Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2404 E. 2024/5921 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucu davacıya ait taşınmazın alanının eksiliğini iddia ederek eski hale getirilmesi talebiyle açılan davada, ilk derece mahkemesinin bozma ilamına rağmen aynı gerekçeyle verdiği ret kararının Yargıtay tarafından onanmasının hatalı olduğu iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, komşu parsele ilişkin davada kullanılan identifıkasyon haritasının uygulanabilirliği konusunda çelişkili bilirkişi raporlarına rağmen aynı gerekçeyle ret kararı vermesi ve Yargıtay'ın bu hususu gözetmeksizin mahkeme kararını onaması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/138 E., 2020/514 K.

KARAR : Davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın esastan reddine

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.06.2023 tarihli ve 2021/16967 Esas, 2023/3784 karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Dairemizin onama ilamına karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Uygulama kadastrosu sırasında, Antalya ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 60 parsel sayılı 6.300,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 13213 ada 19 parsel numarasıyla 5.154,16 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı ... ve arkadaşları adına tapuda kayıtlı bulunan eski 59 parsel sayılı 41.800,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, 13213 ada 20 parsel numarasıyla 46.862,54 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında müvekkiline ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve bu eksikliğin davalılara ait taşınmazdan kaynaklandığını ileri sürerek, eski hale getirilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, "... taraflara ait taşınmazların fiili sınırlarında değişiklik olmadığı, uygulama kadastrosunda taşınmazların sınırlarının doğru olarak tespit edildiği ..." gerekçesiyle verilen davanın reddine ilişkin karar, davacı ... vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.09.2014 tarihli ve 2014/13999 Esas, 2014/10642 Karar sayılı ilamıyla; "... eksik inceleme ile karar verilemeyeceği belirtilerek; ilk derece mahkemesince öncelikle denetime veri teşkil edecek ortofoto, tesis kadastrosu haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar gibi bilgi ve belgeler getirtildikten sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile yapılacak keşif sırasında, yerel bilirkişi ve tanıklardan ilk tesis kadastrosu sırasında zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerlerinin fen bilirkişisine işaretlettirilmesi, fotoğraflarının çekilmesi, fen bilirkişisinden uygulama kadastrosuna esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosununun denetlenmesinin istenmesi, fen bilirkişi raporunda, ilk tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntıların yer alması; ayrıca birincisi, ortofoto üzerinde ilk tesis kadastrosuna ait harita ile uygulama haritasını ada bazında, ikincisi çekişmeli taşınmazlar ve komşularını kapsar bazda ve üçüncüsü ise ilk tesis kadastro haritası ile çekişmeli taşınmazların zeminini çakıştırır bazda en az üç adet haritanın düzenlenmesi ve uygulama haritasında yanlışlık varsa, doğru sınırları gösterir haritanın tanzim edilmesinin istenmesi, bu şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi ..." gereğine değinilerek bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; "... dava konusu taşınmazın uygulama kadastrosu ile sınırlarının değişmediği, gerek mahalli bilirkişiler gerekse geçmiş yıllara ait hava fotoğrafları ile yapılan sınır incelemeleri, teknik bilirkişilerin ölçümlü olarak sundukları raporlarda uygulama kadastrosu ile sınır değişikliği olduğuna dair bir tespitte bulunulamadığı ..." gerekçesiyle, davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan, diğer davalılar aleyhine açılan davanın esastan reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.06.2023 tarihli ve 2021/16967 Esas, 2023/3784 karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiş ve onama ilamına karşı, davacı vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.

Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince, hükme esas alınan 03.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda identifıkasyon paftasındaki cephe ölçülerine göre belirlenen sınırların tapulama paftalarına hatalı tersim edildiğinin, bu sebeple tesis kadastrosunda tersimat hatası bulunduğunun bildirildiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, dosya kapsamına göre, komşu eski 61 nolu parsel malikinin de eldeki davanın konusu olan 59 nolu parsele yönelik olarak dava açtığı ve bu davanın yargılaması esnasında alınan 23.05.2016 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda, identifikasyon haritası uygulanıp uygulama kadastrosunun hatalı olduğu sonucuna varıldığı belirtildiği halde, 26.07.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda ise identifikasyon haritasının uygulama özelliğinin bulunmadığı açıklanarak sınırlar hava fotoğrafları ile uyumlu olduğundan bahisle uygulama kadastrosunun yerinde olduğu kanaatine yer verildiği ve böylelikle aynı çalışmaya ilişkin (identifikasyon) haritanın uygulaması noktasında birbirine komşu parsellere ilişkin görülen dava dosyalarındaki raporlarda çelişki meydana getirildiği anlaşılmakta olup, bu haliyle söz konusu bilirkişi heyeti raporunun hüküm kurmak için yeterli olduğundan söz edilemez.

Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, birbirine komşu her iki parsel hakkındaki davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, birisi hakkında verilecek hükmün diğer dava dosyasına etkileyebilecek nitelikte oluğu gözetilerek, her iki parsele ilişkin dava dosyasının birleştirilerek yargılamasının birlikte yapılması ve ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun gözden kaçırılmasının usul ve yasaya uygun bulunmadığı, temyiz incelemesi sırasında ilk derece mahkemesi kararının bu sebeple bozulması gerekirken maddi hataya dayalı olarak onanmış olduğu anlaşıldığından, Dairemizin onama ilamının kaldırılması suretiyle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 20.06.2023 tarihli ve 2021/16967 Esas, 2023/3784 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde karar düzeltme talep eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.