Logo

7. Hukuk Dairesi2025/237 E. 2025/834 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ölüm sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalıların mirasçılarının tespiti ve taraf teşkili hususunda davacıların yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekiline, davalıların mirasçılarının tespiti ve taraf teşkili için gerekli işlemleri yapmak üzere verilen kesin süreye rağmen bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi ve Yargıtay’ın önceki bozma kararında belirtilen hususlara uyulmaması gözetilerek yerel mahkemenin davanın usulden reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/38 E., 2024/129 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ..., ..., 247 ada 27 parsel sayılı taşınmazda ve bu taşınmazdan ifrazen oluşan 247 ada 27/A parsel, 29 parsel, 31 parsel ve 32 parsel sayılı taşınmazların, 24/720 hissesinin ..., 24/720 hissesinin ..., 24/720 hissesinin ..., 24/720 hissesinin ..., 18/720 hissesinin ... oğlu ..., 6/720 hissesinin ... kızı ..., 8/720 hissesinin ... kızı ..., 42/720 hissesinin ... kızı ..., 42/720 hissesinin ... oğlu Vasil adlarına 02.07.1958 tarihli kadastro tespiti ile tapuda kayıtlı olduğunu, aynı kadastro tespitinde müvekkillerinden ... adına 24/720, ... adına 13/720 hissenin, bir kısım müvekkillerinin murisi ... oğlu ... ... adına da 21/720 hissenin tescil edildiğini, ancak dava konusu taşınmazlarda davalıların yaklaşık 60 yıldır tasarrufu bulunmadığını, taşınmazlara uzun süreden beri müvekkillerinin murisleri ve müvekkillerinin zilyet olduğunu, davalıların Türk vatandaşı olduğunu, bu şahısların ve mirasçılarının bu taşınmazlarda zilyetliklerinin söz konusu olmadığını, davalılardan ...'nin 08.07.1928 tarihinde öldüğünün belirlendiğini, o nedenle ... ilçesi, ... Mah. 247 ada 27 parsel sayılı taşınmazda ve bu taşınmazdan ifrazen oluşan 247 ada 27/A parsel, 29 parsel, 31 ve 32 parsel sayılı taşınmazların, davalılar adına kayıtlı hisselerin zamanaşımı nedeniyle Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi gereğince müvekkilleri adına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmesini dava ve talep etmiş,

2. Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahekemesinin 2003/625 Esas sayılı dosyasında, 23.05.2011 tarihli ara kararla ... mirasçıları yönünden davanın tefrikine karar verilmiş, verilen karar uyarınca dosya tefrik edilerek Mahkemenin 2011/354 Esas sayılı dosyasına kaydedilmiş ve ... mirasçıları yönünden bu dosyada yargılama yapılmıştır.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazla ilgili Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesinin 1994/546 Esas ve 1994/547 Esas sayılı izale-i şuyu davalarının devam ettiğini, bu davalarda müvekkillerinin temsil edildiğini, diğer Arnavut vatandaşı olan akrabalarının ise ... tarafından temsil edildiğini, devam eden bu davalar varken nizasız ve fasılasız olarak zilliyet oldukları iddası ile açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 16.11.2011 tarih ve 2011/354 Esas, 2011/356 Karar sayılı kararında özetle; davacılar vekili tarafından ... Mahallesi, 247 ada 27 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan 247 ada, 27/A, 29, 31 ve 32 parsel sayılı taşınmazların, Türk Medeni Kanunu'nun 713/2 maddesinin, maliki 20 yıl önce ölmüş hukuki sebebine dayanılarak davacılar adına tescili talep edildiği, yapılan araştırmalardan, sunulan delillerden, davacıların zilyetliklerinin 20 yıldır devam etmediği, davalıların dava konusu yerle olan tüm bağlarını devam ettirdikleri, bu yerleri terk etmedikleri, kanunun aradığı anlamda kesintisiz ve malik sıfatıyla bir zilyetliğin bulunmadığı anlaşıldığından, açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Mahkemenin 16.11.2011 tarihli kararının süresi içinde bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 20.05.2014 tarihli kararında “...Davaya konu pay maliklerinin sağ olup olmadığının veya vefat edip etmediğinin araştırılması, sağ olduğunun tespit edilmesi halinde kendisine usulüne uygun bir biçimde tebligat yapılması; ölü olduğunun belirlenmesi halinde ise, var ise mirasçılarının kesin bir biçimde saptanabilmesi için kayıt maliklerinin hasımlı (hasım Hazine olmak üzere) mirasçılık belgesinin alınıp dosyaya konulması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, mirasçılık belgesine göre belirlenecek gerçek mirasçıların davaya dahil edilmelerinin sağlanarak davaya devam edilmesi, tebligatlar yönünden 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin göz önünde tutulması, vefat etmiş iseler gerçek mirasçılarına tebliğ ettirilmesi, bu yolla taraf teşkili sağlanamadığı takdirde ilanen tebliğ yolunun düşünülmesi, Kayıt malikinin mirasçısının olmadığı ve mirasının TMK’nun 501.maddesi uyarınca son mirasçı sıfatı ile Devlet’e kaldığının belirlenmesi halinde Hazine'ye ait taşınmazların zilyetlikle edinilemeyeceğinin gözetilmesi, taraf teşkili bu şekilde doğru olarak sağlandıktan sonra, davada, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanıldığından kazanmayı sağlayan zilyetliğin kanıtlanması...” gerektiğini belirtilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

2. Bozma kararı sonrası Mahkeme başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararında; davanın niteliği gereği ölü kayıt malikleri veya mirasçılarının davada ... vasıtasıyla temsil edilemeyeceği dikkate alınarak, Mahkemece 17.12.2020 tarihli celsede davacılar vekiline, Vasil’in (... oğlu), hasımlı veraset ilamını almak (hazine hasım gösterilerek) ve dava açmak üzere, bir sonraki celseye kadar ihtar içeren kesin süre ve yetki verildiği, verilen süre uyarınca davacılar vekilince Beykoz 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/982 E., sayılı dosyası ile hasımlı veraset ilamı için dava açıldığı, ancak bahse konu davanın takipsizlik nedeni ile açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu sefer 26.12.2023 tarihli celsede Beykoz 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/982 E. sayılı dosyasında verilen kararın kesinleştirme işlemlerinin ikmali için davacılar vekiline ihtaratlı kesin süre verildiğ, kesin sürenin sonuçlarının hatırlatıldığı, ancak verilen kesin süreye rağmen kesinleştirme işlemleri ikmal edilmediğinden davanın taraf ehliyeti yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Bir kısım davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davada taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,

2. Mahkemece tanıkların dinlenmediğini, keşif yapılmadığını ve bilirkişiden rapor alınmadan karar verildiğini,

3. Dava konusu taşınmazın ... ... ... Vakfından icareli olduğu hususunun gerçeği yansıtmadığını belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi ikinci fıkrasına göre açılan ölüm sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428. maddesi ile 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Somut olayda; Mahkemece davacı vekillerine taraf teşkilinin sağlanması yönünde süre verilmiş, bu kapsamda davacılar vekili tarafından hasımlı mirasçılık belgesi alınması için, Beykoz 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/982 E. sayılı dosyası ile dava açılmış, ancak dava takipsiz kaldığından, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Mahkemece bu sefer ilgili kararın kesinleştirme işlemlerinin yapılarak dosyaya ibrazı için davacı vekillerine ihtarlı kesin süre verilmiş, ancak davacı vekilleri tarafından kesin süre içerisinde ihtar gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır.

Bu itibarla; temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.