Logo

8. Hukuk Dairesi2023/5973 E. 2025/2045 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş orman tahdidine göre Hazine adına kayıtlı taşınmazın bir kısmının orman sınırları içinde kaldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açılması.

Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşmiş orman kadastro sınırları içerisinde kalan taşınmaz kısmının tespitinin bilirkişi raporuyla doğrulanması ve mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1246 E., 2023/1150 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tavşanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/220 E., 2021/310 K.

Taraflar arasındaki kesinleşmiş orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede; 1995 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu (3402 sayılı Kanun) kapsamında yapılan arazi kadastrosu, 1995 yılında 6831 sayılı Orman Kanunu kapsamında yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışması ile 17.02.2020 - 17.03.2020 tarihleri arasında ilan edilen 3402 Sayılı Kanun’un 22/2-a maddesi kapsamında yapılan uygulama kadastrosu çalışması bulunmakta olup, arazi kadastrosunda ... ili ... ilçesi ... köyünde kain dava konusu taşınmaz 101 ada 6 parsel numarası adı altında ham toprak vasfıyla ve 1698,00 m² yüzölçümü ile senetsizden Hazine adına tespit edilmiş ve itirazsız kesinleşmiştir. 3402 Sayılı Kanun’un 22/2-a maddesi kapsamında yapılan çalışmada taşınmazın 1.698,00 m² olan yüzölçümü 2.206,08 m² olmuştur.

Davacı ... İdaresi vekili dava dilekçesi ile; dava konusu ... ili ... ilçesi ... köyünde 3402 Sayılı Kanun'la ilgili orman kadastro ve 2/B maddesi uygulama çalışmalarının yapılarak 21.09.1995-23.10.1995 tarihleri arasında askı ilanına çıkarılarak 24.10.1995 tarihinde kesinleştiğini; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde Kanun'un 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastro çalışmalarının tamamlanarak 17.02.2020'den itibaren askı ilanına çıkarıldığını; davalı adına tespiti yapılan 101 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 22/a bendi gereğince yapılan çalışmalar sırasında kesinleşmiş orman sınır hat ve noktalarına (O.S 9-10) uyulmaması nedeniyle 24.10.1995 tarihinde kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını; dolayısıyla orman sayılan yerlerden olduğunu, bu nedenle söz konusu parselin orman sınır hattı içerisinde kalan kısmının sınırlarındaki tespitin düzeltilerek (tespitinin iptal edilerek) orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tescili ile bitişiğindeki 101 ada 58 parsel numaralı Devlet çam ormanı ile birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davacı ... İdaresi vekili beyan dilekçesi ile; dava konusu ettiği taşınmaza ilişkin taleplerinin, kadastro paftalarının güncellenmesine ilişkin olmadığını, mülkiyete ilişkin olduğunu bildirmiştir.

Davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi savunulmuştur.

Tavşanlı Kadastro Mahkemesinin 29.06.2020 tarihli ve 2020/11 Esas, 2020/34 Karar sayılı ilamı ile; davacı ... İdaresinin 11.06.2020 tarihli beyan dilekçesi ile taleplerinin mülkiyete ilişkin olduğunu açıkladığı, bu taleplere yönelik açılan davalarda görevli mahkemenin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, görevsizlik nedeni ile davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesini müteakip dosyanın görevli ve yetkili nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Tavşanlı Kadastro Mahkemesinin görevsizlik kararı sonrası dava dosyasının gönderildiği Tavşanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen ilamı ile; kesinleşmiş orman kadastrosuna göre ... ili ... ilçesi ... mahallesi 101 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 21.10.2021 tarihli orman bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 598,47 m²'lik kısmının orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, ... ilçesi ... mahallesi 101 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 21.10.2021 tarihli orman bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 598,47 m²'lik kısmının tapusunun iptali ile ayrı bir parsel numarasında orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre çekişmeli taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen 598,47 m²'lik kısmının 1995 yılında kesinleşen orman kadastro sınırının içerisinde kaldığının yöntemince belirlendiği, davanın kabulüne dair Mahkeme kararında usul ve esas yönünden kanuna aykırı bir husus bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/(1)-b.1 maddesi gereğince reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişilerin davacıların istemi ve mahkemenin vermiş olduğu görev dışında taşınmazın eğimi, memleket haritasındaki konumu ve hava fotoğrafındaki durumu gözetildiğinde orman sayılan yerlerden olduğunu belirttiklerini, bilirkişilerin bu şekilde nitelendirmesi sonucunda verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın bulunduğu muhitte orman kadastro haritaları ve orman sınırlarında kayma olduğu ve düzenlenen orman tahdit haritalarının mülkiyet sınırlarının hassas ölçüde zemine uygulama kabiliyetinden yoksun yani diğer bir deyişle teknik yeterlilikten uzak olduğunu, orman kadastro haritalarının teknik açıdan yeterli olmadığı zemine bire bir uymadığını ve orman tahdit tutanaklarının zemine uygulanmasında ve haritanın tutanaklara ve zemine tamamen uymadığının görüldüğünü ileri sürerek temyiz isteminde bulunulmuştur.

Dava, kesinleşmiş orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1. maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.