"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
EK KARAR TARİHİ : 26.06.2024
SAYISI : 2019/80 E., 2023/137 K.
DAVACI-K.DAVALI : ... vd. vekili Av. ...
DAVALI -K.DAVACILAR : ... vd. vekili Av. ...
DAHİLİ DAVALILAR : ... vd. vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 25.07.2013
KARAR : Asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne
Taraflar arasında görülen asıl davada tapu iptal tescil, olamadığı takdirde irtifak ... tesisi, karşı davada müdahalenin men'i, kâl ve ecrimisil davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 14. (Kapatılan) Hukuk Dairesinin 15.01.2018 tarihli ve 2015/6469 E., 2018/277 K. sayılı ilamı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Bolu ili, Merkez... Mahallesi, 394 ada 127 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalıların da 128 parselde kayıtlı taşınmazın müşterek malikleri olduğunu, 127 parsele bitişik olan devamındaki 128, 621 ve 627 parsellerin ifrazen oluşmuş parseller olduğunu, bu parsellerde ifraz ve tatbikat sırasında kaymalar olduğunun ifade edildiğini, tamamen belediyenin kusurundan kaynaklanan ifraz hatalarının söz konusu olup davacının herhangi bir kusuru olmadığını, iyi niyetli olduğunu, davacıya ait 127 parselde bulunan yapıların projesi, inşaat ve iskan ruhsatları bulunduğunu, belediyenin gösterdiği, yapı ve iskan ruhsatına bağladığı parsel üzerinde yapı yapıldığını, taşınmazın fiilen kullanılan sınırlarının bu parselde ve komşu parsellerde yıllardır nizasız olarak kullanıldığını, maliklerin kayma ve tecavüzlerden haberi olmadığını, davacıya ait 127 parselde bulunan yapıların değerinin 128 parselde tecavüz ettiği alanın değerinden fazla olduğunu, davacıya ait yapıların kalinin fahiş zarar yaratacağını belirterek meydana gelen geçkin kısmın tapu kaydının muhik tazminat mukabilinde iptali ile müvekkili adına ifrazen tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini, kabul edilmediği takdirde geçkin kısım hakkında 127 parsel lehine irtifak tesisi ile tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-Karşı davacı ... ve davalı ... vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, davacıya ait yapının yapıldığı sırada taşınmazın malikinin İsmail Yılmaz olduğunu, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının el attığı yerin kendisine ait olmadığını bildiğini, Bolu Valiliği Kadastro Müdürlüğünün yazısından da anlaşıldığı üzere davaya konu parsellerde tersimat hatası bulunmadığını ve 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi kapsamında kalmadığı hususunun sabit olduğunu, taşınmazların ifrazının mümkün olmayışının da göz önünde bulundurulması gerektiğini, davacının müvekkilinin parseline yapmış olduğu taşkın inşaat nedeni ile müvekkilinin taşkın kısımdan faydalanamadığının, gelir elde edemediğinin sabit olduğu gibi mahrum kalınan kazanç kaybının da söz konusu olduğunu, bu nedenle müdahalenin men'i ve kal ile ecrimisil talep ettiklerini bildirerek, davacının ifrazen tescil ve irtifak tesisi tesciline ilişkin davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkeme 31.12.2014 tarihli 2013/283 E., 2014/657 K. sayılı kararı ile; fen bilirkişilerince düzenlenen rapora göre dava konusu parsellerin zemin durumu ve kadastro pafta durumu ile karşılaştırıldığında belediyece yapılan uygulama esnasında ölçümlerin hatalı olarak yapılmış olduğu, bu nedenle 627, 127 ve 128 nolu parsellerin batıya doğru kaydırılmış olduğu, Belediyenin dava konusu parsellerin ifrazının mümkün olmadığı yönünde görüş bildirdiği, taşkın inşaat nedeniyle tescil şartlarının gerçekleşmediği, diğer taraftan dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede imar uygulaması yapıldığı, imar uygulaması yapılmış alanlarda temliken tescil hükümleri uygulanmayacağından davacının temliken tescil isteğinin reddine, ancak taşan yapının değeri, tecavüzlü arsanın değeri ve bilirkişinin binanın kal'inin fahiş zarar doğuracağı yönündeki görüşü ile TMK'nun 4 üncü maddesi de dikkate alınarak TMK'nun 725/2 maddesi doğrultusunda taşkın yapıdan dolayı taşkın yapının bulunduğu taşınmaz lehine irtifak ... tesisine ve malik davalılar lehine irtifak bedeline hükmedilmesine, açıklanan nedenler ve belediyece yapılan uygulama esnasında ölçümlerin hatalı olarak yapılmış olması nedeniyle dava konusu parseller batıya doğru kaydırılmış olduğundan, mevcut durum meydana gelmiş olmakla davalı karşı davacının men'i müdahele ve kal talebi ile kötü niyetli zilyetten istenebileceğinden ecrimisil talebinin reddine karar verilmiştir.
III. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 14. (Kapatılan) Hukuk Dairesinin 15.01.2018 tarihli ve 2015/6469 E., 2018/277 K. sayılı ilamı ile, somut olayda mahkemece hükme esas alınan 25.11.2014 tarihli kadastro teknisyenlerinden oluşan bilirkişi raporunda 127 parsel sayılı taşınmazdaki iki katlı yığma yapının dosya içerisinde bulunan 06.10.1969 tarihli ve 18.03.1974 tarihli yapı kullanım izin kağıdı ve mimari projesi ile ruhsatnamesinin incelenmesi sonucu mevcut zemin durumuna göre çekme mesafelerine uyularak hazırlandığı ve 127 parselin çapı içinde kaldığı belirtilmiş, buna karşılık ayrıca 127 parselin bulunduğu alanda kadastro çalışmalarının 31.12.1941 tarihinde kesinleştiği, mevcut kayıklığın (tecavüzün) sadece bu parselde olmadığı, 394 adada bulunan genel itibariyle birçok parselde olduğu şeklinde çelişkili ifadeler kullanıldığından, raporlardaki çelişkinin giderilmesi için kadastro mühendisi sıfatına haiz bilirkişiler aracılıyla takometrik aletlerle keşif yapılmak suretiyle ayrıntılı inceleme yapıldıktan ve ecrimisil talebi bakımından uzun süreli kullanıma muvafakat edildiği, ancak dava açılmakla muvafakatin geri alındığı da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kararına uyularak yapılan yargılamada dava dosyasında bulunan yapı ruhsatı, plan örneği ve yapı kullanma izin belgeleri incelendiğinde parsel üzerindeki binanın tecavüzlü olduğuna dair 2009 yılına kadar tapu kayıtlarına herhangi bir belirtme yapılmadığı, Yargıtay bozma ilamında da belirtilen ve parsellerde yer alan kaymanın 1957 yılında yapılan imar uygulamasının (İfraz işlemi) sayısal değerlerinin zemine hatalı uygulanmasından kaynaklanan bir kayma olduğu ve bu durumun imar uygulamasını yapan idare tarafından daha önce verilen ruhsat ve izinler ile plana uygun olarak yapıldığı düşünülen duvar, yapı vs. zemin durumunu da göz önünde bulundurarak yapılacak yeni bir uygulama ile düzeltilebileceği ve kaymanın giderilebileceği yönünde teknik bilirkişi raporlarında da bilimsel açıklamalar yapıldığı; bu durumda davacı- karşı davalının iyiniyetli yapı yapan konumunda olduğu, davacı- karşı davalının taşkın yapı mahiyetinde olan kısımlarının yıkılması halinde yapının oturulamayacak hale gelmesi nedeniyle fahiş zarar doğacağı anlaşılan D harfi ile gösterilen (28.02.2022 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere; Yapının zorunlu kullanım alanı giriş merdiveni ile birlikte saçak mesafesi de düşünülerek rapora ekli krokide belirtildiği gibi 22,53 m² olup, D harfi ile gösterilen yapının tecavüzlü kısmının alanı 16,61 m² olması nedeniyle Zorunlu kullanım alanı ve yapının tecavüzlü kısmı toplandığında toplam alan 39,14 m² olarak hesaplanmıştır.) alan yönünden ifrazın mümkün olmadığına dair Belediye Başkanlığı cevabı ve bilirkişi raporları içeriği dikkate alınarak terditli ilk istem olan ifrazen tapu iptal ve tescil isteminin reddine; TMK'nın 725 inci maddesi uyarınca iyi niyetli yapı sahibi davacı-karşı davalı yararına bu alan yönünden irtifak ... tesisine karar verilmiş, diğer yapılar yönünden ise davalı- karşı davacının yine meni müdahale ve kâl talebi 4721 sayılı TMK'nın 722/2-3 üncü maddesinde öngörülen aşırı zarara neden olmayacağı, zorunlu kullanım alanları kapsamında olmadığı bilirkişi raporları ile de sabit olup kayda üstünlük tanınacağı ve davacı- karşı davalının kayden tescil maliki olmadığı anlaşılmakla; davalı- karşı davacının bu yapılar bakımından meni müdahale ve kal talebinin kabulüne, davalı-karşı davacının dava tarihine kadar kullanıma ses çıkarıp bu yönde rızası olmadığına dair bir delil olmaması nedeniyle "kullanıma zımni muvafakat" edildiği göz önüne alınarak davacı karşı davalının kötüniyetli kabul edilmeyeceği, dava açmakla muvafakatın geri alındığı kabulüyle ecrimisil yönünden davalı-karşı davacının talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Karşı davada davalı vekili temyiz dilekçesinde; dosya kapsamındaki belge ve tanık beyanlarından taşınmazlar üzerindeki kaymadan uzun süredir haberdar oldukları anlaşılan davacıların, uzun süre bu duruma ses çıkartmayıp daha sonra yıkım talebinde bulunmalarının, hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu ve müvekkillerin iyi niyetli yapı malikleri oldukları göz önüne alındığında yıkım talebinin reddedilmesi yahut bina bedelinin mahkeme veznesine depo ettirilmesinden sonra davacıların kal talebi hakkında karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin ve buradaki diğer parsel sahiplerinin