Logo

8. Hukuk Dairesi2023/5954 E. 2024/976 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti itirazı üzerine açılan davada, taşınmazların mülkiyetinin kime ait olduğunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tapu kayıtları, intikaller, zilyetlik durumu, satış vaadi ve kazandırıcı zamanaşımı gibi delilleri değerlendirerek, davalıların zilyetlikle iktisap koşullarını sağladığı ve davacıların tapu kayıtlarının hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararını onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

KARAR : Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davacı ... ve arkadaşları ile asli müdahil ... ve arkadaşlarının davalarının reddine, asli müdahil ... ve arkadaşlarının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma istemli olarak davacı ... ve arkadaşları vekili, duruşmasız olarak asli müdahil ..., ... ve arkadaşları vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince ek kararla, ... ve arkadaşlarının temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş, bu defa ek karar ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiş olup, duruşma için gerekli masraflar yatırılmadığından duruşma talebinin reddine karar verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, ... ili ... Köyü çalışma alanında bulunan 280, 281, 282, 283, 286, 294, 301, 302, 303, 304, 308, 313, 317, 318, 319, 323, 324, 325, 326, 327, 329 ve 330 parsel ... muhtelif yüzölçümündeki taşınmazlardan; 281, 282, 286, 318 ve 319 parsel ... taşınmazlar vergi kaydı, irsen intikal, satın alma, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... mirasçıları ... ve müşterekleri adına; 302 parsel ... taşınmaz, tapu kaydı, satın alma, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 317 parsel ... taşınmaz irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... mirasçıları ... ve müşterekleri adına; 329 parsel ... taşınmaz vergi kaydı, satın alma, irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 313 ve 327 parsel ... taşınmazlar, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 283, 294, 301, 303, 304, 308, 323, 325, 326 ve 330 parsel ... taşınmazlar, komşu taşınmazlara uygulanan tapu ve vergi kayıt miktar fazlası ve 50 dönüm norm fazlası olarak davalı Hazine adına; 280 ve 324 parsel ... taşınmazlar ise vergi kaydı, irsen intikal, satın alma, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/7'şer payla ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... adlarına tespit edilmiş iken, ...'ın itirazı üzerine komisyon kararıyla 2/14'er payla ..., ..., ..., ..., ..., ..., 1/14'er payla... adlarına tespit edilmişlerdir.

İtirazları kadastro komisyonca reddedilen davacı ... ve arkadaşları; tapu kayıtları, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ve adlarına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır.

Asli müdahil ... ve arkadaşları; irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, çekişmeli 283, 294, 301, 303, 304, 308, 323, 325, 326 ve 330 parsel ... taşınmazların Hazine adına olan kadastro tespitlerinin iptali ve adlarına tescili istemiyle davaya katılmışlardır.

Asli müdahil ... ve arkadaşları; tapu kayıtları, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ve adlarına tescili istemiyle davaya katılmışlardır.

Davalı ... ve arkadaşları; adlarına tespit edilen dava konusu taşınmazların bazılarının murisleri tarafından davacıların murislerinden satın alındığını, bazılarının ise kendi murislerinden intikal ettiğini, taşınmazların kendi zilyetliklerinde bulunduğunu, davacıların dayandıkları tapu kayıtlarının hukuki kıymetini yitirdiğini ve taşınmazlar üzerinde zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.

