Logo

8. Hukuk Dairesi2023/6562 E. 2024/2623 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucunda taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve sınırının yanlış belirlendiği iddiasıyla açılan kadastro itiraz davasında, tesis kadastrosu sınırlarının esas alınıp alınmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tesis kadastrosu paftası, hava fotoğrafları ve resmi belgelerin incelenmesi sonucu taşınmazlar arasında sabit bir sınırın tespit edilememesi ve tesis kadastrosunda herhangi bir tersimat veya hesap hatasının bulunmaması, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca tesis kadastro paftasındaki sınırın geçerli kabul edilmesi gerektiği gözetilerek, uygulama kadastrosu sonucunda belirlenen sınırın doğru olduğu ve davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/639 E., 2023/1143 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ünye Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2021/9 E., 2022/50 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosun itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Ordu ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında 2018 yılında yapılan uygulama kadastrosu sırasında, tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 543 parsel sayılı 2640,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, yeni 1749 ada 5 parsel numarasıyla 2527,46 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda davalı ... Yerebatmaz adına kayıtlı bulunan eski 542 parsel sayılı 1612,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 1749 ada 6 parsel numarasıyla 2450,93 metrekare olarak kadastro komisyon kararı ile tespit edilmiştir.

Davacı ... Yerebatmaz dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait Ordu ili ... ilçesi Kayaca Mahallesi 1749 ada 5 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve sınırının yanlış belirlendiğini, eksikliğin / yanlışlığın davalıya ait 1749 ada 6 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığını ileri sürerek, eski hale getirilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "... fen Bilirkişileri tarafından dosyaya sunulan 23/06/2022 havale tarihli raporda, 1982 tarihli ilk tesis kadastrosunun takeometrik ölçü yöntemiyle yapıldığının, o dönemde yapılan ölçümlerde sınırlardaki detay kırık noktalarının tamamının ölçülememesi, taşınmazların eski haritadaki sınırlarının zemindeki durumu tam olarak yansıtmaması ve buna bağlı olarak da bir çok parselin eski yüzölçümlerinde hataların olması sonucunu doğurduğunun belirtildiği, aynı raporda dava konusu parsellerin ilk tesis kadastrosundaki sınırının pafta tersimatının ölçü krokisi ile şeklen uyumlu olduğu, uygulama kadastrosu çalışmalarında da dava konusu taşınmazlarının sınırının, paftasından geçerli sınır olarak alındığının ve dava konusu taşınmazların sınırında, hava fotoğraflarının da incelemesi sonucu herhangi bir sabit yapı, kanal veya kanalet gözlemlenmediğinin ve tarafların ihtilaflı olduğu sınırda güncelleme kadastro çalışmalarında yapılan ölçümün doğru olduğunun belirlendiği ..." gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu Ordu ili Fatsa ilçesi ... Mahallesi ... mevkinde kain (eski 543) yeni 1749 ada 5 parsel ve (eski 542) yeni 1749 ada 6 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümlerinin uygulama kadastrosu komisyon tutanaklarındaki gibi tapuya tescillerine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "... mahkemece yapılan keşif ve uygulama sonucunda alınan harita bilirkişi heyet raporu ile tesis kadastrosu öncesinde ve buna en yakın 1975 tarihli hava fotoğrafında taşınmazlar arasında herhangi bir sabit sınırın belirlenmediği, yine 1975 yılında yapılan tesis kadastrosunda taşınmazların tesciline esas resmi belgelerde çekişmeli taşınmazların sınırında herhangi bir tersimat ve hesap hatasının belirlenmediği, bu nedenle 3402 sayılı Kanun' un 22-a madde uygulaması sırasında tesis kadastro paftasındaki sınıra itibar edilerek taşınmazlar arasındaki tesis kadastrosundaki belgelerde belirlenen sınırın geçerli sınır tipinde belirlenmesinde bir yanlışlık bulunmadığına göre göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ..." gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.