"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/236 E., 2024/326 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar, davacı ... ve davalılardan ... vekili tarafından tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; Ordu ili, .....ilçesi, .....Köyü, 520, 866 ve 867 parsel sayılı taşınmazlarda elbirliği halinde malik olduğunu, malik olmasına rağmen 520 ve 866 No.lu parsellerde hiç tasarrufta bulunamadığını, 867 No.lu parselde ise hissesinin çok altında bir alanda fındık topladığını, 866 No.lu parseldeki fındığın tamamını davalı ...'ın topladığını, davaya konu 520 parsel sayılı taşınmazı ise davalılar ... ve ...'ın kullandığını, tanık beyanları ile ortaya konulacağı üzere hissedarı olduğu taşınmazlardaki tasarrufun fiilen ve cebren engellendiğini, davaya konu taşınmazlarla ilgili Ordu 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/493 Esas, 2012/266 sayılı Kararı ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiğini, ancak satış yapılmadığı hâlde taşınmazlarda tasarrufta bulunamadığını beyanla, davalıların 520, 866 ve 867 parsel sayılı taşınmazlarda hissesine yaptıkları müdahalenin men'ine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu 866 ve 867 No.lu parsellerdeki fındığın her sene müvekkilinin babası ... tarafından toplandığını, müvekkilinin bu parsellerde müşterek malik olmasına rağmen hiçbir zaman fındık toplamadığını, 520 No.lu parselde ise tarafına düşen hisse oranında fındık topladığını, kendi hissesi dışında el atmanın söz konusu olmadığını beyanla davanın reddine savunmuştur.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında fiili taksim bulunduğunu, müvekkilinin 520 No.lu parselde hakkından az yer kullandığını, başka taşınmazlarda kullanımı olmadığını, davacının iş bu davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
3.Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi 26.04.2018 tarihli kararında özetle; davacının 867 numaralı parseli kullandığını beyan ettiği ve tanık beyanlarıyla da bu hususun sabit olduğu, bu nedenle 867 numaralı parsel yönünden el atmanın önlenmesi davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, 520 ve 866 No.lu parselleri kullanmasına davalılarca izin verilmediği hususlarının tanık beyanları ile sabit olduğu gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulü ile; Ordu ili, Altınordu ilçesi, Kayadibi Mahallesi, (eski 867 parsel) yeni 4504 ada 7 numaralı parsel yönünden davanın reddine, (eski 866 parsel) yeni 4504 ada 5 parsel ve (eski 520 parsel) yeni 4504 ada 8 numaralı parseller yönünden davanın kabülü ile davacının taşınmazdaki hissesi oranında davalıların müdahalesinin men’ine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 26.04.2018 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı ve bir kısım davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 12.09.2018 tarihli kararı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 12.09.2018 tarihli kararın süresi içinde davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 28.06.2021 tarihli kararında özetle; “Davalılar, savunmalarında paylarından fazla yer kullanmadıklarını, davacının da taşınmazda kullandığı yer bulunduğunu beyan ettiklerine göre, yerinde yeniden keşif yapılarak, davalıların taşınmazların hangi alanlarını kullandıklarının, paylarından fazla miktarda kullanımlarının bulunup bulunmadığının, davacının kullandığı ya da kullanabileceği bir yer olup olmadığının belirlenmesi ondan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
2. Bozma kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; dava konusu (eski 520 parsel) yeni 4504 ada 8 parsel sayılı taşınmazda, davalı ...'a düşen payın 14.292,30 m² olduğu, davalının işbu parseldeki kullanımının ise 10.539,84 m² olduğu; davalı ...'a düşen payın 4.576,82m² olduğu, kullanımının ise 2.529,15 m² olduğu dolayısıyla paylarına isabet eden paydan daha az kullandıklarından iş bu davalılar yönünden davanın reddine, dava konusu (eski 866 parsel) yeni 4504 ada 5 parsel yönünden ise davalı ... payının 439,04 m² olduğu ancak davalının iş bu parselde 4.390,37 m² kullanımı olduğu, dolayısıyla payına isabet eden alandan daha fazla kullanımı olduğu ve davacının(41,16 m²) lik kısmına da müdahalede bulunduğu anlaşıldığından bu parsele yönelik davanın kabulüne karar verilerek sonuçta; dava konusu (eski 867 parsel) yeni 4504 ada 7 parsel bozma konusu yapılmadığından iş bu taşınmaz yönünden tekrar karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu (eski 866 parsel) yeni 4504 ada 5 parselin tamamı davalı ... kullanımında olduğundan bu parsel yönünden davanın kabulü ile, davacının taşınmazdaki hissesi oranında (41,16 m2) müdahalenin men’ine, dava konusu (eski 520 parsel) yeni 4504 ada 8 parselde davalıların kullanımlarının paylarına isabet eden miktardan az olduğu için gerekçesiyle bu parsel yönünden davanın reddine karar vermiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1.Davacı temyiz dilekçesinde;
a. 866 parseldeki tüm fındıkları davalı ...’in topladığını, 520 parseldeki fındıkları ise davalı ... ve Orhan ...’nin birlikte topladığını, davalıların taşınmazlara girişine izin vermediğini,
b.Tanık beyanları ile 520 ve 866 numaralı parselleri kullanmadığı hususunun ispatlandığını,
c.Bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, fiili duruma göre düzenlenmediğini,
d.Mahkemenin eksik inceleme ile hüküm kurduğunu, davanın tüm parseller yönünden kabul edilmesi gerektiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde;
a. Mahkemenin 5 numaralı parsel (eski 866 parsel) yönünden kurduğu hüküm ve gerekçenin yanlış olduğunu,
b. Bozma öncesi ve bozma sonrası dinlenen tanık beyanları ile davacının tüm parsellerde kullanımı bulunduğunun sabit olduğunu, bu durumda müdahalenin men’i davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını,
c. Mahkemece eksik araştırma ile hüküm kurulduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; paydaşlar arası el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
07.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.