"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/635 E., 2023/1865 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 23. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/377 E., 2020/38 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; 17.05.1994 tarihli harici satış sözleşmesi uyarınca 162 ada 32 parsel sayılı arsanın 100 milyon TL bedelle davalı tarafından davacıya satıldığını, ancak davalı tarafından tescil yükümlülüğünün yerine getirilmediğini belirterek tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde davanın belirsiz alacak davası olduğu kabul edilerek sözleşme ile ödenen tapu bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre bilirkişice belirlenecek güncel bedelin davacıya ödenmesini talep etmiştir.
2.Davacı vekili 18.03.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; davaya konu taşınmazın davacı adına tescilini, mümkün olmaması halinde 1.380.855,00 TL'nin faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda harici satış sözleşmesinin şekil şartlarını ihtiva etmemesi nedeniyle geçersiz olduğu, bu halde tarafların ancak verdiklerini geri alabileceği, davalıya ödenen 100 milyon TL'nin dava tarihine göre güncellenmiş değerinin 30.251,00 TL olduğunun bilirkişi raporuyla tespit edildiği, ancak davacı tarafından sözlü yargılama evresine geçilmesine ilişkin ara karardan sonra ıslah dilekçesinin sunulduğu, bu durumda ıslah dilekçesinin yok hükmünde olduğu, dava açılırken dava değerinin gösterilmemesi dikkate alınarak 0 TL üzerinden maddi anlamda etki doğurmayacak bir hükümde davacının hukuki yararı olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahkemece sözlü yargılama evresine geçilmesine ilişkin ara karardan sonra dosyanın yeniden bilirkişiye tevdiine karar verildiği, bu durumda tahkikat aşamasının tamamlanmadığı ve sözlü yargılamaya geçilmediği, ıslahın yok hükmünde sayılmasının usul ve yasaya uygun bulunmadığı, taraflar arasında yapılan satış işleminin geçerli olmadığı, davacının tapu iptal ve tescil talebinin yerinde olmadığı, tarafların ancak verdiklerini geri alabilecekleri, terditli talep yönünden yapılan incelemede sözleşmeye göre davacının davalıya 100.000.000 ETL bedel ödediği, dava tarihi itibariyle 100.000.000 ETL'nin denkleştirici adalet ilkesi çerçevesinde ulaştığı değerin 30.251,00 TL olduğu ve davacının bu bedeli davalıdan talep edilebileceği gerekçeleriyle istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında davacının tapu iptal tescile yönelik talebinin reddine, terditli talebinin kabulü ile 30.251,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesince, 05.10.2023 tarihli ek kararı ile, 30.251,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline şeklinde hükmün tamamlanmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; öncelikli taleplerinin tapu iptal ve tescil olduğunu, hakkaniyet gereği taşınmazın güncel değerinin verilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından talebin tekrardan açıklattırılmaksızın ıslaha göre işlem yapıldığını, hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü olduğunu, hatalı karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı vekili katılma yolu ile sunduğu temyiz dilekçesinde özetle; ıslahın yok hükmünde olduğunu, sözleşmede tescil taahhüdünde bulunulmadığını, sözleşme tarihinde taşınmazın davacı adına kayıtlı olmadığını, tavzihle dava tarihinden itibaren faiz talebi yönünde hükme ekleme yapıldığını, davacının dava dilekçesinde veya ıslah dilekçesinde faiz talebinin bulunmadığını, AAÜT yönünden 13/3 sınırlamasının yalnızca maddi tazminata uygulanabileceğini, davanın alacak davası olduğunu, nispi vekalet ücretine sınırlama olmaksızın hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, harici satım sözleşmesinden kaynaklı tapu iptal ve tescil ile terditli alacak istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.