Logo

8. Hukuk Dairesi2023/5970 E. 2024/1555 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın eşiyle boşanma davası devam ederken ölmesi ve eşin tam kusurlu bulunması üzerine, mirasbırakanın taşınmazlarının satışının iptali ve davacılar adına tescili talebi.

Gerekçe ve Sonuç: 6292 sayılı Kanun gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ve satışa konu taşınmazın, mirasbırakanın eşi tarafından hak sahipliği belgesi ile edinildikten sonra davalıya satışı sırasında, mirasbırakan ile eşinin boşanmamış olması ve satışın idare tarafından yapılması nedeniyle muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1584 E., 2022/630 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulüne, davanın kabulüne

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/169 E., 2021/108 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

Dava dışı ...'ın, davaya konu Sakarya ili Kocaali ilçesi ... Mahallesi, 685 ada 1 parsel, 684 ada 4 parsel ve 684 ada 7 parsel sayılı taşınmazlar için 6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunu (6292 Sayılı Kanun) uyarınca düzenlenen doğrudan satış hak sahipliği belgesi almış, anılan yasa kapsamında dava konusu taşınmazlarda 1/4'er payın satış işlemi sonucu adına tescilinden sonra ... tarafından iş bu 1/4 'er payının davalı ...'a satış yoluyla temlik edilmiştir.

Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu Sakarya ili Kocaali ilçesi ... Mahallesi, 685 ada 1 parsel, 684 ada 4 ve 7 parsel sayılı taşınmazların davacıların murisi Kazım Yılmaz'a ait olduğunu, Kazım Yılmaz'ın eşi ... aleyhine açtığı boşanma davasının devamı sırasında öldüğünü, davacıların kusur tespiti yönünden davayı devam ettirdikleri boşanma davasının yapılan yargılama sonucunda Kocaali Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 03.12.2013 tarihli ve 2013/299 Esas, 2013/313 Karar sayılı kararıyla davalı eş ...'ın tam kusurlu olduğunun tespitine karar verildiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 181 inci maddesi gereğince kusurlu eş mirasçı olamayacağından, davalı ...'in bu durumu bilerek ...'dan taşınmazları muvazaalı olarak satın aldığını, muris Kazım Yılmaz'a ait iken kusurlu eş ... tarafından davalıya yapılan satış işleminin geçersiz olduğunu ileri sürerek, satışın iptali ile dava konusu Sakarya ili Kocaali ilçesi ... Mahallesi, 685 ada 1 parsel, 684 ada 4 ve 7 parsel sayılı taşınmazların davalı adına tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

Yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; "dava konusu taşınmazın davalıya devrinde davalının boşanma davasından haberdar olduğuna, taraflar arasındaki durumu bildiğine yönelik dosya kapsamında herhangi bir bilgi ya da belge bulunmadığı, dinlenen tanık beyanlarından da bu hususun anlaşılamadığı, dolayısıyla davalının durumu bildiğine, iyi niyetli olmadığına yönelik olan iddiaların ispatlanamamış gerekçesiyle, davanın reddine" karar verilmiş, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince boşanma davasının devamı sırasında taşınmazı hak sahipliği belgesine istinaden edinen ...'ın tarafından dava konusu taşınmazlardaki payını kısa süre sonra aynı bölgede kardeşi ile birlikte emlak işiyle uğraşan davalı ...'e satış suretiyle temlik edildiği, davalının duruşmada alınan beyanında satıştan önce davacılarla görüştüğünü, onlarında " babamızın yerini satın mı alacağız" dediklerini ifade ettiği, boşanma davasının uzun süre devam ettiği, aynı bölgede bulunan davalı ...'in, dava konusu taşınmazlarda ...'ın eşinden gelen hak sahipliği nedeniyle edindiği 1/4'er payını davacılarla görüştükten sonra satın aldığı, durumdan haberdar olduğu, ediniminde iyiniyetli kabul edilmesinin mümkün olmadığından istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiş olup, davalı vekili ve davacılar vekili tarafından tarafından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararı temyiz edilmiştir.

Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

1-Davacı ... vd. vekilinin temyiz incelemesinde; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

2-Davalı ... vekilinin temyiz incelemesinde; dava konusu 685 ada 1 parsel, 684 ada 4 ve 7 parsel sayıl taşınmazların 02.07.2010 tarihinde yapılan kullanım kadastrosu çalışmaları sonucunda 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışarısına çıkarıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Ek 4 üncü maddesi uyarınca beyanlar hanesinde işbu taşınmazların Kemal Yılmaz'ın kullanımda olduğunun açıklandığı, Kemal Yılmaz'ın 03.08.2010 tarihinde öldüğü ve Kocaali Noterliğince düzenlenen 15.01.2013 tarihli ve 00125 yevmiye nolu mirasçılık belgesine göre davacılar ile birlikte dava dışı eşi ...'ın mirasçı olduğunun tespit edildiği, bu mirasçılık belgesine istinaden eşi ...'ın 6292 sayılı sayılı Kanun uyarınca düzenlenen doğrudan satış hak sahipliği belgesi aldığı ve 6292 sayılı Kanun gereğince dava konusu taşınmazlarda ki 1/4 payın satış işlemi sonucu ... adına tescil edildiği, ...'ın da dava konusu taşınmazlarda ki iş bu 1/4 payını 26/06/2014 tarihinde davalı ...'e satış yoluyla temlik ettiği, mirasbırakan Kemal Yılmaz'ın eşi ... aleyhine açtığı boşanma davası devam ederken ölümü nedeniyle davacıların 4721 sayılı Kanun'un 181/2 nci maddesi gereğince kusur tespiti yönünden boşanma davasını devam ettikleri, yapılan yargılama sonucunda Kocaali Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 03.12.2013 tarihli ve 2013/299 Esas, 2013/313 Karar sayılı kararıyla davalı eş ...'ın tam kusurlu olduğunu tespitine karar verildiği ve kararın 04.02.2015 tarihinde kesinleştiği; Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.03.2016 tarihli ve 2015/968 Esas, 2016/333 Karar sayılı kararıyla da, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesi gereği ...'ın muris Kemal Yılmaz'ın mirasçısı durumunda olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile Kocaali Noterliği'nin 15.01.2013 tarihli ve 00125 yevmiye nolu mirasçılık belgesinin iptali ile yalnızca davacıların mirasçı olduklarına karar verildiği, kararın 05.01.2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince dava dışı ... tarafından dava konusu taşınmazlardaki payını kısa süre sonra davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiği, davalının duruşmada alınan beyanında satıştan önce davacılarla görüşmesi nedeniyle davadan haberdar olduğu gerekçesi ile ediniminde iyiniyetli kabul edilmesinin mümkün olmadığından istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiş ise de; 12.05.2016 tarihli keşifte dinlene mahalli bilirkişi beyanlarından ve davalının beyanlarından dava konusu taşınmaza bitişik davalıya ait taşınmazın olduğu ve dava konusu taşınmazda hissesini belirleyip hissesi miktarında kullandığı, ayrıca davalının 12.12.2015 tarihli beyanında dava konusu taşınmazı satın almayacaksanız kendisinin alacağını davacılara beyan ettiği ve en önemlisi davalının dava konusu taşınmazları satın aldığı tarihte dava dışı ... ile davacıların murisinin henüz boşanmadıkları anlaşıldığından muvazaanın varlığından bahsedilemez. Kaldı ki eldeki davada davaya konu taşınmaz 6292 sayılı Kanun gereğince tapuda kayden satış olmuş olup söz konusu satış idare tarafından yapıldığından Hazineye karşı muvazaa iddiası ileri sürülemeyeceği gibi Hazinenin satışı sonucunda malik olan dava dışı ...'ın 26.02.2014 tarihli satışında kayden malik olan davalıya karşı muvazaanın dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilda kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

80,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 346,90 TL'nin temyiz eden davacılardan alınmasına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.