Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3985 E. 2024/4796 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mahkemenin, bozma kararına uyularak yapılan yargılamada, vekalet ücretine ilişkin hükmü hatalı tesis edip etmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı, terditli taleplerinden biri olan faydalı masraflar talebinde tam kazandığından, vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedeni olmakla birlikte, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/188 E., 2023/503 K.

DAVACI-KARŞI DAVALI : ... vekili Avukat ...

DAVALI-KARŞI DAVACI : ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 19.07.2013

KARAR : Asıl ve karşı davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki asıl davada temliken tescil, olmazsa alacak; karşı davada el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizin 15.09.2022 tarihli ve 2021/8469 E., 2022/5188 K. sayılı ilamı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemenin kararı davacı-karşı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların kardeş olduklarını, dava konusu taşınmazın babalarına ait iken 1990 yılında kadastro çalışmaları ile davalı adına tescil edildiğini, taşınmazda bütün ailenin katkılarıyla yapılmış olan evde müvekkilinin 2001 yılından beri oturduğunu, 2009 yılında davalının taşınmazı 12.000,00 TL karşılığında harici satış sözleşmesi ile müvekkiline sattığını, müvekkilinin buna güvenerek taşınmaza masraflar yaptığını, ancak davalının satış bedelini almayarak tapu devrinden kaçındığını, 2013 yılında müvekkilinden taşınmazı boşaltmasını istediğini, Türk Medeni Kanunu'nun 724 üncü maddesi uyarınca taşınmazın mahkemece tespit edilecek bedelinin müvekkili tarafından davalıya ödenmesinden sonra iyiniyetle yaptığı masrafların taşınmazın değerinden çok fazla olması nedeni ile dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, bu talebinin kabul edilmemesi halinde müvekkilinin taşınmaza yaptığı masrafların faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş ve 22.06.2015 tarihinde harçlandırdığı ıslah dilekçesi ile dava değerini 27.860,00TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; müvekkilinin kadastro tespitinden önce taşınmazı önceki maliki ... Demirci'den satın aldığını, yapıyı tek başına yaptığını, davacının geçici olarak oturmasına izin verdiğini, taşınmazı satmadığını, tadilatların bir kısmını müvekkilinin yaptığını, davacının yaptığı tadilatların ise müvekkilinin rızası dışında olduğunu,...2. Noterliğinden ihtarname göndermesine rağmen davacının taşınmazı boşaltmadığını beyanla, davacının müdahalesinin menini, 03.07.2008 tarihinden itibaren şimdilik 8.000,00 TL ecrimisilin karşı tarafın alacağından mahsup edilerek artan kısmın müvekkiline ödenmesini istemiş ve 07.07.2015 tarihli harçlandırdığı ıslah dilekçesi ile karşı davasının değerini 13.198,54 TL’ye yükseltmiştir.

2. Davacı-karşı davalı vekili, karşı davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 21.01.2016 tarihli ve 2013/450 E., 2016/56 K. sayılı kararı ile, dava konusu yerin davalı-karşı davacı ... adına tapuya kayıtlı olduğu, davacı ...'ın dava konusu yere yapmış olduğu faydalı imalatların 27.867,70 TL olduğu, davacı-karşı davalının iyiniyetli olduğunu tam ve kesin delillerle ispatlayamaması nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davacı-karşı davalı ...'ın dava konusu yere 27.867,70 TL faydalı imalat yaptığı anlaşılmakla, davacı-karşı davalı ...'ın alacak talebinin kabulüne, davacı-karşı davalı ...'in dava konusu yerde sözleşmeye veya mülkiyet hakkına dayalı olarak oturmadığı, fuzuli şagil olduğundan davalı-karşı davacı ...'nın meni müdahale ve ecrimisil talebinin kabulüne, davalı tarafın mahsup talebi olduğundan faydalı imalat bedelinden ecrimisil bedelinin mahsubuna karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin 21.01.2016 tarihli ve 2013/450 E., 2016/56 K. sayılı kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 08.10.2020 tarihli ve 2016/14355 E., 2020/5993 K. sayılı ilâmında; davalı-karşı davacı ..., davacı-karşı davalı ...’a dava konusu taşınmazda geçici olarak oturması için izin verdiğini kabul ettiği, davacı-karşı davalının taşınmazda uzun süreden beri kardeşi olan davalı-karşı davacı ...’ın muvafakatı ile oturduğu ancak davalı-karşı davacı ...’ın...2. Noterliğinden ihtar göndererek muvafakatini geri aldığı anlaşılmakla ihtarın davacı-karşı davalı ...’a tebliğ edildiği tarih olan 26.06.2013 tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için aylık ecrimisil bedeline hükmedilmesi gerekirken 26.06.2013’ten önceki dönem için de ecrimisile hükmedilmiş olması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 12.04.2021 tarihli ve 2021/980 E., 2021/2670 K. sayılı kararıyla davacı-karşı davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 30.07.2021 tarihli ve 2021/442 E., 2021/571 K. sayılı kararı ile bozma kararına uyulmasına karar verilmiş, asıl davada tapu iptali ve tescil ve alacak davasında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, karşı davada dava konusu karşı-davacı ...'nın mülkiyetindeki taşınmaz bakımından 26.6.2013-19.7.2013 dönemi için toplam 191,67 TL ecrimisil bedelinin karşı-davalı ...'ten alınarak, karşı-davacıya verilmesine, alacağa dava tarihinden itibaren kanuni faiz işletilmesine, mahsup talebinin kabulüne: 27.860,00 TL'den 191,67 TL'nin mahsubu ile neticeden 27.668,33TL alacağın; 12.000,00 TL'sinin dava tarihinden, kalanının 22.06.2015 tarihli ıslahtan itibaren kanuni faizi ile birlikte davalı ...'dan tahsiline, karşı davada müdahalenin men-i talebi hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Dairemizin 15.09.2022 tarihli ve 2021/8469 E., 2022/5188 K. sayılı ilamı ile bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hükmün yeni bir hüküm olması, bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerektiğinden Mahkemece bu husus gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle “yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

