"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/436 E., 2023/943 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/774 E., 2022/484 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede, 1976 yılında yapılan arazi kadastrosu, 2016 yılında 6831 sayılı Orman Kanunu (6831 sayılı Kanun) gereğince yapılıp 10.11.2016 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu çalışması bulunmakta olup, 1976 yılında yapılan arazi kadastrosunda dava konusu yer tescil harici bırakılmış, 2016 yılında yapılan orman kadastrosunda ise orman sınırları dışında bırakılmıştır. 2015 yılında dava konusu ... ili ... ilçesi ... köyü 631 parsel sayılı 3.417,26 m² miktarlı taşınmaz ham toprak vasfıyla Hazine adına idari yoldan tapuya tescil edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... ili ... ilçesinin ... Şelale mevkiinde kain yaklaşık 3.500 m² mesahalı tapulama dışı taşınmaz idari tescil ile Hazine adına tescil edildiği, taşınmaz ... ...'tan satın alınmış olup, taşınmaz 40 yıldan fazla zamandır müvekkil ...'in zilyet ve tasarrufunda bulunduğu, müvekkil taşınmazı uzun yıllar tarım arazisi olarak kullanmış bir kısmına ceviz ağaçları diktiği, ... köyünde kadastro çalışmaları 1976 yılında kesinleşmiş olup, kadastronun kesinleşmesinden itibaren de 40 yıldan fazla zaman geçtiği, bu nedenlerle ... ili ... ilçesinin ... ... mevkiinde kain yaklaşık 3.500 m² mesahalı tapulama dışı taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı müvekkil ... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve yersiz olarak açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; orman bilirkişisi ... ve jeodezi bilirkişisi ...'nin 12.04.2021 tarihli raporunda dava konusu yerin 6831 sayılı Kanun'un 1 inci maddesine göre orman sayılan yerlerden olduğu netice ve kanaatine varıldığı, dava konusu taşınmazın orman ve orman sayılan yerlerden olmadığı kanaatine varılır ise zilyetlik şartlarına bakılacağı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 18/2 nci maddesi ile hükme ve denetime elverişli orman ve jeodezi bilirkişisinin 12.04.2021 tarihli raporu göz önüne alındığında davanın ispatlanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunun belirlenmiş olduğu, orman sayılan yerlerin zilyetlikle kazanılmasının hukuken mümkün bulunmadığı, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusu esastan reddedilmiş, davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz yoluna başvurulmuştur.
Davacılar vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın idari yoldan (ihdasen) oluştuğunu, parsele ait tapu kayıtlarının oluşumuna ilişkin tüm belgelerinin ve haritalarının celp edilmediğini, komşu parsellere ilişkin kayıtların celp edilmediğini, taşınmazın bölgede yapılan ilk kadastroda neden tescil harici bırakıldığının sorulmadığını, taşınmazın kuzeybatısında bulunan 597 parsel sayılı taşınmazın 1986 yılında hükmen tescil edildiğini, eldeki davada dayanılan satıcısı ... ... olan 1959 tarihli senedin bu 597 parsele uygulandığını, bu hususun ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1984/281 Esas, 1985/549 Karar sayılı ilamının incelemesinden anlaşıldığını, anılan kararın Yargıtay ilamı onandığını, dayanılan satış sözleşmesinde belirtilen mevki ve sınırların 597 parsel ile birlikte 631 parsele de uyduğunu, dava dışı 597 ve dava konusu 631 parsel sayılı taşınmazların toplam yüzölçümünün yaklaşık 12 dönüm olduğunu, dayanılan satış senedinde satışa konu taşınmazın yaklaşık yüzölçümünün 19 dönüm olarak belirtilmesi nedeniyle dava konusu taşınmazın da satış senedi kapsamında kaldığının bilirkişi ifadeleriyle de açıkça anlaşıldığını, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin eldeki dava dosyası açısından kesin hüküm teşkil ettiğini, orman kadastrosuna ilişkin evrakların dosya arasına alınmadığını, taşınmazın orman olduğu iddiasına yönelik Hazine veya Orman İdaresi tarafından dava açılıp açılmadığının araştırılmadığını, kesinleşmiş orman kadastro çalışmasında dava konusu taşınmazın orman tahdidi dışında bırakıldığını, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini, taşınmazın sınırında dere bulunması nedeniyle keşifte jeolog bilirkişisinin de bulunması gerekirken heyette yer alınmadığını, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesis edildiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
Dava, kadastro harici bırakıldıktan sonra ihdasen tescil edilen taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 345,55 TL nin temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.