Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4073 E. 2024/4997 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vasiyetnamenin tenfizi davasında, mirasçılardan bazılarının zamanaşımı def'i ileri sürmelerine rağmen, mahkemenin bu def'i kabul ederek davayı reddetmesi üzerine, davacıların zamanaşımının geçerli bir şekilde ileri sürülmediği iddiasıyla kararı temyiz etmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasçılardan bazılarının dava dilekçesinin tebliğinden itibaren yasal süre içinde cevap dilekçesi vermeyerek zamanaşımı def'ini ileri sürmedikleri, bu nedenle zamanaşımı def'inin geçersiz olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/489 E., 2023/210 K.

DAVACILAR : ... vd. vekilleri Avukat ... vd.

DAVALILAR : ... vekili Avukat ..., ... vd. vekili Av. ... vd., ...vd.

MÜTEVEFFALAR : ... vekili Av. ..., ..., ...

DAVA TARİHİ : 21.10.2014

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 27.02.2020 tarih ve 2016/17220 E., 2020/2349 K. sayılı ilamı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisi ...'nun 23.06.1992 tarihinde öldüğünü, ...2. Noterliğinin 18.07.1986 tarih, 010537 yevmiye No.lu düzenleme şeklinde vasiyetnamesini bıraktığını, anılan vasiyetnamenin ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 1992/13 tereke sayılı dosyası ile kesinleştirilmesine karar verildiğini, vasiyete göre murisin davacılara ...ili, Merkez...Köyü 476, 453, 198 parsel ve ... Mah. 363 ada 2 parsel, Orhaniye Köyü 280 parsel sayılı taşınmazları bıraktığını, davacıların tapuya başvurduklarında 363 ada 2 parselin kayıtlarında 8 ada 2 parsel olduğunu beyan ettiklerini, murisin 27.12.1977 tarih ve 3592 yevmiye No'lu ...Tapu Müdürlüğünden verilen tapu senedine itibar ederek vasiyetnameyi düzenlediğini, bu nedenlerle ...2. Noterliğinin 18.07.1986 tarihli vasiyetnamesinde ve ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 1992/13 sayılı kararında 363 ada 2 parsel şeklinde bahsi geçen taşınmazın tapuda kayıtlı olan 8 ada 2 parsel sayılı taşınmaz olduğunun tespitini ve vasiyetname ile bırakılan taşınmazların miras hisseleri oranında müvekkilleri adına intikal ve tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekilleri, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

MAHKEME KARARI

Mahkemenin 10.02.2016 tarihli ve 2014/231 E., 2016/83 K. sayılı kararı ile; davacının ayni hak iddiası ile taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan bir eda davası açması gerekirken tespit davası açmasında hukuki yarar bulunmadığı, tespit davası yoluyla bu davanın açılıp yürütülemeyeceği anlaşıldığından davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.

III. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 27.02.2020 tarihli ve 2016/17220 E., 2020/2349 K. sayılı ilamı ile davacılar, vasiyetname ile kendisine vasiyet edilen taşınmazın adlarına tescilini de talep ettiklerinden eda davası niteliğinde olan bu davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanlış hukuki nitelendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kararına uyularak yapılan yargılamada, dava konusu vasiyetnamenin tenfizi için yasada belirtilen şartların sağlandığı, vasiyetnamenin iptali için herhangi bir davanın açılmadığı, bir kısım davalılar tarafından zamanaşımı def'inde bulunulduğu, vasiyetnamenin tenfizi davalarında vasiyetnamenin açılıp okunmasından itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi bulunduğu (TMK madde 602), davalılar ... mirasçıları; dahili davalılar ..., ... ve ..., ... mirasçıları; dahili davalılar ..., ... ve ... ve dahili davalı ... yönünden süresi içerisinde verilen cevap dilekçesi ile zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşıldığından, vasiyetnamenin 28.09.1993 tarihinde ...1. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından açılıp okunduğu ve eldeki davanın da 21.10.2014 tarihinde açıldığı dikkate alınarak 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu kabul edilerek davanın dahili davalılar ..., ... ve ..., ..., ..., ... ve ... yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine, ayrıca davacı tarafından vasiyetnamede belirtilen 363 ada 2 parsel sayılı taşınmazın da 8 ada 2 parsel sayılı taşınmaz olduğunun tespitine, davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulü ile; ...1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1992/485 Esas ve 1992/563 Karar sayılı ilamı ile açılıp okunan ...2. Noterliğinin 18.07.1986 tarihli ve 010537 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki vasiyetnamesinin tenfizi ile dava konusu taşınmazların 2/3 hissesinin tapu kaydının iptali ile iptal edilen hissenin davacılar ..., ..., ... ve ... adına eşit olarak tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ..., ..., ..., ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; ... ve ... yasal süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunmadıkları için onlar öldükten sonra onların yerine davaya dahil edilen mirasçılarının zamanaşımı itirazları süresinde yapılmış olarak kabul edilemeyeceğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vasiyetnamenin tenfizinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı TMK'nın 514 üncü maddesine (MK'nun 461 inci maddesi) göre; mirasbırakan tasarruf özgürlüğü sınırları içinde malvarlığının tamamında veya bir kısmında vasiyetname ile tasarrufta bulunabilir.