2. Dairemizin 16.02.2023 tarihli ve 2023/134 E., 2023/918 K. sayılı kararıyla davacı-karşı davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesince, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında usulü kazanılmış haklar ve ilk kararın temyiz edilmeyip kesinleşen kısımları ile temyiz talebinin reddine karar verilen kısımları aynen muhafaza edilerek ilk karardaki gerekçelerle davacı ...'ın tapu iptali ve tescil talebinin reddine, alacak talebinin kabulü ile 27.860,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacı ...'a verilmesine, karşı davacı ...'ın ecrimisil talebinin kısmen kabulü ile 191,67 TL ecrimisil bedelinin yasal faizi ile birlikte karşı davalı ...'dan alınarak karşı davacı ...'a verilmesine, fazlaca istemin reddine, mahsup talebi olduğundan bu talebin kabulü ile 27.860,00 TL'den, 191,67 TL'nin mahsubu ile neticeten 27.668,33 TL'den 12.000,00 TL'nin dava tarihinden, bakiye kısmın ise ıslah tarihi olan 22.06.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacı ...'a verilmesine, davalı karşı davacı ...'ın men'i müdahale talebinin kabulü ile davalı karşı davacı ...'ın dava konusu gayrimenkule müdahalesinin men'i ile boş olarak karşı davacı ...'a teslimine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde; dinlenen şahit ifadelerinin müvekkilinin iyiniyetle bu eve zilyet olduğunu ortaya koyduğunu, dava konusu taşınmazın yaklaşık 13 yıl boyunca emlak vergisi, elektrik, su gibi masraflarının da müvekkili tarafından karşılandığını, bunların müvekkilinin iyiniyetli olduğunu gösterdiğini, müvekkili ile öz kardeşi olan davalı arasında bir harici satış sözleşmesi olduğunun açıkça ortaya koyulduğunu, taşınmazın değeri tespit edilirken emsal taşınmazların değerlerinin ne olduğunun araştırılmadığını, taşınmazın faydalı imalatlar yapılmadan önceki değerinin yanlış tespit edildiğini, geçmişe yönelik ecrimisil tahakkuk ettirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı karşı davacının ihtarname ile müvekkilinden (fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmayarak) aylık 100,00 TL ecrimisil istediğini, talebini arttıramayacağını, davalı/karşı davacı tarafın temyiz başvurusunun olmaması ve dosya kapsamında alınan raporlara itiraz etmemesi nedeniyle usuli kazanılmış haklarının korunması gerektiğini, yargılama giderleri, harçlar ve avukatlık ücreti hesabı yönünden de kararı temyiz ettiklerini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kararın hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

Yargısal ve bilimsel içtihatlarda usulî kazanılmış hak ya da usulî müktesep hak olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 10.02.1998 tarihli ve 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilamında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usuli kazanılmış hak denilmektedir...” şeklinde tanımlanmaktadır.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, kararın bozmaya uygun olmasına göre davacı karşı davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı-karşı davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; somut olayda mahkemece bozmaya uyularak asıl davada davacının TMK'nın 724 üncü maddeye dayalı tescil istemi reddedilmiş ise de, terditli talebi olan dava konusu taşınmaza yaptığı faydalı masraflar ile ilgili talebi tam kabul edilmiş olduğundan, davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin tamamının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi ve davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği, Karşı davada ise davacının el atmanın önlenmesi isteminin kabul edildiği ve bir miktar ecrimisile hükmedilmiş olması nedeniyle reddedilen (13.006,87 TL) ecrimisil miktarı üzerinden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği anlaşıldığından, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedeni olmakla birlikte yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1086 sayılı HUMK'nın 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı karşı davalı vekilinin 2 numaralı bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davacı-karşı davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulüyle Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (4), (7), (8) numaralı bentlerinin çıkartılarak (7) numaralı bendin yerine “Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. M.13/3 vd. hükümleri uyarınca davacı karşı davalı ... lehine takdir edilen 9.200,00 TL kanuni avukatlık ücretinin davalı karşı davacı ...'dan alınarak davacı-karşı davalı ...'a verilmesine,”, (8) numaralı bendin yerine "Davacı karşı davalı ... tarafından asıl davada yapılan 891,00 TL bilirkişi ücreti, 177,50 TL keşif harcı, 509,90 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.578,40 TL yargılama giderinin davalı karşı davacı ...'dan alınarak, davacı karşı davalı ...'a verilmesine," sözlerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

HUMK'nın 440/III- 2 nci bendi gereğince ilama karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolunun açık bulunduğuna,

24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.