"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/240 E., 2024/92 K.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1034 Esas sayılı dava dosyasında bazı taşınmazlarla ilgili ortaklığın giderilmesi istenildiğini, müvekkili, ......ve davalı arasında 22.11.2017 tarihinde bir sözleşme imzalandığını, buna göre 2131, 2132 ve 2133 sayılı parsellerin müvekkilinde kalacağını, müvekkilinin ise 2297, 2564, 2085, 2105, 2143, 2217, 2166, 2418, 2330, 2331, 2546, 2554, 2578, 2082 ve 2068 parsel sayılı taşınmazlardaki tüm hisselerini ...'a devredeceğini, müvekkilinin gerekli devirleri yaptığını ancak, karşı tarafın sadece 2132 sayılı parseli müvekkiline devrettiğini ileri sürerek, sözleşme gereğince sözleşme tarihinde 2131 sayılı parselin ......'a isabet eden 5/45 hissenin, ......'a isabet eden 5/45 hissenin,... mirasçıları... ......'a isabet eden 1/9 hissenin, .....'a isabet eden 306,25 m² ve...'a isabet eden 306,25 m² yerin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, olmadığı takdirde söz konusu hisse değerlerinin satış tarihindeki değerinin tespiti ile bu tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini, 2133 sayılı parselde sözleşme tarihinde ... ......'a isabet eden 5/15 hissenin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini veya söz konusu hisse değerinin satış tarihindeki değerinin tespitiyle satış tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini ayrıca, şimdilik 10.000,00 TL maddi (ifa etmeme tazminatı) ve davalının sözleşmeye aykırı davranması eksik ifa nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarar için 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Bozma kararı sonrasında, davacı vekili 30.11.2023 tarihli beyan dilekçesinde; 2131 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalı ... hakkındaki davasının tazminat davası olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, sözleşme gereğince gerekli devirlerin yapıldığını ancak, sözleşmede taraf olmayanların paylarının bu sözleşme ile devirlerinin mümkün bulunmadığını, ayrıca bu tür bir davada manevi tazminat talebinde bulunulamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.07.2021 tarihli ve 2019/423 Esas, 2021/371 Karar sayılı ilk kararı ile anlaşma şartlarını içeren A, B, C ve D bentleri incelendiğinde; davalı ...'ın davaya konu 2131 ve 2133 parsel sayılı taşınmazların ... tarafından davacıya devir edileceği yönünde hiç bir ibarenin bulunmadığı gibi bu parsellerde davalı ...'ın da herhangi bir hissesinin olmadığı gerekçesiyle davacının tapu iptali ve tescil, maddi ve manevi tazminat taleplerini içerir davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 07.07.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 25.11.2011 tarihli ve 2021/1520 Esas, 2021/1513 Karar sayılı kararı ile taşınmazların devrini içeren sözleşmelerin, trampa sözleşmesi de dahil olmak üzere, resmî şekilde yapılmadıkça bu sözleşmelere dayanılarak tescil talebinde bulunulamayacağı, söz konusu taşınmazların bedelinin de istenemeyeceği gibi davacının kendi devrettiği taşınmazlar ve onların bedelleri ile ilgili de bir talebi bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince davaya konu taleplerin reddedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, davacının manevi şahsiyetine bir saldırı olmadığından manevi tazminat isteğinin de reddinin yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.11.2011 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, 10.04.2023 tarih ve 2022/163 Esas, 2023/2074 Karar sayılı ilam ile; dava konusu 2131 parsel sayılı taşınmazın tedavüllü tapu kaydının incelenmesinde dava açıldıktan sonra davalı payının devredildiği gerekçesiyle 6100 sayılı Kanun'un 125/1 hükmü uyarınca davacıya seçim hakkını hangi yönde kullanacağı sorulup, sonucuna göre yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği belirtilerek, kararın bozulmasına, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 06.03.2024 tarih ve 2023/240 Esas, 2024/92 Karar sayılı kararı ile bozma kararı sonrasında, davacı vekilinin 30.11.2023 tarihli beyan dilekçesinde; 2131 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalı ... hakkındaki davasının tazminat davası olarak devamına karar verilmesini talep ettiği, anlaşma şartlarını içeren A, B, C ve D bentleri incelendiğinde; davalı ...'nın davaya konu 2131 ve 2133 parsel sayılı taşınmazların ... tarafından davacıya devir edileceği yönünde hiç bir ibarenin bulunmadığı gibi bu parsellerde davalı ...'ın da herhangi bir hissesinin olmadığı gerekçesiyle davacının tapu iptali ve tescil, maddi ve manevi tazminat taleplerini içerir davasının reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; avukatlar huzurunda yapılan 22.11.2017 tarihli sözleşmenin C bendinde dava konusu parsellerdeki tüm hissenin davacıya devredileceğinin belirtildiğini, davalı ...'nın dava tarihinde 2131 parsel sayılı taşınmazda hissesi olmasına rağmen kararda herhangi bir hissesinin olmadığının belirtildiğini, en azından 2131 parsel sayılı taşınmaz açısından tazminatın kabulüne karar verilerek davalının sebepsiz zenginleşmesinin önüne geçilebileceğini beyan etmiştir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, adi yazılı trampa sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki 2 No.lu paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda; taraflar arasındaki 22.11.2017 tarihli sözleşmenin 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 35/A maddesi gereğince düzenlendiği ve aynı madde hükmü uyarınca da İcra İflas Kanunu'nun 38. maddesinde öngörülen ilam niteliğinde olduğu tartışmasızdır. Ne varki, anılan sözleşmenin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanunu'nun 213., 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri karşısında taşınmazın mülkiyetinin naklini sağlayabileceğini söylemek imkanı bulunmamaktadır. Ancak, davacı tarafından bu sözleşme kapsamında kendi edimi ifa edilerek taşınmaz devredildiğine göre, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 112. maddesi kapsamında kendisine devrini beklediği bir başka ifadeyle davalı tarafından elden çıkarılan taşınmazların dava tarihindeki rayiç bedelinin tazminini talep edebileceğinde kuşku yoktur. Hal böyle olunca, dava dilekçesindeki talep tarihi dikkate alınarak davacının gerçek zararı belirlenmek suretiyle bir tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmektedir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine,
12.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.