Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1190 E. 2024/6343 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin Hazine'ye ait olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı gözetilerek, mahkemenin dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar vermesi onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2023/6 E., 2023/70 K.

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kadastro tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

İzmir ili Ödemiş ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kanun'un Geçici 8 inci maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, 101 ada 2 parsel sayılı 15.173,05 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına zeytinlik vasfıyla tespit edilmiştir.

Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve zilyetlikle mülk edinme koşullarının davalı yararına gerçekleşmediğini ileri sürerek, taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın müvekkiline murisinden intikal ettiğini, müvekkilinin zilyetliğinde olduğunu ve taşınmazın orman olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli ve 2018/13 Esas, 2020/51 Karar sayılı kararıyla; "çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve taşınmaz üzerinde davalı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu" gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Temyiz incelemesi neticesinde, Dairemizin 25.10.2022 tarihli ve 2021/3147 Esas, 2022/8444 Karar sayılı ilamıyla; "yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın hüküm vermeye yeterli bulunmadığı belirtilerek; çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı ve taşınmaz üzerinde zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının yöntemince araştırılması" gereğine değinilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; "dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu, taşınmazın öncesinin orman olması nedeniyle zilyetlikle iktisabının mümkün bulunmadığı" gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

3402 sayılı Kanun'un 36/A maddesi gereğince harç alınmasına mahal olmadığına, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.