Logo

8. Hukuk Dairesi2024/865 E. 2024/5035 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen ve beyanlar hanesinde başkasının kullanımında olduğu görülen taşınmazlar üzerindeki kullanım hakkının kendilerine ait olduğunu ileri sürerek, kullanım kadastrosuna itiraz etmişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların taşınmazlar üzerindeki kullanım hakkını ispatlayamamaları ve taşınmazların kullanım hakkının kadastro çalışmaları ve güncellemeler sonucu davalıya verildiğinin tespit edilmesi gözetilerek, yerel mahkemelerin davacıların talebini reddeden kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

TEMYİZ EDENLER : Davacılar vekili

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı ... aleyhine açılan davanın usulden reddine, davalılar Hazine ve ... ... aleyhine açılan davanın esastan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

Çekmeköy ilçesi ...Mahallesi 271 ada 6 parsel sayılı 366,50 metre kare miktarlı bahçe vasıflı taşınmaz, tesis kadastrosu sebebiyle 21.09.1998 tarih ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, şerhler hanesinde ziraat vekaletine tahsisli olduğu, parselin beyanlar hanesinde; parselin ... oğlu ... 'in tasarrufunda olduğu, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine lehine orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilmiş, yine 271 ada 7 parsel sayılı 368,52 metre kare miktarlı bahçe vasıflı taşınmaz, tesis kadastrosu sebebiyle 21/09/1998 tarih ile Hazinesi adına tespit ve tescil edilmiş, şerhler hanesinde ziraat vekaletine tahsisli olduğu, parselin beyanlar hanesinde; parselin ... oğlu ...'in tasarrufunda olduğu, 6831 Sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine lehine orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilmiş, tapu kütük sayfa örneklerinde 271 ada 6 ve 7 sayılı parsellerin beyanlar hanesinde parselin kullanımının ... oğlu ... ve ... kullanımında olduğu yazılı iken ... ismi güncelleme çalışmaları sırasında 20.03.2010 tarihi ile silinmiştir.

Davacılar vekili, dava konusu 271 ada 6 parsel sayılı taşınmazın zilyetliğini müvekkili ... ve 271 ada 7 parsel sayılı taşınmazın zilyetliğini de müvekkili ...'ın davalı ...'den 2006 yılında devir aldıklarını, yine müvekkillerinin 28.09.2009 yılında tapuda kullanıcı olarak görünen ...'den gayrimenkul devir sözleşmesi ile dava konusu taşınmazın zilyetliğini muhtar yanında yapılan devir senedi ile devraldıklarını, ayrıca ...'in 25.03.2014 tarihli muvafakatname verdiğini, dava konusu taşınmazların beyanlar hanesinde 2010 yılına kadar kullanıcı olarak davalı ... görünmekte iken yapılan güncelleme çalışmasından sonra kullanıcı ...'in kardeşi ...'in görünmekte olduğunu, dava konusu taşınmazların 2006 yılından beri müvekkillerinin kullanımında olduğunu, belirterek dava konusu 271 ada 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ve beyanlar hanesine müvekkillerinin adının yazılmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.

Davalı ..., davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.

Davalı ... vekili; vekil edeninin, dava konusu 6 ve 7 parseller ile dava konusu olmayan 5 parselin zilyetliği ve tasarrufunun tamamen 25.04.2002 tarihinde davalı müvekkili ...'e geçtiğini, davalı ...'in, müvekkilinin tasarrufunda ve adına kayıtlı bulunan dava konusu parselleri kötüniyetli olarak işbirliği yapmak suretiyle müvekkilinin tasarrufunda olduklarını bilen davacılara devir ettiğini davacıların iddia ettiğini, davalı ...'in devir sözleşmesi yapmaya ve muvafakatname vermeye kesinlikle yetkisi olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, "dava dilekçesi, tapu kayıtları, kadastro tutanağı, İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/33 Esas, 2016/29 Karar sayılı ilamı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; yapılan sözleşmenin geçersizliği sebebiyle dava konusu taşınmazların hiç bir zaman davacı ...'in tasarrufunda olmadığı, kullanıcısı ve hak sahibinin ... olduğuna ilişkin kesin delil niteliğindeki mahkeme ilamı dikkate alındığında, dava konusu davalı ... Hazinesine ait İstanbul ili Çekmeköy ilçesi ...Mahallesi 271 ada, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazların kullanıcısının davacılar olduğuna kanaat getirilemediği, TMK madde 6 uyarınca tarafların dayandıkları olguları ispatla mükellef oldukları, ancak davacıların dava konusu taşınmazların kullanıcısının kendileri olduğunu ispat edemedikleri gerekçeleri ile davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerektiği, öte yandan İstanbul Anadolu 17. ASHM'de ...'in kullanıcı tespitinin iptaline ilişkin ... aleyhine açmış olduğu dava reddedilmiş olup, her ne kadar davalı ... iş bu açılan davayı kabul etmişse de; kesinleşmesi beklenilen davanın reddedilmiş olması sebebiyle ...'in dava konusu taşınmazlar üzerinde herhangi bir tasarruf yetkisinin bulunmadığı, iş bu davanın davacıları ile yapmış olduğu sözleşmenin de geçerli olmadığı, böylelikle davalı ...'in kabul beyanına itibar edilmediği, aynı zamanda dava konusu taşınmazlar üzerinde herhangi bir hak sahipliği bulunmaması sebebiyle davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar vermek gerektiğinden bahisle; davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine, davalı ... ile ... aleyhine açılan davanın reddine" karar verilmiş, verilen karar davacılar vekilince istinaf edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, "somut olayda dava konusu taşınmazların 1998 yılında yapılan 2/B çalışmaları sırasında davalılar ... ve ...'in zilyetliklerinde olduğunun tespit edildiğine, bilahare davalı ... tarafından 2002 yılında parsellerin kullanım hakkının diğer davalı ...'e devredildiğine ilişkin belgelerin sunulması üzerine 2009 yılında yapılan güncelleme çalışmalarında kullanıcı olarak davalı ...'in lehine kullanıcı tespiti yapıldığına, bu halde davalı ... zilyetlik haklarını diğer davalıya devrettiğine göre davalı ...'ın davacılara yaptığını iddia ettiği devirlere itibar edilemeyeceğine, davacı tarafça taşınmazlar üzerinde üstün hakkı olduğu da ispat edilemediği gerekçeleri ile istinaf talebinin esastan reddine" karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Davacılar tarafından yatırılan 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.