Vasiyet, genellikle ivazsız bir tasarruftur. Vasiyet alacaklısı, mirasbırakanın külli halefi olmayıp, cüzi halefi olduğu için vasiyet olunan mal üzerinde doğrudan hak kazanması mümkün değildir. Vasiyet alacaklısının alacak hakkının hukuki sebebi olan vasiyet her ne kadar mirasbırakanın sağlığında yapılıyorsa da, bu bir ölüme bağlı tasarruf olduğundan, vasiyet alacağı ancak mirasbırakanın ölümü ile doğar. Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak bu malın vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır. Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı açılır.

Vasiyet alacaklısı, miras bırakanın külli halefi olmayıp, cüz'i halefi olduğu için vasiyet olunan mal üzerinde doğrudan murisin ölümü ile birlikte hak kazanması mümkün değildir. Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak bu malın vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır. Nitekim, gerek murisin ölüm tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 743 sayılı Medeni Kanun'un gerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun TMK'nın ilgili hükümlerinde, vasiyet alacaklısının kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını kazanabilmesi için açabileceği dava hakkına ilişkin zamanaşımı süreleri, murisin ölüm tarihi esas alınmak sureti ile değil, vasiyet alacaklısının ölüme bağlı kazandırmayı öğrenmesinden veya vasiyet borcu daha sonra muaccel olacaksa muaccel olma tarihinden itibaren geçerli olmak üzere düzenlenmiştir.

4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 17 nci maddesinde, mirasçılık ve mirasın geçişinin miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceği öngörülmüştür. Miras bırakan 01.01.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 01.01.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.

743 sayılı Medeni Kanun'un 580 inci maddesine göre, kendisine muayyen birşey vasiyet olunan kimsenin ikame edeceği istihkak davasının müruru zaman müddeti, teberrüden haberdar edildiği günden ve ihbar zamanında henüz ifası lazım olmayan teberrülerde ifanın lüzumu tarihinden itibaren on senedir.

Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunmasından sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesi gerekir.

Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için hak düşürücü süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin tenfizi ve buna bağlı olarak tapu iptal ile tescil davası vasiyetnamenin açılıp okunduğu, itiraza uğramadan veya itiraz edilmiş ise itirazların reddedilmesi sonucunda kesinleştiğine dair bir tespit davasıdır.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen davada, Mahkemece vasiyetnamenin tenfizi davalarında vasiyetnamenin açılıp okunmasından itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi bulunduğu (TMK madde 602), davalılar ... mirasçıları; dahili davalılar ..., ... ve ..., ... mirasçıları; dahili davalılar ..., ... ve ... ve dahili davalı ... yönünden süresi içerisinde verilen cevap dilekçesi ile zamanaşımı def'inde bulunulduğu gerekçesiyle bu davalılar yönünden davanın reddine karar verilmişse de, zamanaşımı def'inin cevap dilekçesi ile birlikte ileri sürülmesi gerektiği, oysaki davalılardan ..., ... ve ...'nun 22.01.2016 tarihli cevap dilekçesi ile zamanaşımı def'inde bulundukları, ancak davalılardan...ile ...'ye dava dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun şekilde 03.06.2015, davalı ...'e 09.06.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olduğundan süresinde cevap dilekçesi sunarak zamanaşımı itirazında bulunmadıkları anlaşıldığından, davanın ... mirasçıları; dahili davalılar ..., ... ve ... yönünden, ... mirasçıları; dahili davalılar ..., ... ve ... yönünden ve dahili davalı ... yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.

VI.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan gerekçelerle kabulü ile, temyiz olunan kararın BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.