"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/360 E., 2023/284 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Sorgun Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/726 Esas sayılı 167 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesi istemiyle dava açıldığını, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı betonarme evin davacı tarafından inşa edildiğini ileri sürerek 167 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki betonarme binanın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04.04.2013 tarih ve 2011/647 Esas, 2013/210 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 06.04.2021 tarih ve 2019/6167 Esas, 2021/3222 Karar sayılı ilâmı ile; "... taraflar arasında Sorgun Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/726 Esasında kayıtlı ortaklığın giderilmesi davasının mevcut olduğu, ancak temyize konu davanın yargılaması devam ederken 18.06.2012 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, anılan kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.O halde Mahkemece, ortaklığın giderilmesi davasında verilen kararın kesinleşmesi eldeki dava yönünden bekletici mesele yapılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde, davanın esasına ilişkin karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "... dava konusu taşınmaz yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası bulunmadığından hukuki yarar yokluğu..." gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; ilk karar tarihinde ortaklığın giderilmesi davası sonucu verilen açılmamış sayılma kararının kesinleşmediğini, hukuki yararın olduğunu, ortaklığın giderilmesi davası açıldığı için bu davanın açıldığını, davacının yargılama gideri ve vekâlet ücreti ödemesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ortaklığın giderilmesi davasının kötü niyetli olarak takip edilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2 hükmü atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi ile 439/2 hükmünde yer alan sebeplerden birisinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, peşin harcın bundan mahsubuna,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
14.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.