"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/617 E., 2023/561 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kumluca Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2021/152 E., 2022/107 K.
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
1979 yılında yapılan ilk kadastro tespiti sırasında, dava konusu taşınmaz orman olarak kadastro harici bırakılan alanda kaldığı gerekçesi ile kadastroya tabi tutulmayarak tespit harici bırakılmıştır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca 2020 yılında yapılan kadastro sırasında, Antalya ili Demre ilçesi Köşkerler Mahallesi çalışma alanında bulunan 221 ada 6 parsel sayılı taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, taşınmaz hakkında mahallinde yapılan inceleme neticesinde, taşınmaz üzerinde herhangi bir zilyetliğin bulunmadığı, taşınmazın ham toprak vasfında olduğu, kadastro tespit işlemlerinin hemen öncesinde zilyetlik ve imar-ihya faaliyetlerinin başladığı, açıklanan nedenlerle çekişmeli taşınmaz bakımından davalı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle, çekişmeli taşınmazın tespitinin iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; dava konusu taşınmaz üzerinde davalı ve murisleri tarafından tespit tarihinden geriye doğru 20 yıldan uzun süredir malik sıfatı ile zilyetliklerini nizasız fasılasız devam ettirdiklerini, 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde belirlenen sınırların aşılmadığını, sonuç olarak davalı lehine kazandırıcı zaman aşımı ile taşınmaz iktisabına dair şartların oluştuğunu belirterek davanın reddine karar vermiş; hükme karşı, davacı Hazine vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş olup, davacı Hazine vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
İlk Derece (Kadastro) Mahkemesince, çekişmeli taşınmaz üzerinde, davalı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince de aynı gerekçeyle istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiş ise de, varılan sonuç usul ve Kanuna uygun bulunmamaktadır.
Şöyle ki; taşınmazın zilyetlikle kazanılabilmesi için, öncelikle zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olması, bundan sonra da 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddeleri uyarınca, emek ve para harcanmak suretiyle imar-ihya edilerek tarıma elverişli ... getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunludur.
Somut olayda; dosya arasında yer alan, ziraat mühendisi, harita mühendisi ve orman bilirkişi raporlarının içeriğinden ve raporlara ekli fotoğraflardan, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde ekim-dikim yapılmadığı ve ekonomik amaca uygun herhangi bir tasarrufun da bulunmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıkça gözlemlendiği gibi, 1981, 1992 ve 2009 tarihli hava fotoğraflarında dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyetin yapılmadığı, sabit sınırların bulunmadığı, taşınmazların doğal görünümünde oldukları tetkik edilmiş, yine raporlara ek fotoğraflardan, dava konusu taşınmazın kullanılmayan vaziyette olan komşu parseller ile toprak yapısı ve bitki örtüsü bakımından benzerlik ve bütünlük gösterdikleri, aralarında herhangi bir ayırıcı unsurun da bulunmadığının anlaşılmış olması karşısında, çekişmeli taşınmaz bölümünde davalı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, soyut içerikli ve teknik bulgulara aykırı düşen ziraatçı bilirkişi raporuna ve mahalli bilirkişi ve tanık ifadelerine değer verilerek davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.