Logo

8. Hukuk Dairesi2023/5711 E. 2024/2876 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının hibe ve pay devri iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın bozma ilamında belirtilen hususlara uygun olarak yapılan yargılama sonucunda, davalı ... hakkında verilen kararın kesinleşmesi ve diğer davalı yönünden yapılan incelemede hukuka aykırılık bulunmaması gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/339 E., 2023/289 K.

KARAR : Davalı ...’e yönelik davanın reddine karar verilmiş

olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacının ...’ye yönelik davasının kabulüne

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kullanım kadastrosuna itiraz, tapu iptal ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, önceki hükümle davalı ...’e yönelik davanın reddine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği gerekçesiyle bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı ... vekilinin adli yardım talepli olarak ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin ve adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sırasında, ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 129 ada 7 ve 160 ada 23 parsel sayılı muhtelif yüzölçümündeki taşınmazlar, beyanlar hanesine, " 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın ... ’nin kullanımında olduğu " şerhi yazılarak, Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra, 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış gereğince ... ’nin mirasçısı ... adına 1/3 miras payı oranında kayden tescil edilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde; hibe ve pay satın alma iddiasına dayanarak, ... ilçesi ... Mahallesi 129 ada 7 ve 160 ada 23 parsel sayılı taşınmazlarda adına zilyetlik şerhi verilmesini talep etmiş ve yargılama sırasında talebini, davalı ...’in payı yönünden ıslah ederek söz konusu paya ilişkin tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince verilen önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; " Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve Hazine tarafından taşınmaz dava tarihinden önce şerh sahibinin mirasçısı ...’ye ... olmasına göre davalı ... yönünden verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı; ancak diğer yönlerden yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı, çekişmeli taşınmazlarda tarafların anneleri ... adına şerh verilmiş ise de, mahallinde yapılan keşifte alınan beyanlar ile çekişmeli taşınmazların esasen baba ... ’den intikal ettiğinin anlaşıldığı, davacı ...' nin davalı ile ortak murisleri ... ’nin çekişmeli taşınmazları kendisine hibe ettiği iddiasına dayanarak Gayrimenkul Hibe Senedi başlıklı senedi delil olarak sunduğu, ancak mahkemece keşif yerinde bu senedin uygulanmadığı, öte yandan davacı, davalı ...’nin miras payını davacıya devrettiği ve zilyetliğini de teslim ettiğine dair 13.08.2008 tarihli Gayrimenkul Miras Hakkı başlıklı senede dayandığı halde bu senet içeriğinin doğruluğunun da usulünce araştırılmadığı açıklanarak, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, senet tanıklarının tamamı, taraf tanıkları ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılması ve bu keşifte, mahalli bilirkişiler ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazlarda iddia edildiği şekilde bir satış işlemi veya hibe olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, beyanların çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmeye çalışılması; davalı ...’nin miras payını davacıya devrettiğine dair dosya arasında bulunan senedin doğruluğunun senet tanıklarından sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmesi, keşfe katılacak uzman fen bilirkişisinden yapılan keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir ayrıntılı rapor alınması, dava konusu taşınmazların kök muris ... ’den intikal ettiği nazara alınarak, mirasçılardan birinin miras payını davacıya devrettiğinin anlaşılması halinde dahi “çoğun içinde az da vardır” ilkesi gereği davacının payı ile birlikte devreden mirasçıların miras paylarının davacı adına şerh verilmesi gerektiğinin düşünülmesi ve sonucuna göre karar verilmesi " gereğine değinilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; önceki kararla davalı ...’e yönelik davanın reddine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği gerekçesiyle bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ...’ye yönelik davanın kabulü ile dava konusu 129 ada 27 parsel taşınmazın kaydı üzerine konulan “bu parsel 1970 yılından beri Fındık Bahçesi olarak ... kullanımındadır " şerhinin iptali ile " Hazine adına kayıtlı olan 2/3 hissenin ... kullanımındadır” şerhinin yazılmasına, dava konusu 160 ada 23 parsel sayılı taşınmazda " Hazine adına kayıtlı olan 2/3 hissenin ... kullanımındadır " şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesi gereğince ONANMASINA,

1086 sayılı Kanun'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna,

179,90 TL peşin onama harcına mahsubu ile kalan 247,40 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.