Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1523 E. 2024/2329 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazineye ait tarım arazisinin 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış işleminin geçersiz olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, idari işlemin iptali olmadan tapu iptali ve tescilinin mümkün olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazine’ye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin işlemin idari işlem niteliğinde olduğu ve bu idari işlemin iptal edilmeden tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğu iddiasıyla açılan davanın dinlenemeyeceği gözetilerek istinaf mahkemesinin tapu iptali ve tescil talebinin reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1563 E., 2023/1715 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Söğüt Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/408 E., 2022/70 K.

Taraflar arasındaki 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un (6292 sayılı Kanun) 12 nci maddesi uyarınca yapılan satış sonucu oluşan tapu kaydının yolsuz olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın, davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında Bilecik İli ... İlçesi ...Köyünde bulunan 2620 parsel sayılı 3.486,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hali arazi vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, bilahare 10.05.2018 tarihinde 6292 sayılı Kanun'un uyarınca yapılan satış sonucunda ... adına tescil edilmiştir.

Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; 2620 parsel sayılı taşınmazın 6292 sayılı Kanun uyarınca davalıya satıldığını ancak satış işleminin aynı Kanun ve 355 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği'ne aykırı olduğunu belirterek taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, tapu iptali ve tescili taleplerinin kabul edilmemesi halinde 6098 sayılı Kanun'un 77 ve devamı maddeleri uyarınca sebepsiz zenginleşme nedeniyle belirlenecek tazminat tutarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, "6100 sayılı Kanun'un 114/1-d bendinde, tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunmasının dava şartı olarak düzenlendiği, 115/1.-2. madde ve fıkralarında da, "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.//Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder" hükmüne yer verildiği, davacı Hazine'nin, taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep ettiği, dava şartını yerine getirmeden davayı açması mümkün olmadığı" gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hükmün, davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, "davanın, 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış sonucu oluşan tapu kaydının iptali ve tescili, olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak istemine ilişkin olduğu, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, çekişmeli taşınmazın öncesinde davacı Hazine'ye ait iken aynı kanun uyarınca, davalıya satış yoluyla kayden devir edildiği noktasında uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, Hazine'ye ait tarım arazilerinin hak sahiplerine satışı için aynı kanunun 12. maddesinde sayılan durumların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplandığı, taşınmazın davalı adına tesciline esas olan hukuki işlemin aynı kanun uyarınca Hazine'nin satışına dayanan idari bir işlem olduğu ve aynı kanunun 11/4. maddesinde, "bu kanun kapsamında kalan taşınmazlardan hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gerektiği halde bu tasarruflara konu edilenlerden; satılanların satış bedelinin kanuni faiziyle iade edileceği, devir ve iade edilenlerin ise bedelsiz olarak geri alınacağının" düzenlendiği, taşınmazın hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gereken yerlerden olduğunun değerlendirilmesi halinde bu madde kapsamında idari işlemin iptali ile satışın geri alınmasının mümkün olduğu, Hazine'nin satışına dayanan idari işlem ortadan kaldırılmadıkça tapu iptali ve tescile ilişkin davanın dinlemeyeceği, bu hususların emsal alınan Yargıtay kararında da belirtildiği, kaldı ki Hazine'nin satışına dair idari işlem geri alınmadan veya iptal edilmeden davalı adına oluşan kaydın yolsuz olduğunun bu aşamada kabul edilemeyeceği dikkate alındığında davalının sebepsiz zenginleştiğinden de söz edilemeyeceği, her ne kadar dava dilekçesinde davalı ismi olarak ... bildirilmiş ise de davalının T.C. Kimlik numarasının sehven ...'a ait T.C. Kimlik numarası olarak bildirilmiş olduğu, 6100 sayılı Kanun'un 124. maddesi gereği davaya dahil edilmesi gerektiği öne sürülebilir ise de bu hususun sonuca etkili olmadığı, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının usul ve kanuna uygun olduğu" gerekçesiyle davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1. maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına ve 6292 sayılı Kanun'un 12. maddesi uyarınca yapılan satışlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda "Adli Yargı" görevli ise de taşınmazın devrine esas olan hukuki işlem (satış işlemi), idari işlem mahiyetinde olup idari işlem ortadan kaldırılmadıkça başka bir anlatımla idari işlem niteliğindeki Hazine'nin satış işlemi idare tarafından geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe satış işlemi sonucunda oluşan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğu iddiasıyla açılan davaların dinlenemeyeceği ancak satış işleminin idare tarafından geri alınmasının ya da idari yargıda iptalinin kesinleşmesinden sonra davanın esasına yönelik karar verilebileceğine göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.