Logo

8. Hukuk Dairesi2023/6178 E. 2024/2733 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosunda yapılan değişiklik sonucu taşınmaz sınırlarının hatalı tespit edildiği iddiasıyla açılan davada, mahkemenin tesis kadastrosuna esas sınırlara göre düzeltme yapmasının doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif, bilirkişi raporu, tanık beyanları ve hava fotoğrafları gibi delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucu uygulama kadastrosunda yapılan sınır tespitinin hatalı olduğu, tesis kadastrosundaki sınırlara uygun olarak düzeltme yapılmasının doğru olduğu ve Hazine'nin dava konusu kısım için açılmış bir davasının bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/632 E., 2023/820 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2018/6 E., 2020/120 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan, dahili davalı ... aleyhine açılan davanın esastan reddine, dahili davalılar Hazine, ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın dahili davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında, Kocaeli ili Gölcük ilçesi Nimetiye/... mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 188 parsel sayılı 7.218,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 112 ada 11 parsel numarasıyla önce 7.226,33 metrekare yüzölçümlü olarak, itiraz üzerine komisyon kararıyla 7.233,32 metrekare yüzölçümlü olarak; dahili davalı ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 445 parsel sayılı 8.138,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 111 ada 14 parsel numarasıyla ve 8.302,43 metrekare yüzölçümlü olarak; dahili davalı ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 447 parsel sayılı 7.566,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 111 ada 20 parsel numarasıyla ve 7.682,72 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında adına kayıtlı taşınmazın sınırlarının aleyhine olacak şekilde değiştiğini ileri sürerek, eski sınırlara göre taşınmazının sınırlarının düzeltilmesini istemiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; uygulama kadastrosu çalışmalarının usul ve kanuna uygun yapıldığını ve davanın yanlış hasma yönelik açıldığını belirterek, davanın husumet yokluğundan ve esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.

Dahili davalı ...; tesis kadastrosu paftasının dikkate alınarak sınırların düzeltilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Dahili davalılar Hazine vekili, ... vekili ve ... vekili; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "bilirkişisi heyeti tarafından ortofoto ve uydu fotoğrafları ile hava fotoğraflarının ve tesis kadastrosuna ait veriler ile uygulama paftasına ilişkin ölçülerin çalıştırılarak ada bazlı ve geniş ölçekli olarak kroki ekli gerekçelendirilmiş şekilde tanzim edilen kök ve ek rapora göre, davacıya ait 112 ada 11 parsel sayılı taşınmaz ile davalılardan ...'e ait 111 ada 20 parsel sayılı taşınmaz arasındaki yolun tesis kadastrosuna en yakın tarihli 1976 yılına ait hava fotoğraflarında belirli olan sınırlara göre tespit edilmediği ve bu açıdan ölçü krokisinde (B) harfi ile gösterilen ve davalı ...'e ait 112 ada 20 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan 7,00 metrekarelik kısım ile tescil harici olarak paftasında yol olarak bırakılan ve (A) harfi ile gösterilen 79,00 metrekarelik kısmın davacıya ait 112 ada 11 parsel içerisinde kalması gerektiğine ilişkin uygulama tutanağını ve ada raporunu irdeler şekilde yapılan değerlendirmenin yerinde olduğu; bilirkişi raporlarına göre, davalılardan ...'e ait 111 ada 20 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalıp (C) harfi ile gösterilen mavi ile boyalı 97,72 metrekarelik kısmın yol olarak tescil harici bırakılması gerektiği belirtilmiş ise de yol olarak tescil harici bırakılmasına yönelik kamu tüzel kişileri olan Hazine ve ilgili Belediyeler tarafından usulüne uygun açılmış bir dava olmadığından bu kısım yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği" gerekçesiyle Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan, dahili davalı ... aleyhine açılan davanın esastan reddine, dahili davalılar Hazine, ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın kabulüne, çekişmeli 112 ada 11 ve 20 parsel sayılı taşınmazların uygulama tespitlerinin iptali ile 10.02.2020 havale tarihli bilirkişi ek raporunda sarıya taralı olarak (A) harfi ile gösterilen 79,00 metrekarelik yüzölçümündeki tescil harici bölüm ile 111 ada 20 parsel sayılı taşınmazın kırmızıya taralı olarak (B) harfi ile gösterilen 7,00 metrekarelik yüzölçümündeki bölümünün davacıya ait 112 ada 11 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle 111 ada 20 parsel sayılı taşınmazın 7.675,72 metrekare yüzölçümlü olarak, 112 ada 11 parsel sayılı taşınmazın ise 7.319,32 metrekare yüzölçümlü olarak tapuya kayıt ve tesciline; 111 ada 14 parsel sayılı taşınmazın ise uygulama kadastrosundaki tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, dahili davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, mahkemece usulünce yapılan keşif, dinlenen yerel bilirkişi ve tutanak tanık beyanları ve bu beyanları destekleyen bilirkişi raporlarında sabit olduğu üzere, harita mühendisi tarafından yöntemine uygun şekilde tesis kadastrosu ve 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosu paftaları ile ortofoto ve eski tarihli hava fotoğrafının, ölçü ve sınırlandırma krokilerinin tespit tarihine en yakın tarihli hava fotoğraflarının stereoskopik olarak ve ortofoto haritada dava konusu yerin çevresindeki kadastral parsellerle karşılaştırmalı olarak tesis kadastrosu ve uygulama kadastrosu ile oluşan tüm sınırlarının çakıştırılması ile yapılan inceleme sonucunda, ilk tesis kadastrosu sırasında paftaların fotogrametrik olarak üretildiği, yüzölçümünün planimetre ile çevrilmek suretiyle hesaplandığı, istinaf konusu davalı parselin doğu sınırını oluşturan yolun ve 111 ada 20 parsele ilişkin sınırın 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi uygulaması sonucu zemindeki sınırlara göre belirlendiği, ancak hava fotoğraflarından anlaşıldığı üzere ilk tesis kadastrosundaki sınırlar ile güncel sınırların zamanla değişikliğe uğramasından dolayı paftasındaki sınırın zemin ile uyumlu olmadığı, dolayısıyla eski pafta sınırına uyulmadığı belirlenerek davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı" belirtilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı dahili davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına, hükümle tesis kadastrosu sınırlarına dönülmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davalı 111 ada 20 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunan bölüme yönelik Hazinenin davasının bulunmadığının anlaşılmasına göre, temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup dahili davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına

,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.