"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/510 E., 2024/114 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı ile birlikte dava dışı ortakları da bulunan bir adi şirket kurduğunu, bu ortaklık nedeniyle teminat amaçlı kullanılması veyahut gerektiğinde satılarak ortaklığa sermaye yapılması amacıyla dava konusu taşınmazlar üzerine davalı lehine ipotek konulduğunu, taşınmazların satış yetkisinin de davalıya verildiğini, davalının davaya konu taşınmazları satıp parasını aldığını; bu satışların muvazaalı olduğu iddiasıyla açtıkları tapu iptali ve tescil davasında müvekkili lehine karar verildiğini, davalının ticari zararının ödendiğini ve iş ortaklığının sona erdiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin kaldırılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; resmi ipotek senedinin karşılığı olarak ödeme yapılmadığını, senetlerin tahsil edilmediğini, davalının zararının giderilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARAR
Mahkemenin 04.07.2023 tarihli kararında; davalı ...'un 190.000,00 TL değerinde ipoteğe konu alacağının bulunduğu, dava konusu taşınmazlar üzerindeki ipoteğe konu borcun ifa edilmediği, davacıların da ipotek bedelini bilirkişi raporuna rağmen depo etme konusunda irade ve beyanlarının da bulunmadığı gerekçesiyle davacıların davasının reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin 04.07.2023 tarihli kararına karşı süresi içinde davacılar vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine, Dairemizin 01.11.2023 tarihli ve 2023/4487 Esas, 2023/5257 Karar sayılı ilâmında; "...dava konusu ipotek akit tablosunda davacının davalıdan aldığı 100.000,00 TL bedel karşılığında taşınmaza ipotek tesis edildiği yazılmışsa da, 26.06.2008 tarihli "sözleşme" başlıklı belgede; demir satışı ve kârın paylaşımının düzenlendiği, bu sözleşmenin teminatı olarak da ipotek tesis edildiğinin belirtildiği, davalının 27.11.2008 tarihinde emniyette verdiği ifadesinde de demir işi için dava dışı kişiden para aldığı ve karşılığında dava konusu taşınmazda ipotek tesis edildiğini beyan ettiği dikkate alındığında davacının davalıdan 100.000,00 TL borç almadığı, aksine kurulan adi ortaklığın teminatı olarak ipotek tesis etmiş olması nedeniyle taraflar arasında dava konusu ipoteğe temel teşkil eden borç ilişkisinin varlığının davalı tarafından kanıtlanamadığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olacağı..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davacının davalıdan 100.000,00 TL borç almadığı, aksine kurulan adi ortaklığın teminatı olarak ipotek tesis edildiği anlaşıldığından taraflar arasında dava konusu ipoteğe temel teşkil eden borç ilişkisinin varlığının davalı tarafından kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmazlar üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz nedenlerinde; davacıların ikinci sözleşmeyi imzalayarak müvekkilinin kendilerinden alacağı olduğunu kabul ettiklerini, bu borçlanma sonucu gayrimenkullerin ipotek edilmiş olduğunu, bozma ilâmında davacı yanın iddiaları ve talepleri dışına çıkılmak sureti ile karar verildiğini, ipotekli gayrimenkullerin paraya çevrilmesi için davacı borçlu ... ve ... Şirketine kat hesabı ve ipotek bedelinin ödenmesi için gönderilen Gaziantep 15. Noterliğinin 14 Mayıs 2019 tarihli ve 08277 yevmiye No.lu ihtarnamesine davacı ... tarafından PTT kanalı ile telgrafla verilen cevabi yazıda "mahkemece karar verilirse borcun ödeneceği" ifade edildiğini, bu beyanın aslında ipotek borcunun davacı tarafından ödenmediğinin ikrarı olduğunu, dosyada alınmış 2 adet bilikişi raporunun savunmalarını desteklediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2 atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi ile 439/2 hükmünde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
27.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.