"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/574 E., 2024/734 K.
İlk Derece Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin eski 175 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 500 m² bölümünü 1975 yılında davalı ...'den haricen satın aldığını, 1976 yılında söz konusu taşınmazın kendisine ait bölümüne ev yaptığını, ancak tapunun kendisine devredilmediğini, müvekkiline ait yerin yapılan imar uygulaması ile oluşan 313 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığını, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesine göre 313 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 500 m² bölümünün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, terditli olarak 4721 sayılı Kanun'un 724. maddesine göre binanın değerinin zeminden fazla olması sebebi ile tapu kaydının iptal edilerek müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili; kesin hüküm itirazında bulunduğunu, 1975 yılında taraflar arasında yapılan herhangi bir sözleşmenin olmadığını, taşınmazın zemin değerinin bina değerinden daha yüksek olduğunu, aynı zamanda kadastro komisyonuna da 12.03.1984 tarihinde davacı tarafından itirazda bulunulduğunu ve itirazının reddedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.03.2019 tarihli ve 2018/89 Esas, 2019/208 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın 1970'li yıllarda davacıya haricen satıldığı tarihte tapulu taşınmaz olduğu ve satışın resmi şekilde yapılmadığı, tapulu taşınmazların iyiniyetle kazanılmasının mümkün olmadığı, kaldı ki 4721 sayılı Kanun'un 724. maddesi uyarınca da tescil şartlarının oluşmadığı, belirtilen taşınmaz kısmının ifrazının imar planı gereğince mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 26.12.2019 tarihli ve 2019/872 Esas, 2019/1607 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuş, Dairemizin 20.09.2022 tarihli ve 2021/1071 Esas, 2022/5314 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın UYAP sisteminden incelenen tapu kaydında 03.01.2020 tarihli satış işlemi ile davacıya devir yapıldığı anlaşıldığından, davanın konusuz kalıp kalmadığının Mahkemece değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 04.07.2023 tarihli ve 2022/1021 Esas, 2023/583 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın davacıya devredilmesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuş, Dairemizin 15.01.2024 tarihli ve 2023/5508 Esas, 2024/190 Karar sayılı kararı ile davanın açıldığı tarihteki duruma göre davacının davasında haklı olmadığı, yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesi gerektiği, bunun yanı sıra dava konusuz kalmış olduğundan maktu karar ve ilam harcı alınmasına hükmetmek gerektiği belirtilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ...’ye verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesi ile davalı tarafın dava konusu taşınmazı tapuda devretmemesi nedeniyle dava açıldığını, taşınmazın dava açılınca devredildiğini, dava açılmasına davalı tarafın sebebiyet verdiğini ve müvekkilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.