Logo

8. Hukuk Dairesi2024/170 E. 2024/1024 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucu taşınmazın yüzölçümünde meydana geldiği iddia edilen eksikliğin giderilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yaparak, mevcut delilleri takdir ederek karar verdiği, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

HÜKÜM/KARAR : Davanın kısmen kabulüne

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Uygulama Kadastrosu sırasında, Elazığ ili Merkez ilçesi Şahinkaya Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 4058 parsel sayılı 13.883,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 113 ada 517 parsel numarasıyla ve 13.822,14 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ileri sürerek taşınmazındaki eksikliğin giderilerek tapu kaydındaki yüzölçümü ile tescilini istemiş, yargılama sırasında ise eksikliğin taşınmazına komşu dereden kaynaklandığını ileri sürmüştür.

İlk Derece Mahkemesinin önceki tarihli kararı ile; davanın reddine, çekişmeli 113 ada 517 parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davacı ... tarafından temyizi üzerine, Dairenin 15.06.2022 tarihli ve 2021/3289 Esas, 2022/5874 Karar sayılı kararı ile; "...varılan sonucun dosya kapsamına uygun düşmediği, çekişmeli taşınmazın tesis paftasında batı ve kuzey sınırlarının "dere" olarak belirlendiği anlaşılmakta olup, 19.04.2018 tarihli harita bilirkişi raporunda, tespit tarihinden öncesine ait 1975 tarihli hava fotoğrafının stereoskop aleti ile incelenmesine göre davacıya ait taşınmazın dış sınırlarının oluştuğunun belirtildiği, 10.06.2019 tarihli harita mühendisi bilirkişi raporunda ise, 1975 tarihli hava fotoğrafının stereoskop aleti ile incelenmesine göre davacıya ait taşınmazın dış sınırlarının oluştuğu belirtildikten sonra hem ekli kroki de A, B, C ile gösterilen kısımların dere yatağı içerisinde kaldığı, D, E, F, G, H, I ve J ile gösterilen kısımların ise dere yatağında kalmadığının belirtildiği, hem de aksi yönde ekli krokide A, B, C ile gösterilen kısımların dere yatağı içerisinde kalmadığı, D, E, F, G, H, I ve J ile gösterilen kısımların dere yatağında kaldığı, A, B, C ile gösterilen kısımların taşınmaz ile bütünlük arzettiği, D, E, F, G, H, I ve J ile gösterilen kısımların ise taşınmaz ile bütünlük arzetmediğinin belirtildiği, dolayısıyla, tesis kadastrosu sırasında taşınmazın batı ve kuzey sınırı dereye dayalı olarak belirlendiğine ve tespit öncesine ait hava fotoğrafının stereoskopik incelemesi sonucunda parselin dış sınırları, bir diğer ifade ile dere ile ara sınırı belirlenebildiğine göre, bu sınırın esas alınabileceğinin kuşkusuz olduğu açıklanarak, harita mühendisi bilirkişiden ek rapor alınmak sureti ile çelişkinin giderilmesi, 1975 tarihli hava fotoğrafının stereoskop aleti ile incelenmesi sonucunda hangi kısımların taşınmazın içerisinde hangi kısımların ise dere de kaldığının kesin olarak belirlenmesi, buna göre belirtilen tarihte davacıya ait taşınmaz içerisinde kaldığı anlaşılan kısımlar yönünden usuli müktesep haklar da göz önünde bulundurulmak sureti ile davanın kabulüne karar verilmesi..." gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, "...1975 tarihli hava fotoğrafına göre A, C, D, F, H, J ile gösterilen alanların dere yatağı ile bütünlük sağlamadığı, B, E, G, I ile gösterilen alanların ise dere yatağı ile bütünlük sağladığı..." gerekçesi ile Kadastro Müdürlüğü yönünden davanın husumet nedeni ile reddine, Hazine yönünden ise kabulüne, 27.11.2014 tarihli bilirkişi raporuna ekli haritada (A), (C), (D), (F), (H), (J) harfleri ile gösterilen kısımların çekişmeli 113 ada 517 parsel sayılı taşınmaza ilavesine ve taşınmazın bu şekilde tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup dahili davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle; temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Taraflarca 1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.