Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3666 E. 2024/4705 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras bırakan tarafından oluşturulan muhdesatın tespiti davasında hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın usulden reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2066 E., 2024/1106 K.

DAVALILAR : ... vekili Avukat ..., ...

DAVA TARİHİ : 17.06.2022

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Keban Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/34 E., 2023/30 K.

Taraflar arasındaki muhdesatın tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine hükmolunmuştur.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Elazığ ili, ...lçesi,... Köyünde bulunan 133 ada 31 parsel, 137 ada 70 parsel ve 144 ada 9 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde müvekkili tarafından meydana getilrilmiş muhdesatların bulunduğunu, davalılar tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davasında muhdesatların müvekkile ait olmadığının iddia edilmesi üzerine bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, taşınmazlar üzerindeki ağaçların 1968, 1978 ve 1998 yıllarında müvekkili tarafından ekildiğini, bu tarihlerde davalıların yaşlarının küçük olduğunu ve muhdesatlara katkılarının bulunamayacağını belirterek, taşınmazlar üzerindeki muhdesatların müvekkiline ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili ile davalı ... tarafından ayrı ayrı verilen cevap dilekçelerinde özetle; dava konusu taşınmazlar üzerindeki muhdesat niteliğindeki ağaçların tarafların müşterek murisi olan babaları tarafından meydana getirildiğini, davacının elde ettiği ürünlerin gelirini aldığını ve diğer mirasçıların yararlanmasına izin vermediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.04.2023 tarihli ve 2022/34 Esas, 2023/30 Karar sayılı kararı ile; "...dava konusu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının itiraza uğrmadan 26.07.2007 tarihinde kesinleştiği... davacının muhdesat iddiasını kadastro tarihinden önceki sebebe dayandırdığı... 3402 sayılı Kanun’un 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre içinde davanın açılmadığının anlaşıldığı..." gerekçesiyle "...davanın usulden reddine..." karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda (III) numaralı bendinde belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin aidiyetin tespitine ilişkin dava açmasında hukuki yararı olduğunu, dosyada keşif yapılmadan ve bilirkişi raporu aldırılmadan karar verildiğini, aidiyet tespiti davasında sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için davaya konu edilen muhtesatın kim tarafından ve kime ait olmak üzere yaptırıldığının duraksama olmaksızın belirlenmesinin zorunlu olduğunu, müvekkilin hukuki dinlenilme hakkı ihlal edildiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.05.2024 tarihli ve 2023/2066 Esas, 2024/1106 Karar sayılı kararı ile "İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmediği..." gerekçesiyle "...davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine..." karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda (IV.C) numaralı bendinde belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde dayandığı sebepleri ileri sürerek hükmü temyiz etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muhdesat tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci ve 114/2 nci maddeleri.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 684, 718 inci maddeleri.

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 ve 19/2 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.