAVA TARİHİ : 22.01.2014

KARAR : Davanın Reddi

EK KARAR TEMYİZİ : Davacı ...

Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 3. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın davacılar Kudret ve Hatun yönünden açılmamış sayılmasına, davacı ... yönünden ise reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı ... vekili tarafından duruşmalı, davacı ... tarafından duruşmasız, ek karar ise davacı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne, davacı ...'nın duruşma talebinin davanın niteliği gereği reddine karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; muris ...'a ait olduğu belirtilen el yazılı vasiyetnamelerin Zonguldak 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/849 Esas sayılı dosyası ile 08.01.2014 tarihli celsede açıldığını, vasiyetnamenin iptali için dava açmak üzere davacılara süre verildiğini, vasiyetnamedeki yazıların ve imzaların murise ait olmadığını ileri sürerek söz konusu vasiyetnamelerin iptali, bunun mümkün olmaması halinde tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; vasiyetnamelerin tamamının murisin el yazısı ile yazıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI:

Mahkemenin 04.11.2014 tarihli ve 2014/66 Esas, 2014/693 Karar sayılı kararıyla; her ne kadar dava tarihinde yürürlükte olan kanun maddesinde el yazısı ile vasiyetnamede düzenleme yeri zorunlu unsur değil ise de, şekil şartları yönünden vasiyetnamenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, düzenleme yerini içermeyen el yazısı vasiyetnamenin şekil şartlarını taşımadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 04.11.2014 tarihli kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 09.12.2015 tarih ve 2015/12259 Esas, 2015/19955 Karar sayılı kararında; "murisin ölüm tarihinde yürürlükte olan 4721 sayılı Medeni Kanun hükümlerinin somut olaya uygulanarak, sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümleri nazara alınarak yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru görülmediği" gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiştir.

B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkeme, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davacılar ... ve ... tarafından açılan davanın takip edilmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırıldığı, üç aylık yasal süre içerisinde taraflarca dosyanın yenilenmemesi nedeniyle davacılar ... ve ... tarafından açılan davanın açılmamış sayılmasına, davacı ... yönünden vasiyetnamenin iptalini gerektirir bir sebebin mevcut olmadığı belirtilerek vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi talebinin reddine, tenkis talebi yönünden ise saklı payından fazla miktarda miras payını aldığı, saklı payına tecavüzün söz konusu olmadığı gerekçesiyle tenkis talebinin de reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili, davacı ... ve davacı ...... temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Ek Karar

1. Mahkemece 29.01.2024 tarihli ek karar ile davacı ... ...nın temyiz başvurusunun süresinde olmadığı belirtilerek temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.

2. Ek karar, davacı ...... tarafından temyiz edilmiştir.

C. Temyiz Sebepleri

1. Davacı ... ...nın ek karara yönelik temyiz dilekçesinde özetle; vekilinin istifa ettiğinden haberi olmadığını, okuma yazması olmayan bir ev hanımı olarak davasının diğer davacılar tarafından takip edildiğini düşünüğünü, ayrıca bakıma muhtaç annesi olup duruşmalara gelip gidecek maddi durumunun da olmadığını, gerekçeli karar tebligatının hastanede olmasından kaynaklı muhtara bırakıldığını ancak kapısına tebligat parçası bırakılmadığını belirterek ek kararın kaldırılmasını, esastan verilen kararın da hatalı olduğunu ileri sürerek bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkeme gerekçesi ve esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, vasiyetnamelerin murise ait olmadığının ispat edildiği, vasiyetnamelerin muris tarafından yazıldığı kabul edilse dahi imzaların sonradan başkası tarafından atıldığını, vasiyetnamelerin tarihine göre yazılı olduğu kağıtların çok yeni olduğunu, davalıların çelişki beyanlarının olduğunu, tenkis hesabında esas alınan bilirkişi raporlarında da hatalar olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Davacı ... temyiz dilekçesinde özetle; davanın açılmamış sayılma kararının hatalı olduğunu, 1 inci kez verilen işlemden kaldırma kararının usule uygun yapılmadığını bu nedenle 3 üncü kez işlemden kaldırma olarak yorumlanan ve açılmamış sayılma kararı verilen kararın hatalı olduğunu, esas yönünden ise mahkeme gerekçesi ve esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, vasiyetnamelerin murise ait olmadığının ispat edildiği, vasiyetnamelerin muris tarafından yazıldığı kabul edilse dahi imzaların sonradan başkası tarafından atıldığını, vasiyetnamelerin tarihine göre yazılı olduğu kağıtların çok yeni olduğunu, davalıların çelişki beyanlarının olduğunu, tenkis hesabında esas alınan bilirkişi raporlarında da hatalar olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

