"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1886 E., 2024/1461 K.
DAVA TARİHİ : 08.08.2022
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ :... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/358 E., 2023/171 K.
Taraflar arasındaki geçit hakkı kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ... ili,... ilçesi, ...Mahallesi, 128 ada, 7 parselin maliki olduğunu, bahçesine geçişi için yolunun bulunmadığını, davacıya ait taşınmaza ulaşımın sağlanabileceği en uygun güzergahın 128 ada, 19 parsel üzerinden geçmesi gerektiğini belirterek davacı lehine geçit hakkı verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya ait parselin yola ulaşabileceği daha az maliyetli, daha yakın güzergahlar mevcut olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; komşuluk hukuku, fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği taraflara getireceği külfet bakımından 7 No.lu güzergah uygun olsa da, dava tarihinden sonra... Belediyesinin 31.08.2022 tarih 4186/306 sayılı yazılarına ve 16.08.2022 tarih 547 No.lu encümen kararına istinaden, ...Mahallesi 128 ada 3, 6, 8 ve 17 No.lu parsellerin tevhiden 34 parsel olarak 19.09.2022 tarihinde tescil edildiği, 7 No.lu güzergahtan geçit hakkı verildiği takdirde taşınmazın bütünlüğünü bozacağı, 4 No.lu güzergahın hakkaniyete en uygun güzergah olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne; davacıya ait taşınmaz lehine yine aynı yer 128 ada 19 parsel sayılı taşınmaz aleyhine 04.01.2023 düzenleme tarihli bilirkişi raporunda ve ekindeki fen bilirkişisince düzenlenen krokide 4 No.lu olarak gösterilen güzergahtan geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri ve İstinaf Aşamasındaki Süreç
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece tanzim edilen tensip gereğince 11.08.2022 tarihinde keşif yapılmasına karar verildiğini, dava dilekçesi ve tensip tutanağının 16.08.2022 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, müvekkilinin keşiften haberinin olmadığını, Mahkemece 7 No.lu güzergahtan geçit hakkı verilmesi gerekirken 4 No.lu güzergahtan geçit hakkı verilmesinin hatalı olduğunu, davacıya ait taşınmazın dava dışı 128 ada 3, 6, 8, 17 parsel sayılı taşınmazların tam ortasında kaldığını, dava açıldıktan sonra bu parsellerin maliki tarafından tevhit işlemi yapılmasının açıkça kötü niyetli olduğunu, 4 No.lu güzergahta 200'e yakın ağacın, sınırda bulunan beton duvarın, tel çit ve direklerin, müştemilatın olduğunu, bunlara ilişkin raporda eksik ve hatalı hesaplama, inceleme yapıldığını, bu hususta bilirkişi raporuna itiraz etmelerine, başka alternatiflerin hesaplanması için yeniden keşif yapılması taleplerine rağmen Mahkemece bu talepleri yönünden değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın müvekkilline ait taşınmaz yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde mevcut sebeplerle hükmün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, geçit hakkı kurulması talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
2. Türk Medeni Kanunu'nun 747/2 nci maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşulara, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması hâlinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
3. Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
4. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hâllerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
5. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
6. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.