"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2631 E., 2024/182 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/67 E., 2019/182 K.
Taraflar arasındaki davadan dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda Bölge Adliye Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı; dava konusu 122 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına tespit edildiğini ancak taşınmazları 1990 yılından beridir kullandığını, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın ikiye bölündüğünü, bir kısmının kendisinin kullanımında olduğuna yönelik beyanlar hanesine şerh verildiğini ileri sürmek suretiyle çekişme konusu 122 ada 5 parselin tamamı ile 122 ada 6 parselin bir kısmının fiili kullanımında olduğunun tapu beyanlar hanesine yazılmasını talep etmiş, yargılama sırasında davacının vefatıyla davaya mirasçıları tarafından devam edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; davalı ... yönünden davanın reddine, davalı Hazine yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 18.03.2021 tarihli ve 2019/2610 Esas,2021/611 Karar sayılı kararıyla; zilyetliğin ispat edilemediği, ekonomik amaca uygun kullanım bulunmadığı gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz isteminde bulunması üzerine, Dairenin 29.06.2022 tarih, 2021/17440 Esas, 2022/6384 Karar sayılı ilamı ile, "..dinlenen tanıkların beyanlarının soyut nitelikte, taşınmazın ne şekilde kullanıldığını açıklamakta yetersiz ve hangi parselin hangi bölümüne ilişkin olduğu bakımından belirsiz ifadeler olduğu, tanık olarak bildirilen Cebbar Bayram’ın dinlenilmesinden vazgeçilmediği halde bu tanığın dinlenmediği, taşınmazın niteliğinin ve tespit tarihi itibariyle kullanım durumunun belirlenebilmesi bakımından en önemli unsur olan hava ve uydu fotoğraflarından yararlanılmadığı, dosya içerisinde 1987, 1996, 2005, 2006 ve 2009 yılı ortofoto bulunduğu halde bilirkişi raporlarında bu haritaların pafta ile çakıştırılmak suretiyle uygulanmamış olduğu anlaşılmıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez..." gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
Bozma sonrası Bölge Adliye Mahkemesince; ''...Dosya arasında mevcut tapu kaydına ve kullanım kadastrosu tespit tutanağına göre, İstanbul ili Ümraniye ilçesi Topağacı Mahallesi, 122 ada 5 parsel sayılı 229,34 m2 mesahalı, bahçe vasıflı taşınmaz 6831 sayılı kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış, bahçe vasfı ile kullanıcısı bulunmadığından Maliye Hazinesi adına tespiti yapılmış, tam hisse ile Maliye Hazinesi adına kaydedilmiştir. Keza 122 ada 6 parsel sayılı 512,96 m2 mesahalı, bahçe vasıflı taşınmaz da 6831 sayılı kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış, bahçe vasfı ile kullanıcısı bulunmadığından Maliye Hazinesi adına tespiti yapılmış, tam hisse ile Maliye Hazinesi adına kaydedilmiş iken, istinaf aşamasında Takbis üzerinden alınan tapu kaydından 06.07.2023 tarihinde, 6292 sayılı Kanun uyarınca dava dışı gerçek kişi adına satış yoluyla devredildiği saptanmıştır. Davacı ..., 122 ada 5 parselin tamamı ile 122 ada 6 parselin bir kısmının beyanlar hanesinde kendi adına kullanıcı şerhi verilmesi isteğiyle dava açmıştır. Dairemizce uyulan bozma ilamı uyarınca dava konusu taşınmaz bölümüne ilişkin hava fotoğraflarının celbi sağlanmış, nizalı taşınmazın bulunduğu mahali bilen bilirkişi isimleri tespit edilmiş; mahallinde fen ve zirai bilirkişi refakatinde 13.10.2023 tarihinde keşif icra edilmiştir. Keşifde usule uygun şekilde dinlenen mahalli bilirkişiler ve davacı tanığı beyanlarında, davacı müteveffa ...'nin komşu 4 parselde evi bulunduğunu, dava konusu edilen kısmın etrafının telle çevrili olduğunu, ağaç dikilmek ve meyvesi toplanmak suretiyle evin bahçesi olarak kullanıldığını, kullanımın 1990 yıllarından itibaren aynı sınırlar dahilinde bulunduğunu bildirmiştir. Fen bilirkişinin 17.11.2023 tarihli kroki ve görsel içeren raporunda, 1990 yılı hava fotoğrafında 4 parselde yapının bulunduğu, 5 parselin bitişik kısmının bahçe görünümünde olduğu, tespit tarihine en yakın 2010 ve 2016 tarihli hava fotoğraflarında da mevcut durumun korunduğu bildirilmiştir. Zirai bilirkişinin 29.12.2023 tarihli raporunda ise, dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde rapor içeriğinde cins ve sayısı belirtilen muhtelif emekle yetiştirilebilecek şekilde meyve ağaçları olduğu, 5 parselin üzerinde ahşap baraka ve kümes de bulunduğu, etrafının çitle çevrili olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporları taraflara tebliğ edilmiş; davacı vekili ağaçların yaşlarının hatalı ve eksik yazıldığını itirazen bildirmiş; davalı Hazine vekili sunulan dilekçesinde aleyhe hususların kabul edilmediğini beyan etmiştir. Dairemizce denetime elverişli bulunan bilirkişi raporlarıyla tespit olunan hususlara itibar edilmiş, itirazlar yerinde ve sonuca etkili görülmemiş, davacı tarafın dava konusu 5 parsel bakımından tespit tarihi itibariyle kullanımının ispatlandığı, 6 parselin yargılama aşamasında idari satış yoluyla dava dışı şahsa devri nedeniyle bu parsel bakımından talebin konusuz kaldığı...'' gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 122 ada 5 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine taşınmazın tamamının bahçe olarak davacı mirasçılarının fiili kullanımında olduğu yönünde şerh yazılmasına, 122 ada 6 parselin yargılama aşamasında idari satış yoluyla 3 üncü şahsa devredilmesi sebebiyle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de var olmadığına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, 427,60 TL davacı ... tarafından yatırılan peşin harcın onama harcına mahsubuna,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.