"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/183 E., 2024/253 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/375 E., 2020/266 K.
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının, taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında, Mersin ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 136 ada 2 (eski 1133) parsel sayılı 4.809,98 m2 yüzölçümlü olarak ham toprak niteliğinde davacı ... adına, 136 ada 3 (eski 1134) parsel 5.149,34 m2 yüzölçümlü olarak ham toprak niteliğindeki davacı ... adına tescil edilmiştir.
Davacılar ... ve ... vekili dava dilekçesinde; Mersin ili ... ilçesi ... Mahallesi 136 ada 2 (eski 1133) ve 136 ada 3 (eski 1134) parsel sayılı taşınmazların sınırlarının, 3402 sayılı Kanun' un 22/a uygulaması sonucunda yanlış tespit edildiğini ileri sürerek, hatalı sınırların düzeltilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; " ... çekişme konusu parsellerin bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasanun 22/A maddesi uygulamasının yapıldığı, 136 ada 2-3 ve 5 nolu parsellerin oluştuğu, 136 ada 2 nolu parselin davacı ... adına, 136 ada 3 nolu parselin davacı ... adına ve 136 ada 5 nolu parselin ise davalı adına tescil edildiği, dosyaya kazandırılan 04.06.2020 tarihli rapora göre, 1968 yılında üretilen ED50 ülke koordinat sisteminde üretilen 1/5000'lik fotogrametrik pafta ve 1992 yılı ... valiliği il özel idare kurulu kararı ile ifraz edilen ED50 ülke koordinat sisteminde üretilen eski kadastro sınırı elde ettiklerinin, bu nedenle fiili kullanım sınırı esası alınmasının mümkün olmadığını, eski kadastro parsel sınırı olan 1992 yılı ifrazı işlenmesinden gelen 136 ada, 5 parselin 1968 yılı fotogrametrik pafta ve mevcut arazi ile uyuşmadığından geçerli sınır olarak kabul edilmesinin hatalı olacağının, 2014 yılında yapılan 22a uygulaması ile uyuşmayan sınırlar 1968 yılı fotogrametrik pafta ve mevcut araziyle genel olarak uyumlu hale getirildiğinin, ancak 136 ada 2 ve 3 parsellerin 5 parsel ile olan ihtilaflı sınırının 1968 yılı üretimi sınır ile 2 metre civarında kayıklık olduğunun tespit edildiğinin, 3402 sayılı Kanun' un 22a maddesi uygulamasıyla oluşan sınırın bahçe içinden geçtiğinin, mahallinde yapılan keşif sırasında ve sonrasında dava konusu yerde sınır oluşturacak bir detayın bulunamadığının, 1968 yılında ED50 ülke koordinat sisteminde üretilen paftadan sayısallaştırdıkları sınırın tek geçerli veri olduğunun, ... Mahallesi,136 ada 3 numaralı parselin 5149.34 m2 sine krokide ''A'' alanı olarak tanımlanan 122.45 m2'nin eklenerek yeni alanı 5271.79 m2, ... Mahallesi 136 ada 2 numaralı parselin 4809.98 m2'sine krokide ''B'' alanı olarak tanımlanan 114.08 m2'nin eklenerek 4924.06 m2, ... Mahallesi 136 ada 5 numaralı parselin 21205.71 m2'sinden krokide ''A'' ve ''B'' alanlarının toplamı 236.53 m2'nin çıkarılarak yeni alanın 20969.18 m2 olarak düzeltilmesi gerektiğinin açıklandığı ...'' gerekçesiyle, davanın kabulüne ve 04.06.2020 tarihli rapor ve eki 3 nolu krokide gösterildiği şekilde (A) harfi ile gösterilen 122,45 m2'lik ve B harfi ile gösterilen 114,08 m2'lik yerin 136 ada 5 nolu davalı adına kayıtlı parselden çıkarılması ile A harfi ile gösterilen 122,45 m2'lik yerin 136 ada 3 nolu davacı ... adına kayıtlı taşınmaza, B harfi ile gösterilen 114,08 m2'lik yerin 136 ada 5 nolu parselden çıkarılması ile 136 ada 2 nolu davacı ... adına kayıtlı taşınmaza ilave edilerek 136 ada 2, 3 ve 5 nolu parsellerin sınırlarının bu şekilde ve 136 ada 5 nolu parselin 21205,71 m2 olan yüzölçümünün 20969,18 m2 olarak, 136 ada 2 nolu parselin m2'sinin 4809,98 iken 4924,06 m2 olarak, 136 ada 3 nolu parselin yüzölçümünün 5149,34 m2 iken 5271,79 m2 olarak düzeltilmesine karar verilmiş; hükmün, taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 02.22.2023 tarihli ve 2022/ 5610 Esas, 2023/ 5849 Karar sayılı ilamıyla; " kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edildiği ancak davalı vekilinin istinaf talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği " gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; " dosyaya kazandırılan bilirkişi raporuna göre, raporda (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımların tesis kadastrosunda davacılar adına tescil edildiği, dolayısıyla bilirkişi raporuna göre (A) ve (B) kısmına yönelik davanın kabulüne yönelik hüküm tesis edilmesi ile davanın niteliğine göre davacının kendi taşınmazına eklenmesi gereken kısmı net olarak bilmesinin mümkün olmaması dikkate alınarak davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, fen bilirkişisi raporunun uyuşmazlığı çözümlemeye yeterli tespitler içerdiği " gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, temyiz edenin sıfatına, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
427,60 TL peşin harcın onama harcına ayrı ayrı mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.