4. Davalılardan ...'ın kızı ... 27.12.2023 tarihli dilekçesinde özetle; dedesinin son zamanlarında yanında olduğunu vasiyet konusunun hep konuşulduğunu ama dedesinin hiç yanaşmadığını belirterek aleyhine olsa bile adalet gereğince verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek kararı kabul etmediğini belirtmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Kanun 538 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Davacı ...'ın ek karar yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; gerekçeli karar 02.01.2024 tarihinde davacı ...'a tebliğ edilmiş olup, Mahkemece temyiz dilekçesinin süresinde verilmediği gerekçesiyle temyiz dilekçesinin süreden reddine dair verilen ek karar davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı ...'a yapılan gerekçeli karar tebliğinin doğrudan MERNİS'te kayıtlı adresine Tebligat Kanunu 21/2 inci madde şerhi eklenmek suretiyle yapıldığı ve evrakın muhabın adreste olmaması nedeniyle muhtara bırakıldığı görülmüştür. Oysa 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2 nci maddesi uyarınca başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2 nci maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı olup, muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun kabul edilmemektedir. O halde, davacının bilinen adresine tebliğ yapılmadan doğrudan MERNİS'te kayıtlı adresine tebligat çıkarılmış olması usulsüz olduğundan, temyiz başvuru için yasal süresi tebliğ tarihine göre değil öğrenme tarihine göre işlemeye başlayacağından temyiz dilekçesinin usulsüz tebliğ tarihi esas alınarak süreden reddine ilişkin ek karar doğru görülmemiştir. Ek kararın açıklanan nedenlerle kaldırılması gerekmiştir.

Davacı ... ...nın asıl karara yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece davacı ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı her ne kadar bu kararın usulsüz olduğunu savunsa da, usulüne uygun haberdar edildiği halde davayı takip etmemiş ve 3 aylık süre içinde de davayı yenilememiştir. Bu nedenle davacı ... yönünden verilen davanın açılmamış sayılmasına kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

2. Davacı ...'in temyiz itirazlarının incelemesinde; mahkemece davacı ... yönünden dosyanın ikiden fazla kez takipsiz bırakılmış olması nedeniyle 26.01.2021 tarihli 20 no'lu celsede davanın açılmamış sayılmasına karar verilmişse de bahsi geçen davacı yönünden dosyanın ilk defa işlemden kaldırılmasına kararı usulsüzdür. Şöyle ki; davacılar tek bir vekille davayı takip ederken vekillerinin istifa etmesi üzerine; mahkemece 07.06.2017 tarihli celsede istifa dilekçesinin davacı asillere tebliğ edilmesine yönelik kararı verilmişse de davacılardan yalnızca Hatun'a tebligat yapılmış olup davacı ...'e herhangi bir tebliğ yapılmamıştır. Buna rağmen izleyen celse olan 18.10.2017 tarihli celsede mahkemece davacıların davayı takip etmedikleri belirtilerek dosyanın işlemden kaldırılmasına kararı verilmiştir. Yapılan işlem, davacı ... yönünden hatalı olup 6100 sayılı Kanun 150/6 ıncı maddesine göre davacı ... hakkında davanın açılmamış sayılması şartları oluşmadığından verilen karar doğru değildir.

3. Davacı ...'nın temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkin olup davacılar davaya konu el yazılı vasiyetnamelerin murisleri tarafından yazılmadığını savunmaktadırlar. Mahkemece, bu hususta bilirkişi incelemeleri yaptırılmış olsa da; bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden ve varsa murise ait yazı örnekleri de kıyas yaptırılmak suretiyle incelettirilmeden hükme esas alınması eksik inceleme olarak değerlendirilmiştir. Raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp İhtisas Dairesi'nden rapor alındıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

4. Bunun yanında davalılardan ......nın 27.12.2023 tarihli dilekçesindeki beyanlarının 6100 sayılı Kanun'un 307 ve devamı maddelerinde öngörülen temyizden feragat ve davayı kabul niteliğinde olup olmadığının, 6100 sayılı Kanun 31 inci maddesi kapsamında incelendikten sonra karara bağlanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.