Logo

8. Hukuk Dairesi2023/6261 E. 2025/2210 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, orman kadastrosu sonucu orman olarak tescil edilen taşınmazların vatandaşların ortak kullanım alanı olan hali arazi vasfında olduğunu iddia ederek açtıkları orman kadastrosuna itiraz davasının reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmazların 1940 yılından beri yapılan orman tahditleri içerisinde kaldığı, 2/B uygulamasına konu edilmediği, üzerinde orman ağaçları bulunduğu ve davacının 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11. maddesi anlamında hak sahipliği iddiasında bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/861 E., 2023/1209 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Beypazarı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/161 E., 2020/54 K.

Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1940 yılında 3116 sayılı Orman Kanunu hükümleri uyarınca yapılıp kesinleşen orman tahdidi, daha sonra 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 1744 sayılı Kanunla değişik hükümleri uyarınca 1976 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2 nci madde uygulaması, son olarak 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp 17.12.2014 tarihinde ilan edilen evvelce sınırlaması yapılmış yerlerde aplikasyon, sınırlandırma sırasında orman olupta orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosu ile 2/B uygulaması yapıldığı, yine 1954 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosu bulunduğu, 1954 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında tescil dışı bırakılan 9.327.036,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 17.06.2015 tarihinde ihdasen 283 ada 1 parsel numarasıyla orman niteliği ile Hazine adına tescil edildiği, 118 ada 1 parsel sayılı 3.874,52 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 03.04.2012 tarihinde ihdasen orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır.

Davacı vekili (Ankara Batı Kadastro Mahkemesine sunduğu) dava dilekçesinde, dava konusu Ankara ili Güdül ilçesi ... mahallesi 118 ada 1 parsel ve 283 ada 1 parsel sayılı taşınmazların (117 ada, 124 ada, 133 ada, 195 ada, 196 ada, 280 ada, 281 ada ve 282 ada) tesis kadastrosuna yönelik itiraz ettiklerini, davaya konu yerlerin vatandaşların ortak kullanım alanı olan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki hali arazi vasfında olduğunu itiraz ettikleri kısımlar yönünden iptalini istemiş, davalı ... İdaresi davanın reddini savunmuştur.

Dava, orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir.

Ankara Batı Kadastro Mahkemesinin 24.08.2016 tarihli ve 2016/32 Esas, 2016/43 Karar sayılı kararıyla; Mahkemenin görevsizliğine ve yetkili, görevli mahkemenin genel görevli mahkeme olan Nallıhan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2016 tarihli ve 2016/44 Esas, 2016/45 Karar sayılı kararı ile; görevsizlik kararının doğru bulunduğu anlaşılmakla, davacı tarafın ileri sürdüğü diğer istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden reddine, ancak Mahkemece kararın hüküm fıkrasında önce görevli ve yetkili mahkeme olan Nallıhan Asliye Hukuk Mahkemesine gönderme kararı verilip, sonradan tashih şerhi ile kararın hüküm fıkrasındaki görevli ve yetkili mahkemeyi dava konusu taşınmazların bulunduğu yere göre “Beypazarı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi” şeklinde düzeltilmiş ise de; hükümdeki yazı ve hesap hataları ile açık hataların düzeltilebileceği, görevli ve yetkili mahkemenin tashih kararı ile düzeltilmeyeceğinden bu husus usul ve kanuna aykırı ise de bu hususun yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşılmakla, istinaf başvurusunun kısmen kabulüne; İlk Derece Mahkemesi kararının “Kararın kesinleşmesine takiben talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Nallıhan Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine” ilişkin hüküm kısmının 2 nci fıkrasının kaldırılmasına, dosyanın görevli ve yetkili Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmekle, yargılamaya Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/161 Esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; tesis kadastrosu tespitlerinin 17.06.2015 yılında kesinleşerek tapuya tescil işlemlerinin yapıldığı, (2/A) ve (2/B) alanlarının ihdasen tescil tarihinin ise 03.04.2012 tarihi olduğu, davacı tarafça itiraz edilen kısımların 283 ada 1 parselde kaldığı, itiraz edilen yerlerin Kurumcu Devlet Ormanı içerisinde kaldığı, 12.08.2014 tarihli ve 82 nolu Orman Kadastrosu Komisyonunca bu yerlerin orman niteliğini kaybetmediği ve orman içi açıklık olduğu gerekçesi ile 2/B talebinin reddine oy birliği ile karar verildiği, davalı yerlerin orman sınırları içerisinde kaldığı, memleket haritası aplikesinde ise yer yer orman içi boşlukların bulunduğu, keşif esnasında ise meşe ve diğer yapraklı ağaçlarla kaplı olduğunun bilirkişice tespit edildiği bu hali ile, ekli krokide kırmızı alan ile gösterilen yerlerin orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, çekişmeli yerlerin 1940 yılında 3116 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp kesinleşen orman tahdidi içinde oldukları, 2014 yılında tahdit içinde bırakıldıkları, 2/B uygulamasına konu edilmedikleri, halen üzerlerinde meşe türü orman ağaçlarının bulunduğu, ayrıca davacının çekişmeli taşınmazların vatandaşlar tarafından ortak kullanılan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki hali arazi niteliğindeki yerlerden olduğunu ileri sürerek dava açmış olup, çekişmeli yerlerin mera, yaylak kışlak olduğunu da ileri sürmediğinden 6831 sayılı Kanun'un 11 nci maddesi anlamında hak sahipliği de bulunmadığından istinaf başvurusu esas yönünden reddedilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı ... vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 345,55 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.