"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/40 E., 2024/99 K.
DAVA TARİHİ : 24.02.2015
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında görülen ecrimisil istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili, dava konusu 277 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı Sağlık Bakanlığı tarafından 1961 yılında Çorlu Devlet Hastanesi inşaatının yapıldığını, bu tarihten itibaren de idare tarafından kullanıldığını, kamulaştırma işlemi yapılmadığını, davacılar tarafından davalı aleyhine Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada hükmedilen kısmın mahsubu ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisilin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; idarenin kötü niyetli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11.07.2016 tarihli ve 2015/22 Esas, 2016/313 Karar sayılı kararıyla, bilirkişi raporunda ecrimisilin 870.363,85 TL olarak hesaplandığı, davanın bu hali ile sübut bulduğu ancak davacı vekiline 18.05.2016 tarihli celsede ıslah dilekçesini sunması için verilen 1 hafta kesin süreye rağmen bu süre geçtikten sonra, 26.05.2016 tarihinde ıslah dilekçesinin sunulduğu anlaşıldığından ıslah yapılmamış gibi davaya devam edilerek, dava dilekçesinde bildirilen 120.000,00 TL dava değerinden Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/337 Esas, 2013/12 Karar sayılı ilamı ile verilen 10.000,00 TL tazminat mahsup edildikten sonra, kalan 110.000,00 TL ecrismisile hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüyle 110.000,00 TL ecrimisil tazminatının dönem sonu olan 25.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak tapu kaydındaki ve mirasçılık belgesindeki payları oranında davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01.10.2020 tarihli ve 2018/11035 Esas, 2020/5672 Karar sayılı kararıyla; "...tarafları ve konusu aynı olan 29.06.2011 tarihinde açılan davada, 11.05.2011 tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için 10.000 TL ecrimisil ödenmesinin talep edildiği, bilirkişi raporu ile talep edilen tarih aralığı için 11.551,66 TL ecrimisil belirlendiği, mahkemece taleple bağlı kalınarak 10.000 TL ecrimisile hükmedildiği, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu, kararın derecattan geçerek 28.01.2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki davada ise 24.02.2010 – 24.02.2015 tarihleri arası için 5 yıllık ecrimisil istendiği, önceki dava ile eldeki davada çakışan dönemler mevcut olduğundan ve önceki davada verilen hükümde fazlaya ilişkin hak saklı tutulduğundan çakışan dönem için işbu davada yeniden hesaplama yapılmadan, önceki davada hükmedilen ve kesinleşen 10.000 TL kısım mahsup edilmek suretiyle saklı tutulan miktar nazara alınarak, sonraki dönem için ecrimisil hesabı yapılması gerektiği, ayrıca hesaplama yönteminin de hatalı olduğu..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan 01.03.2024 tarihli bilirkişi raporunda ecrimisil tutarının 848.938,67 TL olarak belirlendiği, bozma kararı öncesi verilen kararda dava değerinin 120.000,00 TL olarak belirlendiği ve kısmen kabul edilerek 110.000,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verildiği, kararın davacı tarafça temyiz edilmediği, ilk kararda hüküm altına alınan tutar yönünden davalı lehine usuli müktesep hak oluştuğu, kısa kararda davanın kısmen kabulüne denilmesi gerekirken sehven davanın kabulüne şeklinde yazıldığı, bunun maddi hataya dayalı olduğu taraflara yüklenen hak ve borçların değişmediği belirtilerek; davanın kabulüne, 110.000,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak tapu kaydındaki ve mirasçılık belgesindeki payları oranında davacılara verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyizinde, davanın belirsiz alacak davası olduğunu, 26.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan 870.363,00 TL haksız işgal tazminatı karşılığı tamamlama harcı olarak 12.814,33 TL’nin 26.11.2015 tarihinde yatırıldığını, bu harç her ne kadar ıslah harcı olarak görülüyor ise de aslında bedel artırımı olduğunu, davanın bilirkişi raporu ile tespit edilen rakam üzerinden kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili temyizinde, davacının açtığı kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davasının, taşınmazın davacıya teslim edilmiş olması gerekçesi ile reddedildiğini, davanın bu nedenle reddi gerektiğini, ayrıca ecrimisilin fahiş belirlendiğini ve zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi, “İyiniyetli olmayan zilyet bakımından” başlıklı 995 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Onama harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.