Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1022 E. 2024/5049 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacı adına tescili talebiyle açılan kadastro tespitine itiraz davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının tapu kaydının dava konusu yeri kapsadığı ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ... vekili Kadastro Mahkemesine sunduğu 31.08.2005 tarihli dava dilekçesinde; Van ili Muradiye ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda Küncük mevkiinde bulunan 102 ada 16, 103 ada 1 ve 103 ada 3 parsel sayılı taşınmazların müvekkili olan davacı adına tespit edildiğini ancak bu taşınmazların tespitine esas tapu kaydının daha geniş sınırları kapsadığını, tapu kaydı kapsamında kalan bu yerlerin Hazine adına tespit edildiğini ileri sürerek, tapu kaydı kapsamında kalan yerlerin kadastro tespitinin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Kadastro Mahkemesince verilen önceki karar, dava konusu edilen taşınmazın tescil harici alanda kaldığı, bu nedenle davada genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle Yargıtay tarafından bozulmuş ve bu bozma ilamı doğrultusunda Kadastro Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dava dosyası Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.

Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, dava konusu edilen ve hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiş ve bu hüküm, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 2021/934 Esas, 2021/1153 Karar sayılı ilamıyla; " ... (B) harfi ile simgelenen taşınmaz bölümü yönünden, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 27 nci maddesinde, mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında, o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevinin sona ereceği ve davalara ait dosyaların mahkemesine re'sen devrolunacağı düzenlenmiş olup, yargılama sırasında söz konusu taşınmaz bölümü hakkında 124 ada 23 parsel numarası ile kadastro tespit tutanağı düzenlendiği anlaşıldığından (B) bölümü hakkındaki davanın, görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine aktarılması gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsizliğine ... " değinilerek bozulmuş ve Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bozma ilamı doğrultusunda görevsizlik kararı verilerek dava dosyası Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.

Kadastro Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda; " ... davacının dayanmış olduğu tapu kaydının dava konusu yeri kapsadığı ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacı lehine oluştuğu ... " gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.