Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1756 E. 2024/3406 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu Hazine adına ve davalılar adına tescil edilen taşınmazlara ilişkin Hazine ve diğer ilgililerin açtığı kadastro davasında, yerel mahkemenin bozma ilamına uyularak verdiği kararın hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bazı parseller yönünden yerel mahkemenin bozma ilamına uygun ve hukuka uygun karar verdiği, bazı parseller yönünden ise yerel mahkemenin maddi hata, eksik hüküm tesisi ve kadastro sonrası satış işlemlerini değerlendirmemesi gibi hususlarda hukuka aykırı davrandığı gözetilerek, karar kısmen onanmış, kısmen bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 1999/3 E., 2008/1 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulüne

Taraflar arasındaki kadastro davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili, müdahil-davalı ... vekili, müdahil-davalı ... vekili, müdahil ..., davalı ..., davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalılar ..., ... ve ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sonucu, temyize konu Adana ili Merkez ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 6 parsel sayılı 17700 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, Yarımca Köyü çalışma alanında bulunan 486, 487, 488, 489, 490, 491, 496, 497, 498, 499, 500, 501, 502, 503, 504, 506, 507, 508, 509, 510, 511 parsel sayılı sırasıyla 119500, 16350, 95700, 41850, 83650, 90900, 23900, 26250, 39250, 25250, 55900, 26550, 40900, 20300, 28300, 31550, 14050, 15700, 32000, 7200, 42100 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Teşrinisani 1333 tarihli ve 124 sayılı tapu kaydı, irsen intikal, pay satışı ve zilyetlik nedeniyle ... kızı ... ve müşterekleri adına tespit edilmiş; ...'ın 486 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki itirazı Kadastro Komisyonunca kabul edilerek; ... mirasçıları ..., ..., ... ve ...'nün payları iptal edilerek ... ve ... 'ın mirasçılarının paylarına eklenmesine karar verilmiştir.

İtirazı Kadastro Komisyonunca reddedilen Hazine vekili, dava konusu 6 parsel sayılı taşınmazın zilyetlikle edinmeye elverişli yerlerden olmadığını ve davalı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığını, 486, 487, 488, 489, 490, 491, 496, 497, 498, 499, 500, 501, 502, 503, 504, 506, 507, 508, 509, 510, 511 parsel sayılı taşınmazların tespitine esas tapu kaydının taşınmazlara uymadığını, taşınmazların zilyetlikle edinmeye elverişli yerlerden olmadığını ve davalılar lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığını ileri sürerek, Komisyon kararının iptali ile taşınmazların Hazine adına tescilini istemiştir. Yargılama sırasında, 6 parsel dışındaki taşınmazlar hakkında; ..., 13.10.1993 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı ...'in hissesini satın aldığını; ... 24.09.1991 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ... ve ...'ın hisselerini satın aldığını; ... kendisinin de hak sahibi mirasçı olduğu halde davaya taraf edilmediğini; ..., kendisinin de hissedar olduğunu ileri sürerek, bozma sonrası ... ve arkadaşları ayrı tapu kaydına dayanarak davaya katılmışlardır.

