"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/782 E., 2024/1402 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/383 E., 2021/576 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 178 ada 1 parsel sayılı taşınmazı 63.000,00 GBP bedel ödeyerek satın aldığını ancak müvekkilinin İngiliz vatandaşı olmasından dolayı adına doğrudan tescilinin sağlanamaması nedeniyle davalı tarafın da avukat olması ve müvekkiline yardım edebileceğini beyan etmesi üzerine davalı ile müvekkili arasında 14.03.2006 tarihli inanç sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafın taşınmazı elinde tutuyor olması nedeniyle herhangi bir bedel talep etmeyeceğini, taşınmazı üçüncü bir kişi adına istediği zaman ücret almadan devredebileceğini beyan ettiğini, taşınmazın inanç sözleşmesi gereği davalı adına kayıtlı olduğunu ancak davalının kendisine ödeme yapılmadan davalının istediği üçüncü kişiye devir yapmayacağını belirttiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline, yabancılık unsuru nedeniyle mümkün olmaması halinde adını bildirecekleri üçüncü kişi adına tesciline, kabul edilmemesi halinde taşınmaz değerinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın davasına dayanak olarak gösterdiği inanç sözleşmesi tarihinin 14.03.2006 olduğunu, dava tarihi itibariyle 10 yıllık süre geçmiş olduğundan talebin zamanaşımına uğradığını, davacının İngiliz vatandaşı olup inanç sözleşmesi tarihi olarak belirtilen 14.03.2006 tarihi itibari ile söz konusu taşınmazı üzerine alabilecek konumda olduğunu, ilgili tarih itibariyle yabancıların taşınmaz edinmesini engelleyen bir hükmün olmadığını, sebepsiz zenginleşmeye dayanan istem hakkının da zamanaşımına uğradığını, iddiaların tanık ile ispatlanabilecek nitelikte olmadığından tanık dinlenmesine muvafakatlerinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından inanç sözleşmesi gereği bütün koşulların yerine getirildiği, davalı inanılan tarafından ise inanç sözleşmesinin gereği olarak tapu devrinin yapılmadığı, davacının davasını ispatlamış olduğu ve dosya kapsamından dava konusu parselin yabancı vatandaşlar tarafından mülk edinilmesi yasak olan yerlerden olmadığı gerekçesiyle davacının tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı ferağ ümidini davanın açıldığı tarihte yitirmiş olduğundan zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı, taşınmazın davacı tarafından verilen paralarla alındığına dair davalının elinden sadır olan belge ve tapu müdürlüğünce askeri yasak bölge dışında bulunması halinde yabancıların gayrimenkul edinebilecekleri, Ege Ordu Komutanlığı yazısı ile dava konusu taşınmazın askeri bölge dışında bulunması hususları dikkate alındığında kabul kararının isabetli olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde:
a.Davacı yanın talebinin zamanaşımına uğradığını, İlk Derece Mahkemece zamanaşımı konusunda herhangi bir gerekçeye yer verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
b.Davacının İngiliz vatandaşı olması sebebi ile taşınmazı kendi üzerine alamadığından bahisle davaya konu inanç sözleşmesini yaptığını iddia etmesine rağmen yargılama aşamasında celbedilen bilgi ve belgelerden de anlaşılacağı üzere davacının taşınmazı edinmesinde herhangi bir engel bulunmadığını, mahkemenin gerekçeli kararında da "...dava konusu parselin yabancı tarafından mülk edinilmesi yasak olan yerlerden olmadığı anlaşılmakla..." denilerek davacının taşınmazının kendi adına tapuya kaydettirmesine herhangi bir engel bulunmadığının açıkça kabul edildiğini,
c.Davacının dayanağının 14.03.2006 tarihli inanç sözleşmesi ve satış işlemi olduğunu ve bu tarih itibariyle de taşınmazı edinmesinde bir engel bulunmadığını, 14.03.2016 tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının taşınmazı devir alabileceği tarihten 11 yıl 4 ay 4 gün sonra 18.07.2017 tarihinde dava ve talepte bulunduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin zamanaşımı başlangıcı olarak iade ümidinin bitişini esas almasının adeta zamanaşımının hiç başlamayacağı sonucunu doğuracağını belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.