"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/206 E., 2023/1056 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Borçka Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/118 E., 2022/166 K.
Taraflar arasında kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Orman İdaresi vekili ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu, Artvin ili Borçka ilçesi ... köyünün bulunduğu yörede, 2011 yılında 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve 2012 yılında kesinleşen arazi kadastrosu bulunmaktadır.
Davacılar dava dilekçesinde; Artvin ili Borçka ilçesi ... köyü, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro sonucunda orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, bu taşınmazın keşif esnasında sınırları gösterilecek olan yaklaşık yedi ile on dönüm arasındaki kısmının orman olmadığını, tarım arazisi vasfında olduğunu, kadastro tespitleri sırasında babaları ... tarafından Kadastro Mahkemesine itirazda bulunulduğunu, ancak keşif giderleri yatırılmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, taşınmazın dedeleri zamanında mısır bahçesi olarak, babası tarafından fındık bahçesi olarak kullanıldığını, taşınmazın toprak yapısının da orman toprağı özelliğini göstermediğini, arazi içerisinde oluşan setlerin tarımsal kullanımı doğruladığını belirterek, davaya konu 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın keşif esnasında gösterilecek olan kısmının tapu kaydının iptali ile eşit şekilde adlarına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; dava konusu taşınmaz bölümünün tarım arazisi vasfında olduğu, uzun yıllardır davacıların dedesi, babası ve kendileri tarafından nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla kullanıldığı, taşınmazın son olarak davacıların babası ... tarafından davacılara taksim edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 07.07.2020 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfiyle gösterilen 5.452,40 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile aynı ada içerisinde farklı bir parsel numarası verilmek suretiyle davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Davalı ... İdaresi vekili; çekişmeli taşınmazın orman içi açıklık niteliği taşıdığı, zilyetliğin ve yapılan tarımsal faaliyetin hukuken öneminin bulunmadığı, imar-ihya, zilyetlik veya tapu yoluyla kazanılamayacağı iddiasıyla, davalı Hazine temsilcisi; Mahkemece kararının usul ve Kanuna aykırı olduğu, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiği iddiasıyla İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir.
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesinin 05.03.2021 tarih, 2021/137 Esas, 2021/163 Karar sayılı ilamıyla; davacıların eldeki davada taşınmaz bölümünün babaları ... tarafından kendilerine taksimen bağışlandığını belirtmelerine karşın, davacıların babası ... tarafından kadastro tespitinden sonra Borçka Kadastro Mahkemesinin 2011/61 Esas sayılı dosyasında açılan davada taşınmazın kendisine ait olduğunu iddia etmesi nedeniyle taşınmazın kadastrodan önce mi yoksa sonra mı davacılara bağışlandığı noktasındaki çelişkinin giderilmesi, çekişmeli taşınmaza komşu tüm parsellerin tapu kayıtları, kadastro tutanakları ve dayanakları ile varsa dava dosyaları temin edilerek yöntemine uygun şekilde komşu parsel uygulaması yapılması, komşu parsellere kadastro tespitleri sırasında uygulanan kayıtlar varsa bu kayıtlarda çekişmeli taşınmaz yönünün ne şekilde gösterildiğine bakılması, davacılar ve babaları adına aynı çalışma alanı içerisinden belgesizden tespit ve tescil edilen başkaca taşınmaz bulunup bulunmadığı hususunda araştırma yapılması, Borçka Kadastro Mahkemesinin 2011/61 Esas sayılı dosyası getirtilerek, bu dosyada verilen kararın usulünce kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması gerektiği gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; dava konusu taşınmazların davacıların babaları tarafından kadastro çalışmalarından önce davacı çocuklarına verildiği, alınan bilirkişi raporlara göre taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu davacılar ve babaları adına aynı çalışma alanında sulu arazide 40 ve kuru arazide 100 dönüm kuralının ihlal edilmediği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 713/1 ve Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddeleri uyarınca dava konusu taşınmazın murisleri ve eklemeli zilyetlik yolu ile davacılar tarafından davasız ve aralıksız malik sıfatıyla kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı ... vekili; taksim hususunda tespit bilirkişilerinin beyanlarına başvurulmadığı, mahalli bilirkişilerin beyanlarına ise tek başına objektif bir delil aracı olarak değerlendirilemeyeceğini, kaldırma kararında belirtilen beyanlar arasındaki çelişkinin tam anlamıyla giderilemediği, komşu parsellerin kadastro tespitleri sırasında uygulanan kayıtları hususunda gerekli araştırmanın yapılmadığı, dava konusu taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmının orman ile bütünlük oluşturduğu, özel mülkiyete konu edilemeyeceği, taşınmazın orman toprağı olduğu, orman vasfında olduğu davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu iddiasıyla, davalı Hazine temsilcisi; Mahkemece kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiği iddiasıyla İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir.
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesince, Mahkeme kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. Davalı Hazine temsilcisi; davanın hak düşürücü süre sonunda açıldığı, Mahkemece uygun ölçütlere göre inceleme yapılmadığı, bilirkişi raporlarının yetersiz olduğu iddiasıyla, davalı ... İdaresi vekili, istinaf iddialarıyla kararı temyiz etmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine ve davalı ... İdaresi vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ :Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
7139 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.