Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1602 E. 2024/7091 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine'nin orman kadastrosu sonucu orman sınırları içinde kaldığını iddia ettiği parselin tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istemiyle açtığı davada, yerel mahkemenin bozma kararına rağmen eksik inceleme yapması nedeniyle kararın düzeltilip düzeltilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma ilamında belirtilen hususlara rağmen, özellikle tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm tedavül kayıtları ile komşu taşınmazların kayıtlarını incelemeden ve dayanak tapu kaydının uygulamasını yapmadan eksik inceleme ile hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/294 E., 2018/776 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulüne

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 03.10.2022 tarihli ve 2021/9327 Esas, 202/7609 Karar sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Hazine vekili 03.06.2013 tarihli dilekçesinde, tapuda davalı adına kayıtlı bulunan İzmir ili ... ilçesi ... köyü 220 parselin yörede 2003 yılında 6831 sayılı Orman Kanunu'na (6831 sayılı Kanun) göre yapılan orman kadastrosunda kısmen orman olarak sınırlandırılan alanda kalması nedeniyle tapu kaydının hukuki geçerliliğini yitirdiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile taşınmazın Hazine adına orman vasfıyla kayıt ve tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3302 sayılı 31.08.1956 tarihli ve 6831 Sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanuna (3302 sayılı Kanun) göre tespit tarihinden önce 09.04.2003 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasının bulunduğu anlaşılmaktadır.

Mahkemece verilen, davanın kabulüne, dava konusu İzmir ili ... ilçesi ... köyü 220 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 03.07.2014 tarihli bilirkişi raporu eki krokide (B) harfi ile gösterilen 12759,64 m2 lik kısmın bu parselden ifrazı ile aynı adanın son parsel numarası verilerek davacı Hazine adına orman vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, (A) harfi ile gösterilen kalan 1800,36 m2 lik kısmın 220 parsel numarası ile zeytinlik vasfıyla davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkin önceki karar, davacı Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 2015/11086 Esas, 2017/931 Karar sayılı ilamıyla; "Mahkemece çekişmeli taşınmazın tapulama tutanağında yazılı dayanak tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm tedavül kayıtları ile bu taşınmaza komşu taşınmazların kayıtlarının dosya içine alınmadan mahallinde keşif yapıldığı açıklanarak, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesinin isabetsizliğine" değinilerek bozulmuştur.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne, dava konusu İzmir ili ... ilçesi ... köyü 220 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 06.06.2018 tarihli bilirkişi raporu eki krokide (B) harfi ile gösterilen 12.759,64 m2 lik kısmın bu parselden ifrazı ile aynı adanın son parsel numarası verilerek davacı Hazine adına orman vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, (A) harfi ile gösterilen kalan 1.800,36 m2 lik kısmın 220 parsel numarası ile zeytinlik vasfıyla davalılar adına payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairenin 03.10.2022 tarihli ve 2021/9327 Esas, 202/7609 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı Hazine vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.

Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmişse de bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.Şöyle ki; bozma ilamında, dava konusu 220 parsel sayılı taşınmazın 1960 yılında yapılan kadastro çalışmasında Mayıs 1959 tarih 90 sıra numaralı tapu kaydı ve tedavülleri uygulanarak tespit ve tescil edildiği, mahkemece çekişmeli taşınmazın tapulama tutanağında yazılı dayanak tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm tedavül kayıtları ile bu taşınmaza komşu taşınmazların kayıtlarının dosya içine alınıp keşifte uygulanması gereğine değinildiği halde bozma sonrası yapılan keşifte dayanak tapu kaydının uygulaması yapılmamıştır.

Çekişmeli taşınmaz için verilen kısmen kabul kararı davalı tarafca temyiz edilmediğinden davanın kabul edilen ve orman vasfı ile tescil edilen kısmına ilişkin hüküm davalı aleyhine kesinleşmiştir. Davanın reddedilen ve bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmı ise, (B) harfli kısmın orman olduğu da düşünüldüğünde dört tarafı orman parseli ile çevrili olup orman içi açıklık vasfındadır. 6831 sayılı Kanun'un 17/2 nci maddesi gereği orman içi açıklıkların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile edinilmesi mümkün değilse de, dayanak tapu kaydının bu taşınmaza uyduğu ve hukuki değerini koruduğu anlaşılırsa bu durumda tapu kaydına değer verilecek ve taşınmazın kalan kısmı için dava reddedilecektir.

Bu sebeple dayanak tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri (bilgisayar çıktısı olarak ve sıralı birbirini takip eder şekilde) ve krokileri ve dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel ve dayanakları ile çevresindeki taşınmazlar ve varsa dayanak kayıtları, eski tarihli memleket haritası, kesinleşen orman tahdit haritası ve hava fotoğrafları ilgili yerlerden getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla mahallinde yeniden yapılacak keşifte çekişmeli taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; dayanak kayıtların 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu tartışılmalı, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği ile kadastro paftası eşitlendikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, keşifte tespite esas alınan tapu kayıtlarının 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısında hukuki kıymetini koruduğu anlaşılırsa taşınmazın tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmelidir. Bu cümleden hareketle; taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları huzuru ile dava konusu taşınmaz başında yapılacak keşifte 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 20 nci maddesi hükmü uyarınca öncelikle davacı tarafın dayanağını oluşturan tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı ile zemine uygulanmalı, uygulamada tapu kaydının haritası; haritası yoksa tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri esas alınmalı; yerel bilirkişice bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, kaydın sabit sınırlı sayılıp sayılmayacağı değerlendirilmeli, buna göre tapu kaydının kapsamı varsa revizyon gördüğü diğer parseller de dikkate alınarak kesin olarak belirlenmeli, taşınmazın tapu kaydı dışında kalan bölümleri var ise 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 17/2 nci maddesi kapsamında orman içi açıklık vasfında olacağı değerlendirilmeli tüm deliller birlikte değerlendirip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.

Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır. Hal böyle olunca; hükmün açılanan gerekçelerle bozulmasına karar verilmesi gerekirken maddi hataya dayalı olarak onanmasına karar verildiği anlaşılmakla davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle,

Dairenin 03.10.2022 tarihli ve 2021/9327 Esas, 202/7609 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına,

İlk Derece Mahkemesi kararının, 6100 Sayılı HMK'nin Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

03.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.