İlk Derece Mahkemesinin verdiği karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.11.1998 tarihli ve 1998/4139 Esas, 1998/4316 Karar sayılı kararıyla bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; "Mahallinde yerel bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif yapılması, "göl" ve "şif" hudutları itibariyle değişir sınırlı olan davalılar dayanağı tapu kaydı kapsamının miktarına göre belirlenmesi, kayıt miktar fazlası yönünden; taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşılmış ise tarihi, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin sürdürülüş şekli yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak, zilyetlikle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması" gereğine değinilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak; "Tespite esas Teşrinisani 1333 tarih 124 sayılı tapu kaydının dava konusu taşınmazlara uyduğu, taşınmazların uzun yıllar tapu maliki ... 'un zilyetliğinde iken ölümünden sonra fiili taksim yapıldığı ve taşınmazların 20 yılı aşkın süre taksime göre kullanıldığı, tapu kaydının göl ve şif hudutları itibariyle genişlemeye elverişli olup miktarıyla geçerli olduğu, tapu miktarı 10000 metrekarenin, 119500 metrekare yüzölçümündeki 486 parselden, mirasçıların keşifteki talepleri de dikkate alınarak bilirkişilerin rapor ve krokilerinde (A) harfi ile işaretlendiği, (C) harfi ile gösterilen 100000 metrekarelik alanın ise taksime göre ... mirasçıları tarafından zilyet edildiği, 100000 metrekareden fazlasını zilyetlikle kazanamayacaklarından arta kalan ve (D) harfi ile gösterilen 9500 metrekarelik alanın davacı Hazine adına tescili gerektiği, 30.04.2007 tarihinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin beyanlarına göre, fiili taksim sonucu 487 parselin ... mirasçılarının, 488 parselin ... ... mirasçılarının, 489 parselin ... mirasçıları ve ... mirasçılarının zilyetliğinde olduğu, 490 parselin ... kızı ... ve eşi ... zilyetliğinde iken, Adana 5. Noterliğinin 27.09.1966 tarihli satış senedi ile ... ve ... ile ...’den olma ... tarafından yarı yarıya ... ve ...’ya satıldığı ve onların zilyetliğinde olduğu, 491 parselin ... mirasçılarının, 496 parselin ... ... oğlu ...'in, 498 ve 508 parsellerin ... ... mirasçılarının, 497, 500, 503 parsellerin ... mirasçıları ... ve ...'in, 499 parselin ...'in, 501 parselin ... 'in, 502 parselin ...'ın, 504 parselin ... oğlu ... ... mirasçılarının, 506 parselin ...'nin, 507 ve 510 parsellerin ...'ın, 509 parselin ...'in zilyetliğinde olduğu, 511 parselin ... ... zilyetliğinde iken ... ve ...’a zilyetliğin devredildiği, kadastro tespitinden sonra yapılan devirlerin dikkate alınamayacağı" gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, temyize konu 486, 487,488, 489, 490, 491, 496, 497, 498, 499, 500, 501, 502, 503, 504, 506, 507, 508, 509, 510, 511 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile çekişmeli 486 parselin 28.05.2007 tarihli bilirkişi rapor ve krokilerine göre (A) harfi ile gösterilen 10000 metrekarelik yerin ifraz edilerek tespit gibi ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (C) harfi ile gösterilen 100000 metrekarelik alanın 486 parsel olarak payları oranında ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, (D) harfi ile gösterilen 9500 metrekarelik alanın kayıt fazlası olarak ifrazı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 487 parselin payları oranında ... mirasçıları adına, 488 parselin payları oranında ... ... mirasçıları adına, 489 parselin payları oranında ... ve ... mirasçıları adına, 490 parselin 1/2'şer hisseyle ... ve ... adına, 491 parselin payları oranında ... mirasçıları adına, 496 parselin ... oğlu ... adına, 497, 500 ve 503 parsellerin 1/2'şer hisseyle ... ve ... adlarına, 498 ve 508 parsellerin payları oranında ... ... mirasçıları adına, 499 parselin ... oğlu ... adına, 501 parselin ... kızı ... adına, 502 parselin ... adına, 504 parselin payları oranında ... oğlu ... ... mirasçıları adına, 506 parselin ... adına, 507 ve 510 parsellerin ... adına, 509 parselin ... adına, 511 parselin payları oranında ... ve ... ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, kadastro sonrası yapılan satışlar dikkate alınmadığından satın alan şahısların dava açmakta muhtariyetlerine, diğer davaların reddine karar verilmiş, işbu karar davacı Hazine vekili, 487, 488 ve 507 parseller yönünden müdahil-davalı ... vekili, 511 parsel yönünden müdahil-davalı ... vekili, 488 parsel yönünden müdahil ..., 507 ve 510 parseller yönünden davalı ..., 499 parsel yönünden davalı ... vekili, 489 parsel yönünden davalı ... vekili, 488 parsel yönünden davalılar ..., ... ve ... vekili, 502 ve 509 parseller yönünden davalı ... vekili, 496 ve 508 parseller yönünden davalı ... vekili, 488 parsel yönünden davalı ... vekili, 6 parsel yönünden davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.

1.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin 486, 490, 491, 497, 498, 500, 501, 503, 504, 506 parsel sayılı taşınmazlar yönünden; davacı Hazine vekili ve davalı ...'ın 510 parsel sayılı taşınmaz yönünden; davacı Hazine vekili ve davalı ... vekilinin 502 ve 509 parsel sayılı taşınmazlar yönünden; davacı Hazine vekili ve davalı ... vekilinin 496 ve 508 parsel sayılı taşınmazlar yönünden; temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

2. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına, müdahil-davalı ...'nun temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü 04.12.2000 ve 31.07.2002 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı usulünce bir müdahale talebi de bulunmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekili ve müdahil-davalı ... vekilinin 487 ve 507 parsel sayılı taşınmazlar yönünden; davalı ...'ın 507 parsel sayılı taşınmaz yönünden; temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Dava konusu 499 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

a) Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.

b) Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

İlk Derece Mahkemesince dava konusu 499 parsel sayılı taşınmazın ...ve ... oğlu ... adına tesciline karar verilmiştir. Ne var ki; nüfus kaydının incelenmesinde, ...'in baba adının ... değil ... olduğu görülmektedir. Her ne kadar, lehine tescil hükmü kurulan davalı ...'in baba adının yanlış yazılması isabetsiz ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

4. Dava konusu 488 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

a) Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında davacı Hazine vekili ve müdahil ...'in temyiz itirazları yerinde değildir.

b) Müdahil-davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;

..., davalı ...'in hissesini 13.10.1993 tarihli 26299 sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile devraldığı iddiasıyla davaya katılmıştır.

