"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2022/81 E., 2023/207 K.
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen uygulama kadastrosuna itiraz davasında verilen davanın reddine dair karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında, Yatağan ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan Kocaosmanlar Mevkii eski 1991 parsel sayılı 12.200,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 106 ada 10 parsel numarasıyla 10.963,41 m2 yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında davacı Hazineye ait Yatağan ilçesi ... Mahallesi eski 1991 yeni 106 ada 10 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve bu eksilmenin komşu taşınmazlardan kaynaklandığını ileri sürerek, eski hale getirilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, " yapılan uygulama kadastrosunun 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/a maddesi, Yönetmelik ve Genelge hükümlerine uygun olduğu, uygulama neticesinde hesaplanan yüzölçümleri ile tapu alanları arasındaki farkın da, ölçü, hesaplama tekniği ve teknoloji farklılığından kaynaklandığı " gerekçesiyle verilen davanın reddine, dava konusu (eski 1991 parsel) yeni 106 ada, 10 parsel, (eski 905 parsel) yeni 106 ada, 11 parsel, (eski 924 parsel) yeni 106 ada, 14 parsel, (eski 2445 parsel) yeni 106 ada, 17 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının tespit gibi tesciline ilişkin önceki kararın, davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, " dosya içeriğine, dava dilekçesine, kararda yazılı gerektirici nedenlere, istinaf talep dilekçesi içeriğine göre, davacı Hazineye ait 1991 (yeni 106 ada 10) parselin komşu 905 (yeni 106 ada 11) parselle olan ortak sınırının pafta sınırı ile uyumsuz olduğu, uyumsuzluğun tesis kadastrosundaki tersimat hatasından kaynaklandığı ve bu hatanın uygulama kadastrosu çalışmaları sırasında giderildiği, davacı Hazinenin parselinin yüzölçümündeki azalmanın, ölçü, hesaplama tekniği ve teknoloji farklılığından kaynaklandığı, uygulama kadastrosunun 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesine ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığının ve buna göre İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının hukuka uygun olduğunun anlaşıldığı " gerekçesiyle, davacı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 12.10.2022 tarihli ve 2021/7447 Esas, 2022/7958 Karar sayılı ilamıyla; " dosya kapsamına göre, çekişmeli taşınmazın tesis kadastro paftası ile uygulama kadastro paftasının çakışmadığı, bilirkişi raporu içeriğinde de, tesis kadastrosundaki pafta durumu ile uygulama kadastrosundaki pafta durumunun çakışmadığı belirtildikten sonra, bunun nedeninin tesis kadastrosunda yapılan ölçü ve tersimat hatası olduğu açıklandığı halde, bu raporda tesis kadastrosu sırasında hangi değerlerin hatalı ölçülerek paftasına aktarımında tersimat hatası yapıldığının izah edilmediği, bu durumun krokide çakıştırmalı olarak gösterilmediğinden, raporun denetlenmesinin de mümkün bulunmadığı açıklanarak, eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulmasının isabetsizliğine " değinilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373/1 inci maddesi uyarınca kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; " tüm dosya kapsamına göre, davacı Hazineye ait 106 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 1971, 1992 ve 2018 tarihli hava fotoğrafları ile 1959 ve 2020 tarihli ortofotolarda davacı parselin sınırlarında sabit herhangi bir yapı ve sınırın bulunmadığı, keşif esnasında yerel bilirkişilerin taşınmazın sınırlarında sabit herhangi bir yapının olmadığı yönünde beyanda bulundukları, bu nedenle davacı Hazineye ait parselin sınırlarının geçerli sınır tipinde yapılan sınırlandırmanın doğru olduğu, davacı Hazineye ait parselin yüz ölçümündeki azalmanın davalıya ait 106 ada 11 parselin kuzeyi batı köşesindeki 234 nolu noktanın ilk tesis kadastro paftasına hatalı tersim edilmesi ve buna bağlı olarak davacı 106 ada 10 parselin kuzey batı köşe noktasının hatalı olarak hesaplanarak ilk tesis kadastro paftasına yanlış tersim edilmesi sonrasında 106 ada 10 parsel ile 106 ada 11 parsel arasındaki tesis kadastro paftasındaki sınırın hatalı çiziminden ve bu hatalı parsel sınırları esas alınarak yapılan hatalı alan hesabından kaynaklandığı, ayrıca yine davacı Hazineye ait parselin batı sınırının teknik evrakına göre oluşturulan sınırı ile tesis kadastro paftasına çizilen sınır arasındaki 1/5000 olan pafta ölçeği hassasiyetini aşan uyumsuzluk ve farklılıktan kaynaklandığı, güncelleme çalışmaları ile bu hataların giderildiği, bu nedenle davacı Hazineye ait parselde yapılan sınırlandırmanın 3402 sayılı Kanunun 22.maddesi ile ilgili yönetmelik ve genelge hükümlerine uygun olduğunun anlaşıldığı " gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu 106 ada 10 parsel (Eski 1991 parsel), 106 ada 11 parsel (Eski 905 parsel), 106 ada 14 parsel (Eski 924 parsel), 106 ada 17 parsel (Eski 2445 parsel) sayılı taşınmazların tapuya uygulama tespiti gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılıp mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup davacı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Taraflarca 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın ilk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.