İlk Derece Mahkemesince dava dosyaları birleştirilmeden önce, davaların kısmen kabulüne dair verilen kararlar Yargıtay (Kapatılan) 16 ve 17. Hukuk Daireleri tarafından bozulmuş olup, bozma ilamlarında özetle; “yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın hüküm kurmaya yeterli bulunmadığı belirtilerek; dava konusu parselleri kenardan çevreleyen taşınmazların tutanak ve dayanağını oluşturan belgelerin getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve teknik bilirkişisinin katılımıyla yapılacak keşif sırasında, dayanılan tapu kayıtlarının tek tek okunup hudutlarının zeminde göstertilmesi, kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişilerce gösterilemeyen hudutların tesbiti için taraflara tanık dinletme imkanının sağlanıp bu suretle kayıtların kapsamının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tesbit edilmesi; dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazların dayanılan tapu kayıtları kapsamında kalması halinde kayıt maliki davacıların murisi tarafından katılanların murisine satılıp satılmadığı, satılmışsa hangi şartlarla satıldığının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, tesbite aykırı sonuca varıldığı takdirde tesbit bilirkişilerinin tanık sıfatı ile dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılması; bilirkişi ve tanık sözlerinin kayıtlara uygunluğunun komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmesi; teknik bilirkişiye uygulanan tapu kayıtlarının kapsamını belirtir, keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmesi; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamlarına uyularak ve dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda; "Yargıtay bozma ilamları öncesinde aleyhlerine verilen ret kararlarını temyiz etmeyen asli müdahiller yönünden hükümlerin kesinleştiği, davacı ... ve arkadaşları yönünden, Yargıtay bozma ilamlarından önce yapılan keşifler, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, tapu kayıtları, özellikle taraflar açısından kuvvetli delil niteliğindeki komşu parsellere ilişkin mahkeme ilamları ve yargıtay bozma ilamları ile sabit olduğu üzere, dava konusu tüm taşınmazların tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, tamamının hisseleri oranında ... oğlu Reşit, ... oğlu Müslüm ve Abuzer oğlu ...'a ait bulunduğu, taşınmazların müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, 1950 yılından bu yana taşınmazların bir bütün olarak davalılar ... ve arkadaşları tarafından aralıksız, çekişmesiz ve malik sıfatıyla kullanıldığı, davalı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği, davacıların dayandıkları tapu kayıtlarının davaya konusu taşınmazları kapsamadığı mahallinde yapılan keşif, uygulama, yerel bilirkişi anlatımı ve teknik bilirkişi tarafından düzenlenen kroki ve raporla belirlendiği, davacıların dayandıkları tapu kayıtlarının dayanılan parselleri çevrelediği kabul edilse dahi varılacak sonuçta bir değişiklik olmayacağı, zira ... oğlu Reşit'in taşınmazdaki hissesini 22.04.1950 tarihinde davalı tarafa satıp teslim ettiği dosyada mevcut satışa uygun devir işleminin yapılmasını öngören vakaletname içeriğinden anlaşıldığı, vekaletname kapsamına göre...'in taşınmazda bir hak ve alakasının kalmadığı, ayrıca dayanılan tapu kaydında 1/4 pay sahibi ... oğlu ...'un 30.01.1936 tarihinde vefat etmiş olduğu ve taşınmazların 1950 yılından itibaren kadastro tespit tarihine kadar davalı tarafça malik sıfatıyla sürülüp ekildiği, Müslüm'ün ölüm tarihi ve kullanma durumu nazara alındığında ...'un payı yönünden tapu kaydının hukuki kıymetini yitirdiği ve davalılar yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği; bir an için dava konusu 281, 282, 283, 301, 303, 304, 308, 323, 324, 325, 326 ve 330 parsel ... taşınmazları davacı ... ve arkadaşları ile asli müdahillerin dayandıkları tapu kayıtlarının çevrelediği kabul edilse dahi, davacıların dayandıkları tapu kayıtları hukuki kıymetini yitirdiği, dava konusu bu parsellere taraflardan ... ve arkadaşlarının zilyet olduğu, ... ve arkadaşları hakkında bu taşınmazlar yönünden verilen red kararı da kesinleştiğinden bu taşınmazların Hazine adına tesciline karar verildiği; dava konusu 302 parsel yönünden ise Yargıtay bozma ilamıyla sabit olduğu üzere, 302 parsel ... taşınmazın dayanılan tapu kayıtları kapsamında kaldığı, tapu kaydındaki davacıların miras bırakanlarının hissesi 1940 yılında ...'a satıldığı, ...'ın da bu taşınmazı oğlu Reşit'e devrettiğinin belirlendiği, Hazinenin bu parselle ilgili davada taraf olmadığı gibi taşınmaz üzerinde davacı tarafın bir ilgisinin bulunmadığının anlaşıldığı; dava konusu 294 parsel ... taşınmazın tamamının Atatürk Barajı Gölü suları altında kaldığını" gerekçesiyle davacı ... ve arkadaşları ile asli müdahil ... ve arkadaşlarının davalarının reddine, asli müdahil ... ve arkadaşlarının davasının kısmen kabulüne, çekişmeli 281, 282, 283, 301, 303, 304, 308, 323, 324, 325, 326 ve 330 parsel ... taşınmazların Hazine adına; 280, 286, 302, 313, 317, 318, 319, 327 ve 329 parsel ... taşınmazların tespit gibi tapuya kayıt ve tescillerine; 294 parsel ... taşınmazın Atatürk Barajı gölü suları altında kaldığı anlaşıldığından tescil harici bırakılmasına karar verilmiş; hükmün, davacı ... ve arkadaşları vekili, asli müdahil ..., ... ve arkadaşları vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince ek kararla, kesin süre içerisinde temyiz gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle ... ve arkadaşlarının temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş ve iş bu ek karar, ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 ... Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 ... Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 ... Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına, ek kararı temyiz eden ... ve arkadaşlarının murisi ...'un İlk Derece Mahkemesince sehven taraf olarak eklenmesinin bu kişilere taraf sıfatı kazandırmayacağının anlaşılmasına göre, İlk Derece Mahkemesinin 12.12.2019 tarihli ek kararındaki gerekçe dikkate alındığında temyizen incelenen ek karar usul ve kanuna uygun olup ... ve arkadaşları vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

2. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 ... Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 ... Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı ... ve arkadaşları vekili, asli müdahil ... ve davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan İlk Derece Mahkemesinin 12.12.2019 tarihli ek kararı ile 12.12.2018 tarihli kararının ONANMASINA, 1086 ... Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine, 54,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 373,20 TL'nin temyiz eden ... ve arkadaşlarından alınmasına, harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 20.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.