Belediye tarafından gösterilen sınırlara uygun olarak yapı inşa ettiklerini, müvekkillerinin murisinin yapısını inşa etmeden önce üzerine düşen bütün hukuki vecibelerini yerine getirtiğini, yapı ruhsatı ve yapı kullanım izin belgelerini aldığını, bu nedenle iyiniyetli yapı maliki olduğunu, kaymayı bilmelerine ve müvekkiller murisinin burada ev yapmasının üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen herhangi bir itirazda bulunmayan davacıların taşkın oldukları mütalaa edilen yapıların yıkılmasını istemelerinin TMK m.2/f.2’de düzenlenen hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu, karşı dava yönünden müvekkiller aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Karşı davada davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkiline ait taşınmaz aleyhine irtifak ... tesisinin hukuka aykırı olduğunu, davalıya ait parsel lehine irtifak ... tesis edilen 22.02.2022 tanzim tarihli rapora ekli krokide d harfi ile gösterilen alanın esasen ekonomik değerini yitirmiş 3a sınıfında, altmış (60) yıllık olan davacıya ait binanın dışında yer alan, yıkımı halinde ana yapıya zarar vermesi imkansız bir merdiven girişi olduğunu, yıkımının fahiş zarara neden olmayacağını, ecrimisil taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
3. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuş, temyiz incelemesi için dairemize gelen dosyaya davacı - karşı davalı vekili Avukat ...'in 26.04.2022 havale tarihli dilekçesi ile asıl davadan feragat ettiklerini bildiren dilekçe sunması üzerine Dairemizin 09.05.2024 tarihli, 2024/1386 E., 2024/2490 K. sayılı kararı ile feragat hususunda ek karar verilmek üzere dosyanın hükmü veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
C. Mahkemece Verilen Ek Karar
Mahkemenin 24.06.2024 tarihli ek kararı ile; asıl dava yönünden davacının temyiz aşamasında sunduğu 25.04.2024 tanzim tarihli feragat dilekçesi ile davasından feragat ettiği anlaşıldığından asıl davanın tümüyle reddine, davalı-karşı davacının davası yönünden; men-i müdahale ve kâl talebinin kısmen kabulü ile; Bolu ili, Merkez... Mahallesi, 394 ada 128 parsel üzerinde 28.02.2022 havale tarihli 22.02.2022 tanzim tarihli rapora ekli krokide A harfi ile gösterilen 35.11 m², E harfi ile gösterilen 7.00 m², F harfi ile gösterilen 11.00 m²'lik alanlara yapılan müdahalenin menine; aynı krokide A harfi ile gösterilen 35.11 m², E harfi ile gösterilen 7.00 m², F harfi ile gösterilen 11.00 m²'lik alanlarda kalan ve davacı- karşı davalıya ait yapıların kâl'ine, ecrimisil talebinin reddine karar verilmiştir.
D. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşı davada mülkiyet hakkına dayalı men'i müdahale, kâl ve ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 683 ve 995 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre karşı davada davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2. Hemen belirtmek gerekir ki asıl davada hükümden sonra feragat edilmesi nedeniyle Dairenin geri çevirme kararı sonrası yalnızca asıl dava yönünden ek karar verilmesi gerekirken, henüz Dairece temyiz incelemesi yapılmamış olan karşı dava yönünden de yeniden kurulan hüküm, asıl karar Yargıtay'ca bozularak ortadan kaldırılmadığından yok hükmünde olduğundan inceleme asıl karar üzerinden yapılmıştır.
3. Karşı davada 394 ada, 128 parselde kayıtlı taşınmaza 127 parsel maliki davalı tarafından taşkın yapı yapılmak suretiyle el atıldığı ileri sürülerek, bu nedenle müdahalenin men'i ve kâl talebinde bulunulduğu, Mahkemece yapılan keşif neticesinde alınan 28.02.2022 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide "A, D, E, F" harfi ile gösterilen yapılar nedeniyle davalının davacıya ait taşınmazı haksız olarak işgal ettiğinin tespit edildiği, Mahkemece asıl davada "D" harfi ile gösterilen taşkın kısım için irtifak ... kurulması nedeniyle bu kısım yönünden karşı davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Asıl davada davacının davasından feragat etmesi nedeniyle "D" harfi ile gösterilen kırmızı kalemle taralı 16,61 m² alanın taşkın yapı yönünden davacının meni müdahale ve kâl isteminin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Karşı davada davalı tarafın tüm, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
Davacının temyiz itirazlarının açıklanan gerekçelerle kabulü ile, karşı davada temyiz olunan kararın BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden karşı davanın davacısına iadesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.