Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3810 E. 2024/4923 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasında, davacının kullandığı su kaynağına davalının müdahale ettiğinin iddia edilmesi sebebiyle açılan suya el atmanın önlenmesi davasında, su rejiminin nasıl kurulacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesinin suyun genel sulardan olduğu ve tarafların kadim kullanım hakkından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle su rejimine karar vermesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin de bu kararı onaması, usul ve yasaya uygun bulunarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından da onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1162 E., 2024/1178 K.

DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 02.07.2012

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Hekimhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2013/21 E., 2019/294 K.

Taraflar arasındaki suya el atmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davacının men'i müdahale talebinin reddi ile su rejimi kurulmasına karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile yapılan taksim sonucu davacının 102 ada 152 parsel sayılı taşınmazın maliki olup, dava konusu suyu 1979 yılında dere kenarını kazarak çıkardıklarını, davalının o zamanki sınırı değiştirerek suyun çıktığı yeri kendi sınırı içerisine almak istediğini ancak tapu kayıtları mahalline uygulandığında suyun gözesinin davalının tapusunun dışında olduğunun anlaşılacağını, davalının babasının suya ortak olmak istemesi üzerine ortaklık senedi düzenlediklerini ve bu senedi dosyaya sunduğunu ileri sürerek; davalının suya vaki müdahalesinin men'ini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili 28.03.2013 tarihli dilekçesiyle; dava konusu suyu kullanma ve kadim hakkının müvekkiline ait olduğunu ve davanın reddini istediğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ortaklık senedinin geçerliliğinin ispatlanamadığı, suyun genel sulardan olduğu, her iki tarafın kadim kullanım hakkından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle, davacının men'i müdahale talebinin reddi ile dava konusu edilen Kuluncak ilçesi, Kızılhisar Mahallesi, 102 ada 296 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunan ve 05.11.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda kırmızı olarak boyanan su kaynağından davacının havuzuna ve davalının havuzuna suyun 1'er hafta arayla biriktirilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere suyun debisi çok düşük olduğundan su düzeni kurulmasının mümkün olmadığını, dava konusu suyun kadim hakkının da davalı ...'a ait olduğunu, bu hususun bilirkişi raporlarında belirtildiğini, davacının davası reddedildiği halde su düzeni kurulmasının doğru olmadığını, onun da reddedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davalı müvekkilinin 152 parsel ile ilgili tapu iptali ve tescil davası açtığını ve taşınmazı kendi adına tescil ettirdiğini, dava konusu suyun debisinin çok düşük olmasının su düzenini imkansız kıldığını, su genel su olup kadim kullanım hakkının davalıya ait olduğunu, davacının dayandığı senedin düzmece olduğunu, su düzeninin kurulamayacağının jeoloji bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, suya el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz dilekçesindeki itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.