"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2019/26 E., 2023/188 K.
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından adli yardım talepli temyiz edilmesi üzerine, açıkça dayanaktan yoksun olmadığı anlaşılan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kadastro sırasında, Şırnak ili ... ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 114 ada 64 parsel sayılı 15.665,31 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... dava dilekçesinde; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, Şırnak ili ... ilçesi ... köyü 114 ada 64 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; " Mahkemece, farklı davacılar tarafından tespit malikleri aynı kişi olmayan dava konusu taşınmazlar hakkında ayrı ayrı açılan dava dosyaları, taşınmazların bulunduğu yer ve dava sebeplerinin aynı olduğu belirtildikten sonra birlikte görülmesi gerektiği gerekçesiyle birleştirilmesine karar verildiği, yine mahkemece dava dosyaları birleştirilmeden önce de keşif kararları verildiği, bu kararlar uyarınca davacılar tarafından bir dosya dışında keşif ücreti yatırıldığı ancak keşif günlerinde davacı tarafın kusuru olmayan sebeplerle keşfin yapılamadığına dair tutanaklar tutulduğu açıklanarak, öncelikle önceden birleştirilmesine karar verilen dava dosyalarının tefrik edilerek yeni esasa kaydedilmesi, davanın, kişiler arasında görülmekte olduğu dikkate alındığında keşifte ziraatçi bilirkişi dinlenmesinde yarar bulunmadığından, keşif avansında artışa sebep olacak şekilde ziraatçi bilirkişi için ücret taktir edilmemesi ve bundan sonra yöntemine uygun şekilde keşif ara kararı verilmesi ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulması " gereğine değinilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; " davacı tarafın usulüne uygun ihtara rağmen tanık listesindeki kişilerin tebligata yarar adres veya T.C. Kimlik numaralarını bildirmediği, keşif mahallindeki gözlemde taşınmazın eylemli orman ve taşlık vasfında olduğu, öte yandan alınan beyanlarında davacı lehine olmadığı gözetilerek davanın re'sen araştırmayı gerektirmediği " gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılıp mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,15.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.