"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/80 E., 2024/149 K.
DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...
DAVALILAR : ... vd. vekili Avukat ...
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davacılar vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; muris babaları ...’in 629 parsel sayılı taşınmazını ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğlu ...’e temlik ettiğini, ayrıca kadastro çalışmaları sırasında murise ait 134 ada 66 ve 138 ada 382 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 134 ada 55 parsel sayılı taşınmazın da davalılar ...ve ... adlarına tespit ve tescil edildiğini, tüm işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tecilini, mümkün olmazsa tenkisini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; mirasbırakanın taşınmazlarını çocukları arasında paylaştırdığını, davalı ...’in ölünceye kadar bakım akdinin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, temlikin muvazaalı olmadığını, tenkis davasının da hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI:
Mahkemenin 04.06.2013 tarihli ve 2012/395 Esas, 2013/381 Karar sayılı kararıyla; 629 parsel sayılı taşınmaz bakımından davanın kabulüne, diğer taşınmazlar yönünden muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, tenkis isteğinin de mal kaçırma kastının kanıtlanamadığı ve zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçeleri ile reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 04.06.2013 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2.Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20.01.2014 tarihli, 2013/15506 Esas, 2014/606 Karar sayılı ilâmında; murisin davalı ... lehine ölünceye kadar bakma akti yaptıktan sekiz yıl sonra öldüğü, murisin bakım borçlusunun edimini yerine getirmediği iddiası ile bir dava açmadığı gerekçeleriyle 629 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden ise tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, ancak davanın süresinde açıldığı gözetilerek 55-66-382 sayılı parseller bakımından tenkis isteğinin incelenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hüküm bozulmuştur.
B.Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, 02.04.2019 tarihli 2014/541 Esas 2019/98 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 629 parsel sayılı taşınmaz yönünden muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu 55, 66 ve 382 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptal-tescil isteği bakımından verilen red kararı kesinleştiğinden bu parseller hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, murisin saklı payı zedeleme kastının bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu 55, 66 ve 382 No.lu parseller yönünden tenkis isteğinin de reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 02.04.2019 tarihli kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 19.102020 tarihli 2019/4358 Esas, 2020/5197 Karar sayılı ilâmında; 629 parsel sayılı taşınmaz bakımından yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, diğer taşınmazlar yönünden muris tarafından davacı kızı Asiye’ye yapılan herhangi bir temlikin bulunmadığı, yalnızca erkek çocukları lehine tasarruflarda bulunduğu, tanık olarak dinlenen mirasçı kız kardeşler ... ve ... ile diğer davalı tanıklarının beyanlarından, mirasbırakanın kız çocuklarına “erkek kardeşlerinizden hakkınızı alın” dediği olguları birlikte değerlendirildiğinde murisin saklı payı zedeleme kastı ile hareket ettiği gerekçesiyle tenkis isteği hakkında araştırma ve inceleme yapılması gerektiği belirtilerek hüküm, bozulmuştur.
D.Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkeme, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, terditli olarak açılan tenkis talebinin davacılar Kemal ve Asiye lehine kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili; kararın hatalı olduğunu, yargılama aşamasında tüm giderlerin davacı ... tarafından karşılandığını ancak verilen karardaki miktarın giderlere göre çok düşük kaldığını, tapu iptal tescil taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, bilirkişi raporlarındaki itirazlarının dikkate alınmadığını, davalı tarafın yargılamayı uzatma çabası içerisinde olduğunu, uygulanan faizin banka mevduatlarına uygulanan en yüksek faiz olması gerektiğini ve tüm davalılar aleyhine ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili; bozma ilâmında Asiye yönünden tenkis incelemesi yapılması gerektiği belirtildiği hâlde Kemal yönünden de inceleme yapılıp tenkis alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, murisin yaptığı devirlerin tasarruf nisabını aşmadığını, tenkis koşullarının oluşmadığını, kabul edilen tenkise göre hükmedilen vekâlet ücretinin fazla olduğunu, 629 parsel yönünden red kararı verildiği hâlde davalıalr lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
1. Bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla tenkis yönünden yapılan inceleme sonucunda;
a. Tenkis davası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 560-562. maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle bakıldığında tenkis davası miras hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir. (G.Antalya, Miras Hukuku, İstanbul, 2003, s.305). Tenkis açıkladığımız sebeplerle saklı payın yaptırımıdır (H.Hatemi, Miras Hukuku, İstanbul, 2004, s.23).
b. Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır (TMK.md.570).
c. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi için, kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesi gerekir. Bunun için tereke ile ilgili bütün kayıt ve belgeler dosyaya getirtilmelidir. Murisin temlik dışı taşınmazların tapu kayıtları ve diğer belgeleri mahkemece re'sen tespit edilir (Yargıtay 2.HD.23.06.2005, 8487-9834)
d. Mirasbırakanın saklı payı zedeleyip zedelemediği "net tereke" üzerinden hesaplanır. Net tereke ise, terekenin aktifinden terekenin pasifin indirilmesi ile bulunur. Terekenin aktifi; mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı ile denkleştirmeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Terekenin aktifini, temlik edilenler ile temlik dışı bırakılana mal varlığı değerleri oluşturmaktadır. Temlik edilen ve temlik dışı olan taşınmazların değeri mirasbırakanın ölüm tarihindeki bedelleri esas alınarak hesaplanır. Saklı paya elatmanın doğru olarak belirlenmesi için temlik konusu olmayan, mirasbırakana ait her türlü mal varlığı değerinin saptanması gerekir. Bunun için taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılma zorunludur (Yargıtay, 2.HD,15.11.2001, 14464-15834).
e. Terekenin pasifini 4721 sayılı Kanun'un 507/2.maddesinde açıklandığı gibi, mirasbırakanın borçları, cenaze giderleri, terekenin mühürlenmesi ve yazım giderleri, mirasbırakan ile birlikte yaşayan ve onun tarafından bakılan kimselerin üç aylık geçim giderleri oluşturmaktadır. Terekenin pasifleri hesaptan indirilir.
f. Net tereke bu şekilde tespit edildikten sonra davacıların net tereke üzerinden miras payı bulunur ve daha sonra saklı payları belirlenir. Ölüme bağlı tasarruflar (vasiyetnameler) mutlak tenkisine tabi tasarruflardır.
g. Bu durumda davanın 4721 sayılı Kanun'un 565. maddesi gereğince tenkis hükümlerine göre incelenmesi gerekir. Tenkisde, tasarrufa konu malın paylaşımı yönünden araştırma yapmak için sabit tenkis oran belirlenmelidir.
h. Sabit tenkis oranı, 11.11.1994 gün ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile "tasarrufun tümünün değeri ile davalılara yapılan fazla teberru arasında kurulan orandır". Sabit tenkis oranı ile el atılan saklı payın, tasarrufun değerine oranı ile bunun her davalıya yapılan tasarruf tutarları yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerekir.
2. Somut olaya gelince; hükme esas alınan bilirkişi raporunda terekenin aktif kısmında yer alan taşınmazlardan 134 ada 57 parsel ile 134 ada 61 parsel sayılı taşınmazlarda murisin 1/2 hissesi olduğu hâlde taşınmazların tamamının değeri esas alınarak hesaplama yapıldığı görülmekle hatalı bilirkişi raporun hükme esas alınarak tenkis alacağının belirlenmiş olması doğru görülmemiştir.
3. Öte yandan muris tarafından sağlararası kazandırma ile davalılara hibe edilen taşınmazlarla aynı tarih ve kadastro tespiti işlemi ile davacılardan ...'e de 1246 ada 4 parselin hibe edildiği görülmektedir. Davacı ...'in terekeden alacağı miras payına, iş bu taşınmazın değerinin de eklenmesi suretiyle saklı payının ihlal edilip edilmediği değerlendirilmeli iken bu hususun gözetilmemesi isabetli değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
10.03.2025 tarihinde miktar itibariyle karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.