İlk Derece Mahkemesince, kadastro sonrası yapılan satışlar dikkate alınmadığından, satın alan şahısların dava açmakta muhtariyetine karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve kanuna uygun bulunmamaktadır.

... tarafından, 13.10.1993 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak usulünce müdahale talebinde bulunulduğuna göre, kadastro tespitinden sonraki nedene dayalı davası hakkında Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olduğundan, kararın bozulması gerekmiştir.

c) Davalı ... vekili ile davalılar ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

İlk Derece Mahkemesince 488 parsel sayılı taşınmazın, ... 'un ölümünden sonra yapılan fiili taksim sonucu mirasçılarından ... ... tarafından zilyet edildiği, onun ölümüyle de mirasçılarının zilyetliğe devam ettikleri gerekçesiyle taşınmazın payları oranında ... ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

Şöyleki, dava konusu taşınmazın tutanağı incelendiğinde; ...'nin (Iraz'ın) kendisinden sonra ölen eşi ...'in, payını 1980 yılında ...'nin diğer mirasçılarına satıp devrettiğinin belirtildiği ve tutanağın altına ...'in muvafakatine dair imzasının alındığı anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca; ...'nin kendisinden sonra ölen eşi ...'in, payını ...'nin diğer mirasçılarına devrettiği dikkate alınarak, ...'in diğer koldan (diğer eşinden) olma mirasçılarına pay verilmemesi gerekirken, pay verilmiş olması isabetsiz olduğundan, kararın bozulması gerekmiştir.

5.Dava konusu 511 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

a) Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.

b) Müdahil-davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;

..., ... ve ...'ın hisselerini 24.09.1991 tarihli 24544 sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile devraldığı iddiasıyla davaya katılmıştır.

İlk Derece Mahkemesince, kadastro sonrası yapılan satışlar dikkate alınmadığından, satın alan şahısların dava açmakta muhtariyetine karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.

... tarafından, 24.09.1991 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak usulünce müdahale talebinde bulunulduğuna göre, kadastro tespitinden sonraki nedene dayalı davası hakkında Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olduğundan, kararın bozulması gerekmiştir.

6.Dava konusu 489 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

a) Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.

b) Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

İlk Derece Mahkemesince, 489 parsel sayılı taşınmazın, ... 'un ölümünden sonra yapılan fiili taksim sonucu mirasçılarından ... oğlu ... mirasçıları ve ... mirasçıları tarafından zilyet edildiği gerekçesiyle taşınmazın payları oranında ... mirasçıları ve ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiştir. Ne var ki; hüküm kurulurken ... mirasçısı ...'in payının yazılmadığı, paylar toplamı ile paydanın birbirini tutmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle verilen kararın infazı mümkün değildir. Kadastro hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermekle yükümlü olup, pay payda eşitliği sağlanacak şekilde hüküm oluşturulmalıdır.

Hal böyle olunca; Mahkemece, ... mirasçısı ...'in payı ketmedilmeden paylar toplamı ile payda birbirine eşit olacak şekilde hüküm kurulması gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan, kararın bozulması gerekmiştir.

7. Dava konusu 6 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davacı Hazine vekili ve davalı ...'ün temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

İlk Derece Mahkemesince; davacı Hazine tarafından dava konusu edilen ve eldeki dava ile birleştirilen 6 parsel sayılı taşınmaz hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsiz olduğundan, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle, dava konusu 486, 490, 491, 496, 497, 498, 500, 501, 502, 503, 504, 506, 508, 509, 510 parsel sayılı taşınmazlar yönünden, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

(2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle, dava konusu 487 ve 507 parsel sayılı taşınmazlar yönünden, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

(3a) bendinde açıklanan sebeplerle davacı Hazine vekilinin dava konusu 499 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,

(3b) bendinde açıklanan sebeplerle, İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (10) numaralı bendinin sonunda yer alan "oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline" ifadesinden önce gelen "..." isminin çıkartılarak yerine "..." isminin eklenmesine ve hükmün DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİYLE ONANMASINA,

(4a) bendinde açıklanan sebeplerle, davacı Hazine vekilinin ve müdahil ...'in dava konusu 488 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,

(4b) bendinde açıklanan sebeplerle, müdahil-davalı ... vekilinin, (4c) bendinde açıklanan sebeplerle, davalı ... vekili ile davalılar ..., ... ve ... vekilinin; dava konusu 488 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

(5a) bendinde açıklanan sebeplerle, davacı Hazine vekilinin dava konusu 511 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,

(5b) bendinde açıklanan sebeplerle, müdahil-davalı ... vekilinin, dava konusu 511 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

(6a) bendinde açıklanan sebeplerle, davacı Hazine vekilinin dava konusu 489 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,

(6b) bendinde açıklanan sebeplerle davalı ... vekilinin, dava konusu 489 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

(7) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı Hazine vekili ve davalı ...'ün dava konusu 6 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.