Logo

8. Hukuk Dairesi2024/947 E. 2024/5497 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından kullanılan alanın kullanım kadastrosu dışında bırakılması nedeniyle açılan tespit davasında, tescil harici yolda kalan kısım için kullanıcı şerhi verilip verilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Tescil harici bırakılan yerlerde kullanıcı şerhi verilebilmesi için öncelikle idareye başvurulup kullanım kadastrosu yapılması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davacının tescil harici yolda kalan kısım için açtığı davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1632 E., 2023/462 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulüne

İLK DERECE MAHKEMESİ : Zonguldak 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/39 E., 2021/144 K.

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

2018 yılında 3303 sayılı ... Havzasındaki Taşınmaz Malların İktisabına Dair Kanun’un (3303 sayılı Kanun) Ek 1 maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında dava konusu Zonguldak ili ... ilçesi ... Mahallesi 141 ada 65 parsel sayılı 281,00 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine, ''3303 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi gereğince idarenin ve ruhsat sahiplerinin maden arama ve işletme faaliyetlerine müdahale edilemeyeceği ve bundan doğacak zararlarda mülkiyet hakkına dayanılarak bir hak ve tazminat iddiasında bulunulamayacağı, kamu yararı ve ülke güvenliği açısından yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip yabancı şirketlerince iktisap ve sınırlı ayni hak tesis edilemeyeceği ve 14.11.1999 tarihinden evvel olmak üzere bu parsel ... oğlu ...'ın kullanımındadır. 14.11.1999 tarihinden evvel olmak üzere dört katlı betonarme bina ... oğlu ...'a aittir taşınmaz üzerindeki binanın 141 ada 38 parsele 24.76 m2 tecavüzü vardır." şerhi verilmek suretiyle arsa vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.

Davacı 141 ada 65 parselin güneyinde tescil harici yol vasfında olan bilirkişi raporunda B Harfi ile gösterilen taşınmazında kendi fiili kullanımında olan yer olduğundan bahisle kullanıcı şerhi verilmesine yönelik dava açmıştır.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar davacı tarafından eski 141 ada 18 parsel sayılı taşınmazda kullanıcı olduğunun tespiti için dava açılmışsa da; davacının kullandığını iddia ettiği 86,95 m2 lik kısmın kadastro çalışmalarında yol olarak tescil harici bırakılan alanda kalıp 3303 sayılı Kanunu'nun Ek 1 ince maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sırasında hakkında tutanak düzenlenmeyen, başka bir ifade ile Ek1 inci madde kadastrosuna tabi tutulmayan yerlerde kullanıcı şerhi verilebilmesi için, idareye başvurularak kullanım kadastrosu yapılmasının sağlanması gerektiği göz önünde bulundurularak, kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmeyen ve tescil harici olarak bırakılan bu kısım yönünden davanın reddi yönünde hüküm kurulması gerekirken davacının davasının kabulüne karar verilmiş olması kamu düzenine aykırı ve isabetsiz ise de bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.2 maddesince hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiş; davacı vekilince bu kez temyiz yoluna başvurulmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

179,90 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 247,70 TL'nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi