Logo

8. Hukuk Dairesi2024/10 E. 2025/877 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı adına kayıtlı taşınmazın orman sayılıp sayılmadığı ve davalının zilyetlikle kazanım hakkının bulunup bulunmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre orman sınırlarının tespiti yapıldığı, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu, davalının zilyetlik koşullarını sağladığı ve Hazine'nin zamanaşımı süresi içerisinde itiraz ettiği gözetilerek yerel mahkemenin davayı reddeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2012/52 E., 2013/207 K.

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Hazine vekili 28.11.1995 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı adına tapuda kayıtlı olan, Çanakkale ili Yenice ilçesi, Kabalı köyü 121 ada 10 parsel sayılı taşınmazın devlet ormanı ile çevrili bulunduğunu, orman bütünlüğünü bozduğunu ve orman sayılan yerlerden olduğunu bu nedenle zilyetlikle kazanılamayacağını ileri sürerek, tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı cevabında; davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20.Hukuk Dairesinin 17.03.2008 tarihli ve 2008/1145 Esas, 2008/4087 Karar sayılı ilamıyla; "dava konusu taşınmazın orman veya orman içi açıklık olup olmadığı ile birlikte davalı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması" gereklerine değinilerek İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda; "Taşınmazın ...'in babası tarafından kullanıldığı ve babasının 1977 yılında taşınmazı davalıya devretmesi ile taşınmazın zilyetliğinin davalıya geçtiği ve 1992 yılında bölgede yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın tarla vasfı ile ... adına tespit edildiği, hazine vekilince 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde tespite itiraz edildiği ve iş bu davanın açıldığı, mahkemece yapılan keşifte taşınmaza, ince dar bir patika bir yoldan ulaşım olduğu, çevresinin tel örgü ile çevrili olup, ekili dikili olmadığı, üzerinde 2-3 meşe ağacı olduğu, sınırlarında yola cephesi olduğu, mahkeme gözlemine ve usul ve yasaya uygun olarak alınan bilirkişi raporlarına göre orman sayılmayan araziler topululuğu içinde olduğunu, keşif günü yapılan incelemelerde de toprak yapısının incelendiğini, tekstür ve strüktür yönüyle orman toprağı ile ilişkili herhangi bir bulguya rastlanmadığını, bu hali ile 10 nolu parsel sahasının 3116 ve 6831 sayılı Kanun'ların 1 inci maddeleri gereği orman sayılmayan yerlerden olduğu, davalı lehine zilyetlikle kazanım koşulları da oluştuğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava; tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1992 yılında 3402 sayılı Kanun uygulamalarına esas olmak üzere 6831 sayılı Kanun'a göre orman sınırlarının tespiti ve 2/B madde uygulaması yapılmıştır.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usûl ve kanuna uygun olup, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle,

Davacı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile, İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

1086 sayılı Kanun'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.