"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/450 E., 2019/135 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı Hazine vekili
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle Dairemizin 09.10.2023 tarihli ve 2022/2518 Esas, 2023/5049 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davalı Hazine vekili tarafından Dairemizin onama ilamına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; Kahramanmaraş ili Dulkadiroğlu ilçesi Güzelyurt Köyünde bulunan, dava dilekçesinde hudutlarını bildirdiği 6.000 m2 yüzölçümlü taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, davacının 30 yılı aşkın bir süredir taşınmazı imar ve ihya ettiğini, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen, davanın kısmen kabulü ile bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfi ile gösterilen bölümlerin davacı adına tapuya tesciline, (A), (D) ve (E) harfi ile gösterilen kısımlar yönünden davanın reddine ilişkin önceki karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 16.05.2018 tarihli ve 2016/6218 Esas, 2018/3265 Karar sayılı ilamıyla; "... taraf teşkili sağlanmadan ve yasal ilanlar yapılmadan davanın esası hakkında karar verilmesinin isabetsizliğine ..." değinilerek bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; 25.02.2014 tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 1.058,12 m2 yüzölçümlü bölüm ile (C) harfi ile gösterilen 1.085,85 m2 yüz ölçümlü bölümün davacı adına tapuya tesciline, (A) harfi ile gösterilen 201,60 m2'lik, (D) harfi ile gösterilen 2.272,61 m2'lik, (E) harfi ile gösterilen 40,30 m2'lik kısımlarına ilişkin davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 09.10.2023 tarihli ve 2022/2518 Esas, 2023/5049 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiş ve iş bu onama ilamına karşı davalı Hazine vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, hükme esas alınan bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfi ile gösterilen bölümler bakımından davacı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, dosya kapsamında alınan 26.02.2014 tarihli orman bilirkişisi raporunda ayrım yapılmaksızın, davaya konu tüm bölümler bakımından, 1985 hava fotoğrafında tarımsal faaliyet bulunmayan / kullanılmayan hali arazi niteliğinde olduğu ve 1999 yılı hava fotoğrafında üzerinde bir kaç adet yapraklı ağaç haricinde herhangi bir tarımsal faaliyet bulunmayan / kullanılmayan hali arazi niteliğinde olduğu belirtilmiş; ziraat bilirkişi raporunda ise, sayı ve cinsi açıklanmadan 25 - 30 yaşlarında meyve ağaçlarının bulunduğu değerlendirilmesine karşılık, mahalli bilirkişiler ağaçların 1980 yılında dikildiği yönünde beyanda bulunmuşlardır. Bu haliyle, söz konusu bilirkişi raporları arasında çelişki oluştuğu gibi, mahalli bilirkişi beyanları da bu raporlardaki verilerle çelişmektedir.
Ne var ki İlk Derece Mahkemesince, bilirkişi raporlar arasındaki ve raporları ile mahalli bilirkişi beyanları arasındaki çelişki giderilmediği gibi, taşınmazın niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi yönünden ayrıntılı rapor alınmadan ve yine söz konusu hususların tespiti amacıyla yöntemine uygun şekilde harita mühendisi bilirkişisine hava fotoğrafı incelemesi yaptırılmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için İlk Derece Mahkemesince öncelikle, çekişmeli taşınmaza ait Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden celp edilmeli, dava konusu taşınmaza komşu parsellerin tespit tutanakları ile varsa tespitlerine esas alınan tapu kayıtları tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, yine dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde imar planı yapılıp yapılmadığı, imar planı yapılmış olması halinde ne zaman yapıldığı ve kesinleşip kesinleşmediği ve dava konusu taşınmazın şimdiye kadar yapılan tüm imar planlarında ne şekilde tespit gördüğü araştırılarak, alınacak cevabi yazılar ile araştırılan hususlara ait belge ve tutanaklar ile haritaların temin edilerek dosya içerisine alınmalı dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi heyeti, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı; yapılacak bu keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklarından, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; beyanlar arasındaki mevcut ve doğabilecek çelişkiler usulen giderilmeye çalışılmalı; ziraatçı bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden, hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak suretiyle, dava konusu taşınmazın sınırını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde ve ekinde bahsedilen hava fotoğraflarının Netcad vasıtasıyla çakıştırılarak gösterildiği denetime elverişli rapor alınmalı; teknik bilirkişiden, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırları gösterir, keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli krokili rapor düzenlemesi istenilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
İlk Derece Mahkemesince, bu hususlar gözetilmeksizin, belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz incelemesi sırasında hükmün bu nedenlerle bozulması gerekirken, maddi hataya dayalı olarak onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, davalı Hazine vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama ilamının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı Hazine vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09.10.2023 tarihli ve 2022/2518 Esas, 2023/5049 Karar sayılı onama ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi