Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4342 E. 2024/5372 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasın gerçek reddinin iptali talebinin reddi üzerine yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının mirasın reddi tarihindeki mal varlığının borçlarını karşıladığının bilirkişi raporuyla tespit edilmesi ve davacının kötü niyetli reddin iptali için gerekli diğer delilleri sunamaması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/214 E., 2024/347 K.

DAVA TARİHİ : 20.01.2014

KARAR : Davanın Reddi

Taraflar arasında görülen Türk Medeni Kanunu'nun 617 nci maddesi ikinci fıkrasına dayalı mirasın gerçek reddinin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı aleyhine İstanbul 31. İcra Müdürlüğünün 2012/21152 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takibin kesinleştiğini, davalının murisi olan babasının, 25.08.2013 tarihinde vefat ettiğini, davalının babasından miras kalan İstanbul ili, ... ilçesi, ...Mahallesi, 3803 parsel, 3. kat, 7 No.lu bağımsız bölümdeki taşınmazın davalı hissesi üzerine haciz konulduğunu, bunun üzerine davalının Bakırköy 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/2100 Esas sayılı dosyası ile mirasın reddi davası açtığını, belirtilen dosyada davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davalı dışındaki diğer mirasçının mirası reddetmediğini, davalının asıl amacının mirasın reddi değil, alacaklılardan mal kaçırmak olduğunu, bu sebeplerle Bakırköy 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/2100 Esas, 2013/2298 Karar sayılı mirasın reddi kararının kaldırılmasını ve davalı hissesinin tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve yersiz açıldığını, müvekkili tarafından açılan mirasın reddi davasında gerekçe göstermeye gerek olmadığını, murisin başka mirasçılarının da bulunduğunu, diğer mirasçının mirası reddetmediğini, davalı tarafından müvekkilinin muristen gelen mal dışında başka mallarına da haciz konulduğunu, davacının mal kaçırma iddiasının gerçek olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkeme 10.02.2015 tarih ve 2014/31 Esas, 2015/63 Karar sayılı kararda özetle; yapılan yargılama sonucunda; davalı-borçlunun mal varlığının borcunu karşılayacak oranda olmadığı, davalının yeterli güvence göstermediği, Silvan'daki taşınmazlarda bulunan davalı hisselerinin çok az olması nedeniyle bu taşınmazların satılmalarının zor olduğu, bu sebeplerle davalının babasından kalan mirası, alacaklıların alacaklarını engellemek gayesi ile reddettiği, davanın haklı ve yerinde olduğu kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 10.02.2015 tarih ve 2014/31 Esas, 2015/63 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 19.01.2017 tarih 2015/18136 E. 2017/368 K. sayılı kararında özetle; “Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (TMK. m. 617/1) Kötüniyetle redden söz edilebilmesi için, reddeden mirasçının mal varlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir. (TMK. m. 617) Onun için her şeyden önce davalı durumunda bulunan mirasçının mal varlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususunun etraflı şekilde araştırılıp tespit edilmesi zorunludur. İcra takibinin uzun süre devam etmesi, tek başına acze delalet etmez. Zira aczin ne suretle gerçekleşeceği İcra İflas Kanununda gösterilmiştir. (İİK m. 105 ve 143) Davacı tarafından borçlu mirasçı hakkında “aciz vesikası” alınmamış olduğuna göre, mahkemece, davalının şahsi mal varlığının ret tarihindeki değeri tespit edilip, bu mal varlığının borcunun karşılamaya yeterli olup olmadığının usulunce araştırılıp saptanması; yeterli ise talebin reddi, yeterli olmadığının görülmesi halinde ise davalı da yeterli güvence göstermediği takdirde reddin iptaline karar verilmesi gerekir. Açıklanan yönde araştırma yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş,” gerekçesiyle hükmün bozulmasın karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkeme başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; Yargıtay bozma ilamı çerçevesinde, davalının, mirasın reddi tarihi itibari ile aktif ve pasif mal varlığının belirlenmesi hususlarında rapor alındığı, 17/07/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda, dava konusu ihtilafta dosya kapsamına göre, davalının mirasın reddi tarihinde 1.283.665,03 TL borcu bulunduğu, aynı tarihte 1.584.188,10 TL şahsi mal varlığı bulunduğu, davalının aktifinin pasifinden 231.601,79 TL fazla olduğu, mal varlığının borcu karşıladığı yönünde tespit yapıldığı, hazırlanan raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu ve bu cihetle davanın ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle;

1.Davalının mirası reddettiği tarihlerde farklı vergi dairelerine yüklü miktarlarda vergi borcu bulunduğunu, vergi dairelerinden bu hususun sorulmadığını,

2.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ret tarihi itibariyle davalının borçlu olduğu dosyalardaki borç miktarlarının hesaplanması gerekirken, takip talebindeki miktarın esas alındığını,

3.Davalıya ait taşınmazın değerinin yüksek belirlendiğini, bu taşınmaz üzerinde tedbir şerhi bulunduğundan satış yapılamadığını, bu nedenle bu taşınmazın davalının mal varlığına dahil edilmemesi gerektiğini ve tüm bu sebeplerle usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; mirasın gerçek reddinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 617 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.