Logo

7. Hukuk Dairesi2025/1517 E. 2025/2263 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi ile buna karşı ileri sürülen muvazaa iddiası ve tenkis istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin, miras bırakanın gerçek iradesini yansıtmadığı ve mal kaçırma amacıyla düzenlendiği, yani muvazaalı olduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin davayı reddeden ve karşı davayı konusuz bırakan kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/196 E., 2024/614 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların murisi ... ... ile müvekkilleri arasında Ankara 53. Noterliğinin 12.02.2009 tarihli ve 3421 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde ölünceye kadar bakma sözleşmesinin akdedildiğini, bu sözleşme ile dava konusu 8 adet bağımsız bölümün bakım şartı ile muris tarafından davacılara temlik edildiğini, murisin ömrünün son bir ayını yatağa bağımlı olarak davacılardan ...’nin evinde geçirdiğini, murisin maddi, manevi, fiziki tüm ihtiyaçları ile bakımının davacılar tarafından karşılandığını, sözleşme gereklerinin yerine getirilmesine karşın davalıların tapuda temlike onay vermediklerini, bu nedenle eldeki davanın açılmasının zaruri hale geldiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davacıların dayandığı ölünceye kadar bakma sözleşmesinden murisin ölümünden sonra haberdar olduklarını, murisin psikiyatri ilaçları kullandığını ve sözleşme tarihinden kısa bir süre sonra murise Alzheimer teşhisi konulduğunu, bu nedenle sözleşme tarihinde murisin ehliyetinin olmadığını, murisin okuma yazma bilmesine rağmen sözleşme altında iki şahit huzurunda baş parmak izi kullanılarak sözleşmenin düzenlendiğini, murisin kendi iradesi ile sözleşmeyi imzalamış olması halinde dahi dava konusu sözleşmenin bakım gözetim iradesinden çok mal kaçırma amacıyla yapıldığını, bağlı olarak bakım sözleşmesinin muvazaa sebebiyle yok hükmünde olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2.Davalılar vekili karşı davada ise; davacı-karşı davalarının bakım sözleşmesinin gereklerini yerine getirmediklerini, dava konusu taşınmazların murisin tüm terekesini kapsadığını, tapu iptali ve tescil davası kabul edildiği takdirde müvekkillerinin saklı paylarının zedelennmiş olacağını belirterek, tenkise karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.02.2016 tarihli ve 2011/548 Esas, 2016/38 Karar sayılı kararı ile; "...asıl davanın reddine, karşı dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına..." karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1.Mahkemenin yukarıda (III) numaralı bentte belirtilen kararının süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce verilen 13.10.2021 tarihli ve 2021/355 Esas, 2021/1867 Karar sayılı karar ile "...sözleşmenin bakım borcu yerine getirilmediği iddiasıyla feshini isteme hakkının, bakım alacaklısının sağlandığında kullanması gereken bir hak olduğundan dinlenmeyeceği, diğer yandan ölünceye kadar bakım sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı iddiasının her zaman ileri sürülebilme imkanın bulunduğu, böyle bir savunmanın ileri sürülmesi halinde mahkemece dayanılan sözleşmedeki tarafların gerçek ve müşterek amaçlarının Borçlar Kanununun 19. maddesi hükmünden yararlanarak açıklığa kavuşturulması gerektiği....tarafların gösterdiği tanıklar dinlenmişse de, karşı davada davalıların mal kaçırma amacı ile sözleşmenin yapıldığına dair hususların sorulmadığı, sözleşme kapsamında da devri taahhüt edilen taşınmazların değeri ile bakım alacaklısının tüm malvarlığına oranının keşif yapılmak suretiyle tespit edilmediği, eksik inceleme ile kurulan hükmün yerinde olmadığı.." gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

2.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda yukarıda karar başlığında yer alan 03.10.2024 tarihli ve 2022/196 Esas, 2024/614 Karar sayılı karar ile; "...ek raporda ölünceye kadar bakım sözleşmesinin konusunu oluşturan taşınmazların murisin ölüm tarihindeki değerinin 201.920,18 TL, sözleşme ve dava konusu edilmeyen murise ait taşınmazların murisin ölüm tarihi itibariyle değerinin 277.820,16 TL olduğunun belirlendiği, yargılama aşamasında dinlenen tanık ...'in, murisin diğer çocuklarının babalarından kalan mirasta iyi yerleri aldıkları için murisin ... ve ...'e haksızlık yapmayacağı ve kendi mallarımdan onlara vereceği şeklindeki beyanı ile tanık...'nın...beyanları birlikte değerlendirildiğinde, murisin asıl iradesinin dava konusu taşınmazları davacı-karşı davalılara bağışlama iradesi ve diğer çocuklarından söz konusu taşınmazları kaçırma iradesi içerdiği, bu kapsamda ölünceye kadar bakım sözleşmesinin tarafların gerçek iradesini yansıtmadığı, sözleşmenin muvazaalı olduğu kanaatine varıldığı, asıl davanın reddi nedeniyle karşı davanın konusuz kaldığı..." gerekçesiyle "...asıl davanın reddine, karşı dava konusuz kaldığından hakkında karar verilmesine yer olmadığına..." karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Mahkemenin yukarıda (IV.2.) numaralı bentte belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacılar- karşı davada davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Temyiz dilekçesinde;

a.Murisin, kendisine verdikleri bakım hizmeti ve karşığından oluşan minnet duygusu nedeniyle taşınmazlarının bir kısmını dava konusu sözleşme ile davacı çocuklarına temlik ettiğinin anlaşılması gerektiğini, bu nedenle mahkemece verilen davanın reddi kararının yerinde olmadığını,

b.Bozma ilamı gereği mahkemece yapılan araştırma sonucu ölünceye kadar bakım sözleşmesine konu taşınmazlar ile sözleşme dışında kalan terekenin değerinin belirlendiğini, tereke dışında kalan taşınmazların değerinin, sözleşmeye konu edilen taşınmazlardan daha değerli olduğunun ortay çıktığını, bu sebeple murisin mal kaçırma kastının bulunmadığının sabit olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; asıl davada ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı davada ise tenkis istemine ilişkindir.

Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428. maddesi ile 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl davada davacılar- karşı davada davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Temyiz karar harcı davacılardan tam alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

28.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.